16-Kitabın İçerisinde♣️

10 6 0
                                    

Elata bulunduğu yerin farkına varmaya çalışıyordu. Karsısında uzun karanlık bir orman vardı ve yanında da kitabı birlikte actığı kişi Livedor
-Burası da neresi?
Elata çevresine bakınarak sorduğu bu soruyu Livedor a yöneltmişti
-Bilmiyorum ama sanırım kitabın içerisindeyiz.
-Bu nasıl olabilir?
Elata düsüncelere daldı. Buraya gelmeden once neler olduğunu anımsamaya calışıyordu.
-Porg Porg a ne oldu?
-Arkadan geldiğimde zorluk çıkartmasın diye bayıltmıştım sevgili Porg unu.
-Sen... bizi nasıl buldun?
-Sizi mi?
-Lafın gelişi
Livedor Elata ya doğru yaklaştı ve saçlarına dokunarak
-Kokun.. Beni çağırıyordu bende cağrısına kulak verdim.
Elata Livedor a utançla bakıyordu
-Ben senden tüm bunlar icin özür dilerim. Ne olursa olsun sana söylemeliydim
-Daha fazla geçmiş hakkında bir şeyler duymak istemiyorum. Durumunu anlıyorum sen babana verdiğin sozü tutmaya çalışıyordun ve bana söylersen isinin yarım kalacağından korktun
-Seni kaybetme korkum her şeye ağır bastı Livedor
Elata parmaklarını Livedor un yüzünde gezdirdi.
-Elata o zaman bunların hepsini geride bırakalım ve yolumuza bakalım
Livedor Elata nın gözlerinin icine bakıyordu
-Tamam ama beni affedebilecek misin?
-Sana kızamıyorum bile. Affedilip edilmemeni gerçekten soruyor musun?
Elata Livedor un yakınlasması ve bunları kulağına söylemesi üzerine irkildi. Bu kadar kolay olacağını düsünmüyordu.
Livedor dudaklarına doğru yaklaştı ve dudaklarını Elata ile birleştirdi.
Ayrılmaları ise bir ses duymalarıyla gerceklesti.
-Yokluk kitabına hoşgeldiniz Morda ve Tudras imparatorluklarının veliahtları. İki düşman imparatorluğun arasında boyle bir yasak ilişki. Güzel roman olurmuş ama şuan maalesef romanın içerisinde değilsiniz. Bu kitaptan çıkmanızın size nelere mâl olacağının farkında bile değilsiniz. Eh hala ilerlemek istiyorsanız sizin tercihiniz yine de bu işkenceden erken kurtulmak istersiniz diye size ip düzeneğini kurdum. Hemen arkanıza bakarsanız gorebilirsiniz.
Elata ve Livedor arkalarına baktıklarında daha once farketmedikleri bir ağaç ve ağacın dalına bağlı iki intihar ipi vardı. Sesin sahibi ise hala ortalıkta yoktu. Elata çevresine sesin geldiği yeri bulmaya çalıstı.
-Beni boşuna arama. Ben sizin o çekiştirdiğiniz kitabın ta kendisiyim. Sizin bu yol sonunda beni yoketmek istediğinizden haberdarım ve bu yüzden daha once benim yanımda misafir olmuş insanlara uyguladığım kadar hoşgorülü olamayacağım sadece bu kısa konusmayı yapıp yanınızdan ayrılacağım merak etmeyin. Eğer zaten bu ortamdan gecebilirseniz olümüme razı geleceğim. Kaç yıldır bu anı beklesemde yine de içimde bir ses var ki bana kader zamanını bile çizdirebilecek gücümün olduğunu söylüyordu. Neyse bu genç yüreklere başarılar diliyorum.
ElataveLivedor saşkınlıktan acılmıs gozleriyle birbirine bakarken daha fazla vakit kaybetmek istemeyerek yürümeye basladılar.
Çok geçmeden güçlü ve baskın ayak sesleri duyulmaya başladı. Elata adımlarını daha da sıklaştırdı ama Livedor her şey normalmiş gibi yürümeye devam ediyordu. Elata geri döndü ve Livedor un el bileğinden tutup koşmaya başladı. Livedor sadece elini tutan Elata ya bakıp ona uyum sağlıyordu.
