"Bölüm 9"

11 10 1
                                    

Uyandığımda yatakta tek başımaydım
Yerimden doğrulup Emir'e bakındım ama ortalıkta yoktu. Mutfaktan güzel kokular yayılıyordu.İçeri girdiğimde Emir kahvaltı hazırlıyordu. Tavaya eğilip mis gibi menemenin kokusunu içime çektim. Koklayıp geri çekildikten sonra Emir'e baktım. Tezgaha yaslanmış bana bakıyordu. Allah'tan sadece yaslanmış.d
Bir şey söylemek istiyordum ama aklıma söyleyecek bir şey gelmiyordu. Bakışırken elini elime uzattı. Tuttum ve beni kendine çekmesine izin verdim. Alnıma öptükten sonra gözüme baktı.

"Günaydın prensesim"
"Günaydın" diyerek tebessüm ettim. Eliyle saçımı geriye itiyor ve gözlerime bakıyordu.

"Acıkmış olmalısın, hadi kahvaltımızı yapalım artık" diyerek benden ayrıldı ve beraber sofra kurduk. Menemenden ilk lokmayı aldığım an kendimden geçtim. Bir erkeğin eli nasıl bu kadar lezzetli olurdu? Yanımda oturan Emir'e dönerek omzuna vurdum.

"Helal kız sana" Bunu söylememle beraber gülmeye başladı. Gülmesi geçtikten sonra tekrar bana döndü.

"Eywallah"

"Eywallah bizden"



~•~

Hiç istemiyordum ama gitmemiz gerekiyordu. Zaten Emir'in beni o şekilde çıkarıp gitmesinden sonra hakkımızda dedikodular dönmeye başlamıştır diye düşünüyordum. Üzerimi giyinip çantamı aldıktan sonra aşağıya indim. Emir çoktan hazırlanmış kapıda beni bekliyordu. Arabaya bindiğimizde içimi bir huzursuzluk kapladı. Yol aldığımızda konuşasım gelmiyordu. Emir bacağımda olan elimi sıkıca tuttuğunda gözlerimi yoldan ayırıp ona baktım.

"Deniz bişey mi oldu?" Ben de bilmiyorum, kendime bile veremediğim cevabı ona ona nasıl verecektim ki...

"İyiyim" diyip tebessüm ettim. Onun da canı sıkılmasın diye. Elimi dudağına götürüp öptükten sonra yola devam ettik. Şirketin önüne geldiğimizde daha huzursuz olmuştum. Emir arabadan ineceği sıra onu durdurdum.

"Emir" İnmekten vazgeçip suratıma baktı.

"Efendim"
"Hani sen dün kolumu tutup çıkardın ya" diyip parmaklarımla oynamaya başlamıştım.

"Evet" dedi yüzünde şüpheyle.

"Yani herkes gördü ve biz bir daha şirkete gitmedik" gerisini getiremeyip önüme baktım.

"Çalışanların laf çıkarmasından korkuyorsun"

"Evet yani biraz" diye geveleyiverdim.

"Benim şirketimde kimse kimsenin hakkında konuşamaz. Aksi taktirde tazminatsız kovulur,sen merak etme güzelim" yanağımı okşayarak konuşmuştu.

"Peki"diyerek arabadan indim.

Emir'in sözlerinden sonra gayet emin adımlarla şirkete yürüdüm. Daha iki gün önce nefret kusarak girdiğim şirkete şimdi sahibiyle birlikte mutlu bir şekilde giriyordum. Bu günden sonra bir şeyler eskisi gibi olmayabilirdi. Daha iyi de olabilirdi daha kötü de. Ben planımdan çıkmıştım ve bunun tek sebebi kalbimi durduramamamdı.


O an annemin sözleri çalındı kulağıma "hiçbir şey sandığın gibi değil". Emirde hiç birini incitecek yürek,tip yoktu. Onu yetiştiren adamda neden olsun ki? Ama babasının konusu açıldığında çekinmişti. Bunun arkasında ne vardı peki? Her şeyden önce ya Emir şirkete neden geldiğimi öğrenirse? Ben ona olan hislerimi kendime açıklayabilmiş, ona aşık olduğumu kesinleştirebilmiştim. Aramızda yaşanan bu şeylerin sonlanmasını asla istemiyor ve Emir'i kalbimde güzel bir köşeye yerleştiriyordum. Durum bu haldeyken benden gitmesine izin verecek bir şey yapamazdım. Ama elbette bu işin peşini bırakmayacaktım. Aklımdaki bütün soruları tek tek cevaplamanın bir yolunu bulmalıydım.

AHTERWhere stories live. Discover now