🥜11🥜

215 44 8
                                    

Bazı şeyleri anlamıyorum.

Mesela neden biz yemek yerken koca kameralı birkaç insan bizi çekiyor?

Rahatsızlıkla kuyruğumu sallayıp kulaklarımı eğdim.
Onlar bizi izlerken yemek yemek çok zor.

Namjoon hyung ile jimin omma nasıl bu kadar rahat?

Saçımı yavaşça seven minik ellerle Jimin'e döndüm.

"Neyin var miniğim, neden yemiyorsun?"

Kulaklarımı dikleştirip kafenin dışındaki çalılardan bizi çeken insanları gösterdim.

"Bizi çekmeleri çok rahatsız edici, çekmeseler olur mu?"

İkisi de bir anda gösterdiğim yere dönünce küfrederek şapkalarını takıp yüzlerini gizlediler bir anda.

Fark etmemişler miydi yani?

Jimin hızlı hızlı bana yedirdi, sonra indirip elimi tuttu.

"Ben hesabı ödüyorum hemen bekleyin siz"

Namjoon hyung gidip hesabı öderken top havuzu görüp Jimin'in elini çekiştirdim.

"Girebilir miyim?"

"Gitmeliyiz bebeğim, oyuncakçıya gider alırız evde oynarsın olur mu?"

Şapka alıp kafama geçirdi, kulaklarımı kapamaya çalışıyordu.

Tabii ise yaramadı, kulaklarımı hareket ettirdiğim gibi düşen şapkayla güldüm, Jimin onu yerden almak için elimi bırakıp eğilinceyse top havuzuna koştum.

Top havuzu~

Top havuzuna atlarken Namjoon hyung tarafından havada kollarımdan yakalandım ve kucağına alıp yanağımı öptü.

"Jiminin sözünü dinlemelisin Hoseok"

Kuyruğumu sallayarak havuza doğru gitmeye çalıştım, Namjoon un kucağında bu oldukça zor.

"Ama oynamak istiyorum"

Beni takmadan Jiminin yanına gidip elini tuttu ve kafeden çıktık.

Top havuzuna girmek istiyorum ama ben.

Arabaya bindik, Jimin direksiyona geçti, Namjoon benimle birlikte arkaya geçti ve beni çocuk koltuğuna oturttu.

Bu koltuk kuyruğumu sıkıştırıyor.

Ağlanarak kemeri çözmeye çalıştım.

"Biraz sabırlı ol Hoseok, avm uzak değil"

"Banane çıkar şunu banane!"

"Hoseok"

Kollarımı bağlayıp ona arkamı dönmeye çalıştım, yol boyunca da suratına bakmadım.

Siz ne anlayacaksınız kuyruk acısından?

Araba durdu, Namjoon kemerimi çözüp kucağına aldı ve indik.

İkisi de şapka takmaya çalışmaktan vazgeçmişti, sadece maske taktılar.

"Önce oyuncakçıya uğrayıp Hoseok için yeni oyuncaklar ve top havuzu alalım"

Jiminin dediğini mırıltıyla onaylayıp elini tuttu ve asansöre bindi Namjoon hyung.

Asansör kata gelince indik, Namjoon hyung beni yere indirdi ve bende oyuncakçıya koştum.

BEKLE BENİ TOP HAVUZU!

Oyuncakçıya girer girmez elimi tutup güldü Jimin.

"Çok mu mutlusun? Kuyruğuna bir bak"

Farkında olmadan bir sağa bir sola hızlı hızlı sallıyormuşum.
Güldüm bende.

"Hm hm, hadi alalım hadi hadi"

Bu sırada namjoon hyung elinde iki tane kocaman kutuyla geldi.

"Hangisini istersin bebeğim?"

En büyük kutuyu seçtim ve el çırptım, Namjoon hyung ödeme yapmaya giderken gözüm cam duvardan gördüğüm birisine takıldı.

Beyaz ten, yüzüklü parmaklar, yüzünü gizlemeye çalışmalar ve hızlı hızlı sanki arkasından atlı kovalıyor gibi yürümeler.

Bir anda Jiminin elini bırakıp gördüğüm bedene doğru koşmaya başladım.

"Yongi hyung!"

"BENİM ADIM YONGİ DEĞİL VELET YOONGİ YOOONGİİİİİ"

Sanırım herkes bize bakıyor.

Sincap çocuk ‖Sope/YoonseokWhere stories live. Discover now