Elata bir mağara görüp oraya girdi ve saklanmaya başladılar. Adım seslerinin sahibi hayal ettiği gibi koca bir yaratıktı. Ancak mutasyona uğramış devlere benziyordu. Daha önce böylesiyle hic karşılaşmamıştı. Deve mağaranın girişinden bakarken dev Elata yı gördü ama ona doğru yaklaşmaktansa hızla geri dönmeyi tercih etti. Elata kurtulmanın sevinciyle farkına varmadan Livedor un bileğini sıkmıştı ve işte o zaman hala tututtuğu o eli farketti. Hemen elini çekti ve mağaradan ayrılıcakken hareket edemediğini farketti. Ayaklarına baktığındaysa vıcık vıcık bir tabaka bacaklarına kadar bulanmıştı. Hemen kılıcıyla onları kesti. Derken bir ses duyuldu. Büyük bir çığlıktı ve sesin sahibi karşılarında belirdi. Mağaranın büyüklüğünde bir örümcekti. Elata ona bakarken mağaradan geldiği kısımda bir çok ölü beden gördü. Livedor ise korkusuz bir şekilde yaratığa bakıyordu.
-Elata sen git ben halledeceğim
Livedor ciddi bir ses tonuyla konustuktan sonra Elata
-Hayır bende kalacağım
-İyi öyleyse ölmemeye bak yoksa seni öldürürüm
Elata kılıcını sıkıca sarmış ve örümceğe doğru yavaşça yaklasıyordu. Örümcek duvara bir darbe indirerek Elata ve Livedor un geldiği girişi taşlarla kapatmıştı. Şimdi ise her yer karanlıkta kalmıştı. Elata boynundaki agha taşına dokunup ışık vermesini sağladı. Şimdi sadece küçük bir ışık karanlığa karşı geliyordu. Elata taştan basını kaldırdığı sırada 8 tane gozle karşılaştı. Orümcek hemen dibindeydi ağzını açtı ve Elata ya doğru yaklaştığında Elata kılıcını çekti ama Livedor ondan daha erken davranıp yaratığın sırtına zıplamıştı örümcek debelenerek Livedor un dengesini saşırtmaya çalıştı ama Livedor un kılıcı örümceğin sırtına girince bütün davranışları sona erdi.
Elata şaşkınlık içinde Livedor a bakıyordu. Yüzünde hiçbir duygu yoktu. Acımasız ve soğuk yüzünü ilk defa görüyordu. Livedor Elata ya doğru yaklaştı ve dudağına bir buse kondurdu.
-Neye bakıyorsun kaç saattir?
Elata konuyu değiştirmek istercesine
-Buradan nasıl çıkacağız onu düsünüyorum,dedi.
Livedor arkasına dönüp orümceğin geldiği yeri işaret ederek
-Oradan bir ışık geliyor o tarafa gitmeliyiz
Elata Livedor a uydu ve birlikte ısığın geldiği tarafa yöneldiler. Gerçekten de bir çıkış vardı ve ama çıkış bir göle açılıyordu. Karaya varmaları içinse yüzmeleri gerekecekti. Livedor suya atladıktan sonra Elata ya baktı
-Hadi gel
Elata da suya atlamış ve en yakın kıyıya doğru yüzmeye başlamıslardı. Göl olmasına rağmen çok fazla derindi. Elata bir an korkuyla duraksadı. Sol ayağını hareket ettiremiyordu ve suyun altından ayağına baktığındaysa değisik bir yosunun bacağından kavradığını gördü. Livedor ona dönünce ise durumu anlamışcasına Elata ya yaklasmaya basladı ama yosun anında Elata yı suyun dibine çekmişti. Livedor hemen dibe dalıp Elata ya yaklasmaya çalışmıştı ama yosun çok hızlı bir şekilde çekiyordu. Elata çekilirken bir duvar buldu ve oradaki kayaya tutundu. Nefesini daha fazla tutamayacak gibi hissediyordu öte yandan bacağını morartacak şekilde sıkan ve hısımla çeken bu canlı onun sinirlerini bozuyordu. Livedor Elata ya yaklaştı ve hemen bıçağıyla deniz canlısını kesti. Elata baygınlık geciriyordu. Livedor Elata yı kucaklayıp yüzeye çıktı ve karaya çıktılar. Elata gozlerini açamıyordu. Livedor telaşla Elata nın boğulmaması için elinden geleni yaptı. Sonunda Elata yavaşca gozlerini açtı ve fazla miktarda su kustu. Livedor Elata nın uyandığını gorünce onu sıkıca sararak sarıldı. Elata yeni yeni olanların farkına varmayı başardı. Biraz orada dinlendikten sonra Elata kalkmaya çalıştı ama ayağı hala sendelemesine sebep oluyordu. Bunun üzerine Livedor Elata yı böyle görünce kucağına aldı ve yürümeye basladı. Elata bulunduğu durumdan utanc duyuyordu.
