🥜17🥜

162 34 7
                                    

Aylar olmuştu bilincimi, kendimi unutalı.
Nasıl hissediyorum peki?

Sanki bunca zaman oradaydı bilincim, çıkacağı günü bekliyordu, her şeyi izliyor, sessiz kalıyordu.

Elim boynumdaki kolyeye gitti, ucundaki yıldız süsüyle oynamaya başladım, Yoongi'nin bana bunu verdiği günü dün gibi hatırlıyorum mesela.

Derin bir nefes alıp kafamı cama yasladım, bilincimin tamamen kendine gelmesi birkaç hafta sürdüğü için 16 yaşındayım şimdide.

Neden sinirli, hayal kırıklığına uğramış ve ne yapması gerektiğini bilmiyor gibi hissediyorum?

Kafamı yana yatırıp aynaya baktım bu sefer, beyaz bir etek ve mavi bir sweat.
Jimin bana bunları giydirmeye bayılıyor diye giydim.

Neden? Vereceğim bencilce karara daha az kızsın, daha az üzülsün diye mi?
İşe yarayacak mı?

Elinde yemek tepsisi ile içeri girdi Yoongi, bilincim kendine gelmeye başladıkça hissettiğim garip ve hüzün verici duygularla odadan çıkmaz olmuştum, hep kendimi suçladığım için olabilir.

Halime baktı, kaşlarını çatıp elindeki tepsiyi çalışma masasına koydu.
Jiminin çalışma masası.
Odasından çıkamıyorum.

"Bilincini tamamen falan mı yitirdin?"

Göz devirdim.
"Devrik cümle kurma sinirimi bozuyorsun"

Haftalardır şu kedi suratlıyı görmekten sinirlerim bozuldu.

Güldü.
"Tamamen kendine gelmişsin anlaşılan"

Aptal kedi.
Doğrulup tepsiye baktım, uyuşan kulaklarımı biraz hareket ettirip ayaklandım, tepsiye ilerlerken Yoongi'nin hâlâ eteğe baktığını fark edince yanından geçerken kuyruğumla sertçe bacak arasına vurdum.

Güldü.
"Acıtmadı sincap kılıklı"

Keşke şu kuyruk yerine çekiç olsaydı da kopaydı şeyin.

Masaya oturup kuyruğumu havaya diktim, sevdiğim yemekleri görünce kulaklarımda dikildi havaya, yemeğe başladım.

Yemeği seokjin in yaptığı nasılda belli! Bir insan en fazla bu kadar harika yapabilir!

Bir anda kuyruğumda hissettiğim elle kaşlarımı çatıp kafamı çevirdim.

Bu geri zekalı kuyruğuma vurarak oyun mu oynuyor?

Tanrım... Ben gerçek bir sincap değilim ama bu aptal gerçek bir kedi.

Sinirle kuyruğumu önüme alınca homurdandı, yemeğimi yememi bekledi ve tepsiyi aldı.

"Jimini çağıracağım, kararını verdin mi?"

Kafa salladım, sessizce odadan çıkıp lavaboya gittim, elimi ağzımı yıkadım ve salona geçip oturdum.

Olanlardan sonra Jimin ve ona göz kulak olmak için Namjoon otele gitmişti, Jungkook ve Taehyung ise ilk defa uzun süredir elleşmiyorlardı.

İçeri saçları başları dağınık giren ikiliye baktım.
Fazla erken konuştum galiba.

Kıkırdaşarak karşı koltuğa oturdular, sonra bir anda iki yanıma atladılar.

"Senin pipin niye kalkmıyor?"
Jungkookun aptal sorusuna kaşlarımı çatıp cevap verecektim ki kafasına yediği terlikle uzaklaştı.

Biricik kurtarıcım!

Seokjin Taehyung u da tartaklayıp yanıma oturdu, saçlarımı okşadı.

"Nasılsın Hoseok?"

"Yemeklerin sayesinde iyiyim, sen Jin?"

Tebessüm etti.
"Ne karar verirsen ver biz arkandayız tamam mı? Verdiğin karardan sonra da bizimle kalabilirsin, bizim için bir sakınca yok, seni seviyoruz gitmeni istemeyiz"

Tebessüm edip sıkıca sarıldım.

Biz öyle biraz konuşurken zil çaldı, kapı açıldı ve eksik üçlü girdi içeri.

Jimin'in mahçup yüzü halimi görünce gülümsemeye döndü, yerimden kalktım ve koşarak sarıldım ona.

"Bilincim olsa da olmasa da en çok seni seviyorum"

Burnunu çektiğini duydum, bu kadar duygusal değildi bu ya?

Sıkıca sarıldı, saçlarımı öptü, Namjoon un öldürecekmiş gibi bakmasıyla çekilip el sıkıştım onunla da.

Buna ne oldu ya, yemedik Jimin'ini al götüne sok.

Yoongi omuzlarımdan tutup biz selamlaşırken getirdiği ve salonun ortasına koyduğu sandalyeye oturttu beni, sonra hepsi koltuklara geçti.

Hapları ve bir bardak suyu uzattı Yoongi, sakin duruyordu.

Boş boş bakıyor, tam gözlerini oymalık.

"Karar senin Hoseok, ya hapları içersin, yada kasetleri izlersin. Ben sözümü tuttum, daha doğrusu sana bunu yapanları tamamen bulamadım ama sana geçmişini getirdim. Karar senin"

Yoongi'nin kucağındaki kumandaya baktım, derin bir nefes alıp kumandayı aldım, Jimin'e döndüm.

"Sadece kim olduğumu öğrenmek istiyorum, sizden ayrılmayı düşünmedim bile"

"Ama ateşin çıkacak, sonra- sonra-"

"Jimin... Eninde sonunda öleceğim değil mi? Bunun kim olduğumu bilirken olmasını tercih ederim"

Sustu, burnunu çekip kafasını eğdi, mırıldandı.
"Jimin değil, omma"

Güldüm.
"Tamam tamam, omma"

Gülümsedi, derin bir nefes alıp kaydı koltukta.

"E otur da başlat o zaman"

Peki buna hazır mıyım?

Sincap çocuk ‖Sope/YoonseokWhere stories live. Discover now