KH -28-

202 11 4
                                    

(Multimedya: Christina Perri - The Words)


Asya'dan

Duyduğum tıkırtılara gözlerimi açarken, ilk defa yataktan kalkmamayı istedim.Geç yatmanın verdiği uykusuzluğa bir de gözlerimin ağrısı eklenmişti.Birkaç kez gözlerimi kırptıktan sonra bir süre boş boş tavanı izledim.

Hatice Teyze elindeki kahvaltı tepsisini komodine bıraktığında gülümsedim.Üzerimden atamadığım halsizlik ile birlikte banyoya ilerleyip, dağılmış saçlarımı yeniden topladım ve yüzümü yıkadım.Bu birazda olsa ayılmama sebep olmuştu.

Kahvaltıyı es geçip, dolabımdan kıyafet seçmeye başladım.Bu oldukça zordu çünkü giyecek hiçbir şey yoktu.Daha fazla oyalanmadan elime geçen ilk şeyi giydim.

Melin'e mesaj atacakken, bunun uyanmasına sebep olacağını düşündüm.Her şey onun için yeterince karmaşıkken en azından uzun bir uykuyu hak ediyordu.

Komodinin üzerindeki tepsiyi alıp mutfağa bıraktım ve kahvaltı masasındaki ailemin yanında aldım soluğu. "Ben çıkıyorum."

"Alışverişe mi?" Babam gazetesinden gözlerini ayırmayıp konuştuğunda, onayladım ve evden çıktım.

- - - -

Başka bir mağazaya daha girerken sıkıntıyla ofladım.Kimse olmayınca hiç keyfi çıkmıyordu alışverişin.İsteksizce elbiseleri karıştırmaya devam ettim.Bundan da sıkılıp mağazadan çıktım.Madem bir şey almayacaktım, burada olmanın bir anlamı yoktu.Biraz daha yürüdükten sonra, bir kafenin önüne koyulmuş masalardan birinde dikkatimi biri çekti.Hafızamı zorlayarak, anımsamaya çalıştım.

Ah! Dün çarpıştığım şirin ama ukala çocuk.

Telefonundan gözlerini ayırmayıp, siparişi bekleyen garson kıza birşeyler söyledi.O da başını sallayıp içeri girdiğinde çabucak gidip masaya oturdum.

Gözleri yine telefonundayken konuştu. "Burası dolu." Hiçbir şey demedim ve az önceki kızdan bir kahve istedim. Buna karşın sonunda bakışlarını bana çevirdi. "Haa!" Hatırlamak istercesine mırıldandı.

"Sen şu sakar kızsın."

"Sende şu ukala çocuksun." Küçük bir kahkaha attı.Ama bu daha çok dalga geçercesine bir kahkahaydı.

Garson kız elindeki tepsidekileri sırayla masaya koyduğunda teşekkür edip kahvemi yudumladım.Bu ani hareket ağzımın yanmasına sebep olmuştu.Bozuntuya vermedim ve devam ettim. "Sende bana ait bir şey var." Devam etmemi bekler gibi baktığında cümlemi tamamladım. "Bir özür."

"Özür dileyecek bir şey yaptığımı düşünmüyorum.Sen ve senin gibi kızlar görünüşünüz dışında başka şeylere önem vermeyi deneseniz.Mesela yolda yürümeyi öğrenmek gibi." En nefret ettiğim şey; Genelleme yaparak başka insanlarla beni aynı kefeye koyan insanlar.

Ani hareketle sandalyeden kalktım.Bu etraftaki insanların çoğunun bakışlarını bize çevirmişti.Ve ukala çocuğunda öyle.

"Peki siz bayım, bana çemkireceğinize biraz kibar olmayı deneyip sadece pardon deseydiniz." Bir şey demesini beklemeden, uzaklaşmaya başladım.Birşeyler söylese bile kendimde ona cevap verecek güç yoktu.

O sırada karşıdan gelen Emir'i görmek, beni şaşırtmamıştı ama az önce kalktığım masaya oturması, işte bu şaşırmak için fazlasıyla büyük bir sebepti.

Onları duymak için, beni görmeyecekleri şekilde, gizlendim.Çok net değildi ama kelimelerini seçebiliyordum.

"Yine ne oldu?" diye sordu Emir.Masadaki yarım kalan kahve bardağı dikkatini çekmiş olacak ki bir süre gözleri takılı kaldı.

"Dünden beri bir kız peşime takıldı." Bir eliyle saçlarını düzeltip devam etti. "Sürekli karşıma çıkıyor ve bu çok sinir bozucu."