-Ben yürüyebilirim
-Bu halde mi?
Livedor Elata nın kararlı bakısları karşısında oflayarak
-Eğer sen yürümeye çalışırsan gideceğimiz yere çok gec varırız belki de varamayız
Livedor zaman umrunda olmamasına rağmen Elata yı yürütmemek için böyle bir bahaneye sığındı ve işe yaramış olacak ki Elata daha fazla bakmayı sürdürmedi ve baska yöne dönerek
-Yorulursan söyle,dedi
Livedor kücük bir gülümsemeyle ona bakarak
-Tüy kadar hafifken beni nasıl yorabilirsin ki?
Elata bir an için Livedor un Tudraslı olduğunu unutmuştu. O bunun içinde bir şeyler öğrenmiş olmalıydı. Zira Tudraslılar her şeyden anlamaları ve güclülükleriyle ünlüydüler.
Ormanın içinde yürüyorlarken düzlük bir alana vardılar. Livedor temkinli bir şekilde yürümeye başladı. Ardından hafada bir hareketlenme başladı. Bunun olması olanaksızdı. Yıllar önce nesli tükenmiş bir ejderha türü olan Şahkam karsılarında duruyordu. Bu hayvan hava bükme özelliği ve ateş yaymasıyla yasadığı dönemde büyük felaketlere yol açmış ve soyu kurutulmuştu. Şimdi ise tam karşılardında duruyordu.
Livedor Elata yı bir ağacın altına bıraktı ve karsısınfaki Şahkam ile igilenmeye basladı. Şahkam ağzını açıp Livedor a doğru ateş püskürtmeye başlamıştı. Elata telaşla Livedor a baktı. Ama Livedor göze gözükmüyordu. Bir anda şahkamın arkasında belirdi ve kılıcıyla govdesine bir kesik attı. Şahkam deliye dönmüşcesine arkasını dondü ve Livedor u yakalamaya çalıştı ama Livedor hızla boynundan tutunarak gövdesinin üzerine çıktı. Şahkam atesler savurarak ve kanatlarını çırparak üstündekini düşürmeye çalıstı Livedor un boğazını sıkması yüzünden havayı kontrol edemiyordu. Livedor kılıcını çekmek için elini bıraktığındaysa Şahkam bir anda gokyüzüne çıktı ve rüzgarla Livedor u savurmaya çalıştı diplere doğru sürüp sonra yükseklere çıkıyordu. Livedor dengesini zar zor sağlayarak kılıcını çekti ve Şahkamın tam sırtına sapladı. Şahkam sağır edici bir sesle yere doğru düşmeye başladı Livedor ise sakin bir şekilde Şahkam ın gövdesine tutunmuş yere doğru hızla düşmenin tadını çıkartıyordu. Düştüklerinde Şahkam cansız bir şekilde yerde yatıyor Elata ise telaşlı gozlerle Livedor u arıyordu. Livedor ortalıkta yoktu. Şahkamın altında kalabileceğinden korkarak ayağını tutup yavaş adımlarla doğruldu ve ejderhaya doğru yaklaştı. Elata temkinli adımlarla ilerlerken Livedor Elata nın arkasından sarılarak
-Kimi arıyorsunuz acaba?
dedi güler bir yüzle
Elata şaşkınlıkla arkasını döndü
-Livedor!!Aklım çıktı
Ardından Elata kendisini sımsıkı saran Livedor un dudaklarıyla kendi dudaklarını birleştirdi.
