27.BÖLÜM

2.3K 126 156
                                    

nalidsaa

°Selamm, oy vermeyi ve satır arasına
yorum yapmayı unutmayın lütfen.

*Verdiğiniz oy ve yorumlar gerçekten yazma hevesini artıyor. Ayrıca sıralamalarda yükselmemizi sağlıyor.

Ben tabii ki kendi adıma, kendim için yazıyorum ve sizlerle paylaşıyorum. Çünkü sizlerle paylaştığımda kendimi bir nebze de olsa rahatlamış hissediyorum ayrıca verdiğiniz oy ve yorumlar yazma isteği artırırken, ilham kaynağı da oluyor. Bunu lütfen unutmayın çünkü artık her bölümde tekrarlamak istemiyorum.

 Bunu lütfen unutmayın çünkü artık her bölümde tekrarlamak istemiyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalara. ⌛

Herkesin sığınmak istediği limanlar olurdu; bir an gelirdi, olurdu da nefes alamazdın o liman sana nefes olurdu. Ciğerlerine oksijen, sana yine hayat olurdu.

Hayatımda bir liman olmasını hep çok istemiştim. Nefes alamadığımda, daraldığımda, boğulduğumda, kısacası kendimi en zamansız anlarda bile kötü hissettiğimde o limana giderek; yalnızlığı iliklerimde hissetsemde aldığım nefesle bana var olduğumu hissettirecek bir liman.

Ama bazen öyle kötü bir noktaya ayak basardın ki, o aradığın liman nefes alman gereken bir yer olmazdı; o liman bir insan olurdu.

Çünkü ihtiyacın vardı. O limanın seninle konuşmasına, sana sarılmasına, seni haklı çıkarmasına, ellerinin saçlarında gezinmesine hatta kokusunu hissetmeye ihtiyacın vardı. Bu yüzden limanlar bazen insandı, nefes alan, seni sarmalayan bir insan...

Kokusunu içime çektiğim bir limanın iskelesindeydim şuan saçlarımda kendini belli eden hafif meltem ruhumu okşuyordu. O limanda birine sarılmıştım, bir insana. Kolları bedenimi öyle sıkı sıkıya sarmalamıştı ki ondan ayrılmam imkansızdı. Her ne kadar sıkı sıkıya sarılsa da canım acımıyor daha fazlasını istiyordum. İçime soluduğum eşsiz koku beni sakinleştiriken bünyem yavaş yavaş yerine geliyordu.

Gözlerimi tamamen açtığımda kafamın yastık kadar yumuşak bir yere yaslı olduğunu fark ettim. Yerine usulca gelen bünyemle birlikte her şeyi yeni yeni idrak etmemle ensemden aşağıya kaynar sular döküldü. Cesur'un kolları arasındaydım, bana sıkı sıkıya sarılı olan kollarıydı. Saçlarımı arasında gezinen meltem, nefesiydi. Ve bünyemi sakinleştiren o koku, kendine has olan onun kokusuydu.

Sığındığım bu liman, Cesur'du.

Ne tepki vereceğimi bilemez bir halde olduğum için elim kolum bağlıydı sanki. Cesur'a gece sarıldığım anların her bir karesi zihnimde kendine yer edinince uyanmıştım ve biliyordum, sabah olunca utanacağımı biliyordum ama buna rağmen ona sarılmıştım.

Gözlerim saate iliştiğinde 07.18 geçiyordu. Cesur'un kollarından, en azından onu uyandırmadan sıyrılmalıydım. Kollarında olduğum zaman bilinci yerindeydi bunu biliyordum ve bunu bilmeme rağmen utanç etrafımı sararak bedenime baskı uyguluyordu.

00.18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin