13. Bölüm +18

2.9K 173 153
                                    

Hwang Malikanesi'nin devasa çift kapısı, Felix düşmanının sığınağına girmenin iyi bir şey olup olmadığını tekrar tekrar düşünürken yargılayıcı bir şekilde ona bakıyordu. Kapıların önündeki büyük merdivende durup kapı zilini çalmak için cesaretini toplamaya çalıştı. Oraya tek başına gitmişti. Hwang Malikanesi'nin kapısında, mühtemelen içeri girdiğinde kimliğini kontrol eden sadece birkaç güvenlik görevlisi olucaktı. Hyunjin muhtemelen onlara haber vermişti. Felix, birinin onu tanıması ihtimaline karşı bir şapka takmıştı ama kapıdan girdikten sonra görülecek bir güvenlik olmadığı için buna gerek yoktu. Ona evin yolunu göstermeyi teklif eden de yoktu.

Kocaman bahçeden malikaneye doğru yol almıştı. Yer çok büyüktü ve modern görünüyordu.

Felix sonunda kapı zilini çaldı. Birkaç saniye sonra tek bir kapı camı açıldı ve uzun boylu bir adam ortaya çıktı.

Hwang Hyunjin, üzerinde VAN GOGH yazan bir tişört ve eşofman giymiş Felix'in önünde duruyordu. Saçları biraz dağınık görünüyordu, Felix Hyunjin'i saçlarının mükemmel bir şekilde düzenlenmiş ve taranmış bir saç modeli olmadan görmeye alışık değildi. Her zamanki zeki kişiliği yoktu. Bunun yerine, çok rahat ve çocuksu görünüyordu. 25 yaşında normal biri gibi.

Felix ise siyah eşofman altı, bol siyah bir kazak ve siyah bir şapka giymişti. Tipik bir e-boy gibi görünüyordu.

Hyunjin ona sırıttı. "Zili hiç çalmayacaksın sandım"

"Hayatımın seçimlerini düşünüyordum."

Hyunjin kapıyı arkasından kapatırken, Felix parlak bir şekilde aydınlatılmış eve girdi. Şapkasını çıkardı ve etrafına bakındı, düzgün bir şekilde düzenlenmiş, mükemmel bir şekilde yerine oturan her şeyi inceledi mobilyalardan en basit süs eşyalarına kadar. Hwang Hyunjin havası verdi.

"Personel yok mu?" Felix sordu. Felix Çevresini keşfederken Hyunjin, Felix'i arkadan inceliyordu.

"Hayır" dedi Hyunjin, ve ekledi "Onlara bu gece ve yarın için izin verdim"

"Hmm" Felix evin içinde dolaştı.

"Yatak odama gidelim mi?" dedi Hyunjin.

"Senin yatak odan?"

"Kanepede sevişmek istemiyorsan evet benim odama" dedi Hyunjin.

"Hayır. Hadi gidelim" dedi Felix ve Hyunjin'in merdivenlerden yukarı çıkmasına izin verdi. Hyunjin devasa beyaz bir kapının önünde durdu ve Felix'e döndü.

"İşte! Şimdi Hwang Hyunjin'in sırlar ve arzular odasına gireceksiniz!" Hyunjin derin bir sesle dramatik bir şekilde konuştu ve ellerini açtı.

Felix başını salladı. "Bu bok için fazla azgınım." Hyunjin'in yanından geçti ve odanın kapısını açtı.

İçerisi karanlıktı ve Felix buranın aslında yatak odası olmasını ve Hyunjin'in 'Grinin Elli Tonu' gibi saçmalıklarını çıkarıp ona kırmızı bir acı odası göstermemesini diledi.

Hyunjin ışıkları açtı.

Felix, odanın olağanüstü bir şey olmadığını öğrendiğinde biraz şaşırmıştı. Devasaydı. Ortasına özenle yerleştirilmiş bir kral yatak yerleştirilmişti. İçeride Başka bir kapı, muhtemelen banyoya açılıyordu. Bir balkon, küçük bir teleskop. Üstünde MacBook, kitaplar ve kalemler bulunan bir masa ve resimler. Birçoğu odasının etrafında asılıydı. Ayrıca odanın bir köşesinde boş bir tuval ile ahşap bir panel vardı. Tüm resimlerle çok canlı ve güzel görünüyordu.

"Ne düşünüyorsun?" Hyunjin birkaç dakikalık sessizliğin ardından konuştu.

"Sen ve resim yapmak?" Felix şaşkın bir şekilde sordu.

Düşman Aşıklar -HyunlixWhere stories live. Discover now