Ayrıldıklarında Livedor devamını istercesine Elata nın dudaklarına bakıyordu. 2.bir öpüşme için Elata ya doğru uzandığındaysa Elata eliyle dudaklarını kapatmış ve
-Hadi şu lanet kitaptan çıkalım.
dedi.
-Şu kitaptan bir çıkalım işte o zaman kaçmak için hiçbir bahanen kalmayacak.
Elata kendisini saran kolları açtı ve sendeleyerek yürümeye basladı. Bunu gören Livedor Elata yı tekrar kucağına almaya yeltenirken
-Koluma girsen yeter. İyilesmiş gibi hissediyorum. Benim elf olduğumu artık öğrenmiştin değil mi?
-Ne zaman iyilestirme büyüsü yaptın?
-İlk yaralandığımda sen telaştan farketmemiş olabilirsin
Livedor Elata nın koluna girerek yürümeye başladılar. Hava kararmaya yüz tutarken karşılarına bir dağ goründü. Çok yüksek olmasına rağmen tam tepesindeki bir insan figürü görünüyordu. Çarmıha gerilmiş bir beden gibi görünsede ondan gökyüzüne doğru yükselen enerji halkaları bulut misali yükseliyordu. Elata bir an onun anneannesi Samhaz olduğunu düşündü ve ne yapması gerektiğini artık biliyordu. Durup bütün bildiklerini Livedor a anlattı. Babasının annesine ve çevresine neler yaptığını kitabı dahası bu zamana kadar olan her şeyi ona anlattı. Livedor çoğu bilgiyi bilsede babasının bu saplantılı askının sevdiği kızın annesi olduğunu duyunca büyük şaşkınlık geçirdi. Biraz duraksadıktan sonra
-O zaman şu yaşlı kadını esaretten kurtaralım
Dedikten sonra dağa doğru yöneldi.
Ama hava çoktan kararmıştı ve Elata nın daha fazla yürüyecek hali kalmamıştı. Livedor dağa çıkmadan önce durup Elata ya döndü ve ertesi gün dağa tırmanmaya karar verdiler.
Birlikte kamp ateşi yakıp çevresinde birbirlerine sarılarak uyuyakaldılar.
Elata sabah uyandığında Livedor un yumuşak kolunda uyandığında önce hiçbir şeyi yadırgamadan oylece yanında yatan Livedor a baktı. Gaddar yüzü şuan ne kadar masum ve temiz görünüyordu. Elata elini kontrolsüz bir şekilde Livedor un büyüsüne kapılmışcasına onun yüzüne uzattı. Gözlerinin dudaklarının yanaklarının daha doğrusu yüzündeki herbir ayrıntının üzerinde elini gezdirdi. Eşsiz bir güzellik diye aklından geçirdi. Kendini ona doğru yaklaştırdı ve dudaklarına bir buse konduracağı sırada Livedor gözlerini açıp onu altına alacak şekilde döndürdü.
-Demek sevgini ben olmadığım zamanlarda göstericeksin.
Elata kızarmış bir şekilde üzerindeki neredeyse burunlarının değeceği Livedor a bakıyordu.
Livedor Elata nın dudaklarına doğru kaydı ve uzun sürecek bir öpüşme yaşadılar. Elata nefes nefese kalıp ayrıldı ve kafasını yana yatırıp kızarmış bir şekilde
-Dağa gitmemiz gerek,dedi.
Livedor Elata nın saçlarını okşayarak
-Tamam gidelim
dedi ve Elata nın üzerinden kalktı.
