🥜8🥜

270 49 16
                                    

Jimin'in ağzıma sokmaya çalıştığı yemekten kafamı çevirerek kurtulmaya çalışırken Öküz Yongi  boğazını temizleyerek dikkatleri kendine çekerek konuştu.

"Aylık tatilde işim var, Kore de, hatta Seul de olacağım ama arada yurtta olmayabilirim"
Kıkırdayarak tek kaşını kaldırdı jungo, alay ederek konuştu.
"Ne o? Sevgili yaptın da onun yanında mı olacaksın?"

Göz devirip Jimin'in ağzına tıktığı yemeği yutup -Kendisini annem sanıyor- bende alayla konuştum.
"Bu öküzü anca ünü için seven çıkar, kaba öküz!"
Çocuk gibi çıkan sesim ve bazen yanlışlıkla peltek söylediğim kelimelerim yüzünden diğerleri gülerken göz devirdi Öküz Yongi.
"5 Görünümlü 25!"
Sinirle dil çıkardım.

Hafızamı kaybetmeden ve üzerimde deney yapılmadan önceki yaşım hakkında bilgim olmasa da Namjoon konuşma tarzım -daha çok ettiğim küfürlerden- ve bildiğim şeylerden dolayı 20-25 yaşında biri olduğumu düşünüyordu.
Vücudum da bu küçük ve her hafta yaş atan -şuan da da 5 yaşında olan- bedene sıkıştığı için dalga geçiyordu işte YOONGİ ÖKÜZÜ!
ÖKÜZ İŞTE Ö-KÜÜÜÜZ!

"Pariste çekimlerim var, 2 hafta orada olacağım, kalan zamanı ailemle geçirmeyi planlıyorum"
dedi taetae, jungo da mızmızlanmaya başladı.
"Ama özlerim seni~"

"Onu mu kıçını mı?"
Öküz Yongi nin alay ederek sorduğu soruyla kafasına çubuk yemesi bir oldu, Jimin çığlık atar gibi bağırdı.
"ÇOCUK VAR BURADA TERBİYESİZ!"
Yongi homurdanırken jungo da alayla konuştu.
"Ayrıca seme olduğumu nereden uydurdun?"
Ve o da çubuk yedi tam kafasının ortasına.

Yüzünü buruşturarak ayaklandı Jinnie hyung.
"Ben ailemle kalacağım, hatta bavulumu hazırlamaya gidiyorum"
Onun gitmesiyle jungo nun elini alıp öptü taetae.
"Ailemin yanına giderken seni de götüreceğim bebeğim, bende özlerim yoksa, hem annemde özlemiş seni"
"Sen gelene kadar bende ailemin yanına giderim o zaman...bir daha bebeğim desene~"
Onlar iğrenç iğrenç flörtleşirken Namu hyung ve Jimin Omma -ona omma demeyince beni ciddiye almıyor-ya döndüm.

"İşim olduğu için buradayım"
Dedi namu hyung.
"Babamla kavga ettik bende yurttayım"
Dedi üzgün olduğu belli olan sesle Jimin. Sanırım babasına değer veriyordu, gözleri dolmuştu ve tek bir noktaya bakıyordu.

Bunu fark eden tek kişi ben olmadığım belliydi, Namu hyung Jimin'in masada duran elini tuttu ve samimi bir gülümseme sundu.
"Anlatmak ister misin?"
Dolu gözlerle kafa salladı Jimin.
"Evet, belki yardım edebilirsin"

Onlara garip bir bakış atıp indim sandalyeden.
"Ben Jinnie ye yardım edicem"
Jimin ommamın(!) kafa sallayarak beni onaylamasıyla koşarak Jinniemin odasına girdim.

"Hyung"
Beni gördüğü gibi yanıma gelip kucağına aldı, yüzüme öpücükler kondurmaya başladı.
"Hoseok, minik bebeğim~"
O yüzümü öptüğü için gıdıklanırken elimle yüzünü itmeye çalışıp kıkırdamalarım arasında gururla konuştum.
"Sana yardım etmeye geldim"
Öpmeyi bıraktı, burnunu saçlarıma daldırıp uzunca kokladı ve öptü.

"Senin gibi bir çocuğum olsun istiyorum Hoseok"
Kıkırdadım.
"O konuda yardımcı olamam maalesef hyung"
O da gülüp yanaklarımı öptü ve telefonunu elime verip kucağından indirip yatağa oturttu beni.

"Sende benim için şarkı aç ve eşlik et tamam mı? Bu sayede bende enerjik olur yorulmadan toplarım bavulu"
Kafa sallayarak onu onayladım ve ekranda gezinmeye başladım.

Eh, okuma yazmayı elbette biliyordum, hafızamı kaybetmiş olsam da sadece kendi anılarımı hatırlamıyorum zaten.
Yazma, okuma ve benzeri şeyleri biliyorum.

Rm, doja, dua, blackpink, twice yazan isimleri okurken fazlasıyla tanıdık gelmeleri başımı ağrıtmaya başladı.
Bunları hatırlayamasam da sanırım unutmadan önce çokça bakıyormuşum.
'AgustD- AgustD'
Yazan şarkıyı görünce aynı şey olması beni güldürdüğü için kıkırdayarak şarkıyı açtım ve klibe bakmadan yatağa koyup zıplayarak eşlik etmeye başladım.

Gülerek bana döndü Jinniem.
"AgustD mi? Bunu Yoongi'ye söyleme de dalga geçmesin seninle"
"ÖKÜZ YONGİ!"
Ben sinirle bağırırken o da bağırdı.
"YOONGİ BENİM ADIM!"
Görmeyeceğini bildiğim halde dil çıkararak zıplamaya devam ettim.

Hem AgustD ile Yongi ne alakaysa.

Sincap çocuk ‖Sope/YoonseokWhere stories live. Discover now