Sensin sinir bozucu, pabucumun yakışıklısı!

"Hayret" dedi Emir gözlerini bardaktan ayırırken "Seni bir kıza karşı ilk defa, kötümser duygular beslerken görüyorum."

"Önemli bir şey değil.Bir daha da karşıma çıkmaz zaten." Saklandığım yerden, onların görmeyeceği şekilde çıktım ve Melin'i aradım.

Uzun çalışlar sonucu telefonu açıp birşeyler mırıldandıktan sonra kapattı.Yeniden aramama karşılık hemen açmıştı.

"Sarı şeker, hemen hazırlanıp adresini vereceğim yere gel.Konuşmamız gerek.

"Oraya geldiğimde uykumu bölmenin hesabını fena soracağım."

Melin'i aramadan asla unutmamam gereken şeyi atlamıştım; O ve vazgeçemediği uykusu.

- - - -

Etrafa göz gezdirdim.Bu kafe az önceki yere çok yakındı.Açık renklerle kaplıydı.İnsanın içini açıyordu.Birkaç kez annemle gelmiştim buraya.Severdik burada oturmayı.

Karşımdaki sandalyeye bir hışımla oturan Melin'e baktım.Saçları birbirine karışmış, nefes nefese kalmıştı.

"Bu kadar önemli olan neydi?" Çantasından küçük aynasını ve parlatıcısın çıkardı.Makyaj yapmayı sevmezdi ama bakımsız görünmekten de nefret ederdi.

"Dün siz gittikten sonra, parti çıkışında bir çocukla çarpıştım.Ondan nazikçe bir özür beklerken ukalaca tavırlarını sergiledi ve gitti.Bugün ise yeniden karşılaştım onunla.Yanına gittim ve hala benden özür dilemediğini hatırlattım.O ise benim diğer kızlar gibi sadece görünüşüme önem verdiğimi söyledi." Tüm bunları bir çırpıda söylemek beni yormuştu.Nefes alışverişimi düzene soktuktan sonra devam ettim. "Bende ona bir şeyler söyledim ve oradan uzaklaşmaya başladım.Bu sırada Emir'i gördüm ve o sinir bozucu çocuğun yanına oturdu."

"Bir saniye," dedi biraz düşünerek "Çocuk gözlüklüydü öyle değil mi?"

"E-evet de nereden bildin?"

"İsmi Mert.Emir'in arkadaşı"

Bu her şeyi açıklıyordu ama Emir gibi birinin nasıl Mert diye arkadaşı olur, işte bu merak konusu.

- -

Melin'den

Gözlerimle büyük bir savaş içerisindeydim yine.İki saniyelik bir zaman diliminde uykuya dalabilirdim.Asya'dan izin isteyerek lavaboya gittim ve yüzümü yıkadım.Uykunun çoğu uçup gitmiş geriye birkaç zerresini bırakmıştı.

Yeniden geriye döndüğümde Asya, önündeki 6 ayrı tabaktan tatlıları midesine indiriyordu.Şaşkınlığımı gizlemeden yeniden oturdum.

Bir tatlıyı bitirmeden öbürüne geçiyor, onu da yarım bırakıp diğerine başlıyordu."Dur bakalım! Bu acelede ne?"

"Çok...sinirliyim...sarı..şeker." Ağzı dolu olduğundan aralıklarla konuşmuştu.Sürekli ağzına başka bir şey atıyordu. "Asya, boğulacaksın." Elindeki çatalı alıp masaya koydum."Mert denen çocuğu, aklımdan atamayıp düşüncelerimde boğulmaktansa; şu tatlıları yiyerek boğulurum daha iyi!"

Küçük sesli bir kahkaha atıp hesabı ödemek için Asya'nın yanından uzaklaştım.Gördüğüm iki kişi ve tanıdığım tek sima, şaşkınlığımın tavan yapmasını sağlamıştı.

Annem ve yanındaki tanımadığım kız.

-

Selam,

Aslında bölümü yaklaşık 4-5 gün önce yazmayı bitirdim.Ancak önceki bölümün okunma ve vote sayılarına baktığımda yayınlamak için erken olduğunu düşündüm.

Son iki bölümdür hikaye başka karakterin ağzından çünkü onlarında az da olsa düşüncelerini okumanızı istedim.Sonraki bölüm yine Melin'in ağzından olacak.

Son olarak bundan sonra hikayede herhangi bir sırla karşı karşıya gelmeyeceksiniz.Olaylar dağıldı şimdi toplama sırası ;)


Kalp HırsızıWhere stories live. Discover now