Elata nında kalkmasına yardım ederek tekrar yürümeye başladılar. Dağın eğimi oldukça dikti. Tırmanmada oldukça güçlük çekiyorlardı ama neyse ki Elata nın bacağındaki yara genel olarak iyileşmişti. Dağın yarısına vardıklarında Elata gerisine donüp baktığında ne kadar yüksekte olduğunun farkına vardı. İlerlediğinde ise bir anda ayağını bastığı taş kaydı ve ayağı boşluğa düştü Livedor telaşla arkasına baktı fakat Elata nın durumu gayet iyi hatta daha hızlı tırmanmaya başlamıştı. Dağın zirvesine sonunda ulaştıklarında ise korkunç bir manzara ile karsılaştılar. Elata anneannesinin çökmüş haliyle ellerinden değisik beyaz bir metale bağlanmıştı. Hemen onun yanına gidip ellerini açmaya çalıştığındaysa dokunduğu anda geri itilmişti. Anneannesi yarı uyanık hale gelmişti.
-S Siz de kimsiniz? Buraya nasıl geldiniz?
Samhaz bunları öksürükler içinde kalarak yorgun bir bicimde söylemişti.
-Benim büyükanne. Torunun Elata Daymin in kızı
Yorgun gozleri bir anda parlamıştı ama yine de inanamıyordu.
-Sen Daymin inimin kızı mısın?
-Evet bak bana bıraktığın agha taşı
Elata boynuna sakladığı taşı anneannesine gösterdi.
-Bu olacak iş değil. Sen gerçekten-
Samhaz yine öksürük krizine girmişti
-Buna inanamıyorum. Ben buradayken kaç yıl oldu? Zaman algımı kaybettim. Sen koca bir kız olmuşsun.
-Tam 1000 yıl oldu anneanne. Seni canlı görmek ne kadar da güzel
Elata gözleri dolmus bir sekilde yaşlı nenesine bakıyordu. Ona yaklaşmak sarılmak istiyordu.
-Yanınızda buradaki Kogk ağacının yaprağı var mı?
-O da ne?
-Burada yetişen ve sadece bir tane olan koca sarı yaprakları olan bir ağaç. Ancak onun ile bu kalkanı açabilirsiniz.
-Nerede bulunuyor bu ağaç?
Livedor merakla Samhaz a yoneltmisti bu soruyu.
-Ahh kimleri görüyorum. Ogtedo nun oğlu Livedor mu? Buraya hangi akılla teşrif ettiler acaba?
Livedor nasıl tanıyabildiğini düşünüyordu.
-Ben bir kahinim ve aklından geçenleri bile görebiliyorum evlat. O yüzden telaşlanma.
Livedor bu özelliğe sahip olanların çoktan kaybettikleri dünyasında boyle biriyle karsılasmanın saskınlığı içerisindeydi.
-Neyse konumuza donelim. Kogk ağacı şu karşıki dağın öbür tarafında bulunur. Yalnız maymun kılıklı Fruklar dağın ormanını dört bir yandan çepeçevre sarmış durumda-Uzun bir nefes alarak devam eder-Dikkatli olmazsanız sizi kendilerine benzetirler. Akıllarınızla oynamaya çalışacaklardır. İradenize hakim olmaya çalıştığınız bir konu varsa direkt onu yapmaya zorlayacaklardır. En sonunda ise onların dediğini yaptığınızda artık ruhunuzu teslim almış duruma gelirler.
Elata gitmeye hazırlanırken Livedor ona doğru bakarak konusmaya basladı
-Sen büyükannenle kal ben o yaprağı alıp geleceğim.
Elata inatla bakarak
-Bende geleceğim,dedi.
Livedor Elata ya yaklaşıp ellerini Elata nın omuzlarına yerlestirdi
-Bunu ben yapmalıyım lütfen nenenle kal ve ona göz kulak ol.
Elata basını olumlu bir şekilde sallayarak Livedor un gitmesini izledi. Livedor dağı aşmayı sorunsuz bir şekilde başarmıştı. Şimdi altın yapraklı Kogk ağacını gorebiliyordu. Günesin altında parıl parıl parlıyordu. Dağdan inerken ağaçların arasında bir hareketlenme hissetti. Direkt kılıcını çekerek o taraflara baktı ama hiçbir şey göremiyordu. Temkinli adımlarla yürümeye devam ettiğinde önündeki ağacın arkasında Elata belirdi. Elata ona doğru dönüp hızlı adımlarla Livedor a yaklaştı. Livedor şaşkın bir halde ona bakıyordu. Elata parmaklarını kılıcın üzerinde yavaşca gezdirip diğer eliyle de Livedor un yüzünü okşadı.
-Hadi evimize donelim Livedor
Elata bedenini Livedor a daha da yaklaştırmıştı ve nefesini Livedor un iliklerine kadar hissetmesine neden olan çekici ve nahoş bir sesle kulaklarına doğru soylüyordu. Ardından Livedor un kulağından boynuna doğru inip öpmeye başladı. Livedor ise anın saşkınlığıyla donuk bir şekilde Elata yı izliyordu. Elata ardından kılıcı aşağı doğru indirdi ve eliyle Livedor un gömleğini açmaya başladı.
-Sana aşığım Livedor. Her an seninle birlikte olmak istiyorum
Elata bunu soyleyip Livedor un dudağının kenarına küçük bir öpücük bıraktı ve ardından gömleğini tamamen açtı.
Livedor bir an Elata nın büyüsüne kapılsada onun böyle hareketleri asla yüzü kızarmadan ve bu kadar cesurca yapamayacağı Elata nın hala nenesiyle birlikte dağın tepesinde olduğu aklına geldi. Samhaz ın dediği olmuştu. Az kalsın iradesine yenik düşüyordu. Kılıcını çekerek Elata nın sekline bürünmüş yaratığa geçirdi. Sahiden kılıcı geçirince bağırarak maymunumsu bir hale dönüşmüştü. Livedor kılıcını çıkartıp tekrar gecirdiğindeyse coktan olmüştü hızla ağaca vardı ve toplayabildiği kadar yaprak toplayıp geri dönmeye yola koyuldu. Giderken karsısına bir anda Elata nın yara dolu cansız bedeni belirdi. 2 darbe yemişti. Yoksa hayal sandığı yaratık Elata nın kendisi miydi diyerek kafasını zorlamaya çalıştı mantığı o yaratık ifadesini gördüm desede ruhu gerçek Elata yı bıçakladığını ve onun sadece bir hayal olduğunu söylüyordu. Bütün düşünceleri birbirine girmişti. Olü bedene doğru yaklaştı ve eğildi. Gerçekten Elata ydı. Kirpikleri,Vücudu,Saçları...
Tam coküp nefesini kontrol edecekken bir anda ağzı kocaman acıldı ve elleriyle Livedor u sardı. Tam bir lokmada yiyebilecek kadar açtığındaysa Livedor kılıcıyla onun ağzını kesti ve acıyla kıvranan yaratık onu bırakınca Livedor yaratığı katletti. Ardından başka bir engele rastlamayarak gerçek Elata nın yanına ulaştı. Gelir gelmez Elata ona sarıldı ve Livedor un verdiği yaprakları aldı. Sonra heyecanla bekleyen nenesinin yanına gitti ve yaprakla birlikte anneannesinin yanına girdi şuan ona ulasabiliyordu. Hemen kılıcıyla ellerini bağlayan yıllar gecmesine rağmen sımsıkı duran ipi kesti ve nenesi bir anda boşluğa düşecekken ona doğru atıldı ve uzun süren bir sarılma yaşadılar. Ardından nenesi yürümeye baslayıp hızla o bulunduğu yerden uzaklaştı ve özgürlüğünün nesesiyle doğruldu. Zaten ipleri keser kesmez ışıldayan yüzü şuan gençlesmisti. İpler onun bir nevi ruhunu emiyordu. Beyazlamış saçları sarı rengine büründü ve yüzündeki kırısıklıkların coğu kayboldu. Ama simdi ise daha büyük bir sorun vardı. Kitabın içerisindeki dünya yıkılmaya baslamıştı. Ağaclar düsüyor yaratıklar bir bir ölüyordu. Kitap enerjisinin asıl kaynağı olan Samhaz ı kaybetmişti ve şimdi çöküyordu. Elata korkmuş bir şekilde
-Kaçalım!
dedi. Ardından Samhaz Elata ya dönerek
-Nereye kaçacağız? Tek çözüm kitapla konuşmak.
-Nasıl konuşacağız?
-O bizi bulacak. O zamana kadar burdan ayrılmayacağız.
Üçü birlikte dağın zirvesinde beklemeye basladılar. Dağ deprem olurcasına sallanıyor hepsi yerinde sıkı durmaya çalışıyordu ardından bir ses duyuldu
-Nihayet sonsuzluğa karışacağım sevgili arkadasım Samhaz
Samhaz da konusmaya baslamıştı
-Elbette ama bize diğer dünyanın ihtiyacı var bizi buradan çıkar.
-Ama bu topraklarda bir kana ihtiyacım var yoksa ebediyete gidemem değerli Samhaz ama 2 kişiyi bırakabilirim senin kanın burası için yeterince yaslı ve maalesef beni kurtaramaz. Daha genç bir kan lazım. Örneğin sevgili torunun veya onun sevgilisi gibi. Birisinin kanı olmadan sizde benimle burada yok olup gidersiniz. Elata ve Livedor uzun süre birbirlerine bakıp düsündüler bu sırada neredeyse her şey yokolmuştu
-Zamanınız azalıyor Samhaz
Elata Livedor a doğru yaklaştı ve
-Ben yapacağım
dedi. Livedor bu fikir karsısında
-Hayır. Ben yapmalıyım sensiz yasayabileceğimi mi düsünüyorsun?Sen yaşamalısın
-Livedor. İsi zorlaştırma. Halkının sana ihtiyacı var. Ve eğer bende seni burada bırakıp gidersem bana verilen yaşama hakkını bir saniye bile kullanabileceğime emin değilim. Senden ayrılamam.
Elata gözyaşlarının akmasına engel olamıyordu. Onları izleyen Samhaz
-O zaman hepimiz burada kalalım ve böylece ne arkada kalan olur ne de yasadığı için azap çeken. Bana gelirseniz artık yaşama tutkum yok denilecek kadar az bu yüzden beni dert etmeden kararınızı verin. Sizin kararınız sonunda olsemde hayatta da kalsam artık umrumda değil.
Livedor ve Elata birbirlerine bakıp birinin ölüp diğerinin kalmasındansa birlikte ölmenin daha iyi olucağını soyleyen Samhaz ın laflarını tartıştılar. Ve sonuç olarak birlikte ölmeye karar verdiler.
Livedor Elata ya uzun bir şekilde sarıldı ve Elata farketmeden hançerini çıkartıp kendisine sapladı. Elata farkedince hemen ayrıldı ve hızla kan kaybeden Livedor a baktı.
-Sen manyak mısın! Ne yaptığını sanıyorsun!!
Yere düşen Livedor un yarasının üzerindeki hançeri çıkarttı ve acilen iyilestirmeye çalıştı. Bu sefer kitap onu sonsuzluğa uğratacak olan bedeni rüzgardan oluşan bir hortumla kalkana aldı ve Elata nın yaklaşmasına izin vermedi.
-Samhaz ve Elata...Artık yollarımız ayrılıyor(...)
Kitap ıvır zıvır bir seyler söylüyordu ama Elata sağır olmuşcasına hiçbir şey duymuyordu. Sadece donuk bir şekilde kalkana kapatılmış Livedor un cansız bedenine bakıyordu. Ardından omzunda bir kol hissetti. Samhaz onu sıkıca sarmıştı ve bir şeyler söylüyordu. Ama hala Elata duymuyordu. Büyük bir kriz geciriyordu. Samhaz ın konusmaları bitince anında kitaptan ayrıldılar ve kitabın dışarıdan kendi kendini yokedisini izlediler.

Savaş İkilemiDonde viven las historias. Descúbrelo ahora