1-Felix'in hayatı & Olayların Başlangıcı

261 18 53
                                    

Selam. Ben Lee Yongbok. Yabancı ismim Felix. Genellikle bu ismimi kullanırlar.

Ben Daeyon lisesinde çok popüler biriyim. Okulumu çok seviyorum çünkü diğer okullara göre gördüğünüz an koşacağınız bir yer.

Mesela en basitinden; bizim okulda zorbalık olmaz. Herkes birbirine iyi davranır. Birinin birşeye ihtiyacı olduğunda bütün okul el ele vererek yardım ederiz.

Popüler olduğumu söylemiştim değil mi? Popüler olmamın nedenide dış görünüşüm, maddi durumum gibi saçma şeyler değil. Küçüklüğümden beri her şeyde insanlara yardım eder, herkesle iyi geçinmeye çalışırım.

Bu özelliğimden dolayı okulda beni tanımayan yok. En popüler kişi ben olsamda benim gibi iyi özellikleriyle öne çıkan bir kaç isim daha var.

Benden sonra en sevilen, en az benim kadar popüler olan birisi Hwang Hyunjin.

Sert biri gibi gözükse de başta dediğim gibi bizim okulda kötü biri olma ihtimali yok. Hwang, iyi biri ama iyilik anlayışı biraz garip.

Yani kendimden örnek vererek kıyaslama yapacak olursam; ben bir kavgada konuşarak çözmeye çalışır, iki tarafa da suçlu oldukları yerleri nazikçe söyleyerek olayları çözen bir insanken, Hwang çok sinirlendiğinde karşısındakini döven bir insan.

Ama bu kavgalarımda hiç bir zaman haklı olan tarafı dövdüğü görmedim. Tabii ki haksızıda dövmek zorunda değil! Değişik bir çocuk.

Arkadaşlarımdan bahsedeyim size biraz. Okulda ne kadar popüler olsam ve bir sürü arkadaşım olsa bile benim için kardeş diyebileceğim iki insan var. Jisung ve Jeongin.

İkisiylede ortaokulundan beri beraberiz. Ama Jisung ile arkadaşlığım doğumuma kadar dayanıyor. Jisung ile ailelerimiz biz doğmadan öncede arkadaşlarmış. 3 sene öncesi yani biz liseye başladığımız zamana kadarda arkadaşlardı.

3 sene önce bir trafik kazasında ailemi kaybettim. Arabamız hızlı gelen bir arabayla çarpışarak resmen takla atmıştı. Benim o arabadan mucizevi bir şekilde sağ çıktığımı söylediler. Aslında olay basit; annem ve babam genellikle çok kurallara uymayan rahat insanlardı. Aynı şekilde arabada emniyet kemeri takmıyorlardı. Ama ben o olaydada o olaydan sonrada hep kemer taktığım için kurtuldum.

Annemler vefat etmeden önce maddi durumumuz orta düzeydeydi. İki katlı bir evimiz ve arabamız vardı. Babamın kenarda biriktirdiği bir parası olduğunu biliyordum. Ona neden para biriktirdiğini sorduğumda bana; eğer onlara birşey olursa bu evin, arabamızın ve babamın kenardaki parasının benim olacağını söyledi.

Şuan ailemin bıraktığı evimde yaşıyorum. Tabii anneannemler buna çok karşı. Daha reşit olmadığım için sürekli beni kontrole geliyorlar.

Ailenin tek çocuğu olarak bu mal varlığı tamamen bana kalmıştı. Annem ve babam ben doğmadan öncede ben doğduktan sonrada bir çok deneme yapmışlar ama başka çocukları olmamış. Bir tek ben doğmuşum.

Evet. Size kendimi tanıttım ve hayatımı özetledim. Şimdi gelelim bulunduğumuz zamana..

Şuan dersteyiz. Tabii buna ne kadar ders denirse. Hoca anlamadığımız bir şekilde apar topar sınıftan çıktı. Bizde sınıfça telefonlarımıza bakıyor, sohbetler ediyoruz.

Bir kişi hariç. Hwang her zamanki gibi sessizce duvar kenarı en arkadaki sırada uyuyor. Yanında oturan kardeşide onun aksine çok neşeli bir kız, Hwang Yeji. Abisinden sıkılmış görünüyor ancak korumacı abisinden uzaklaşması pek mümkün değil.

"Hey, Felix!" bağıran Jisung ile dalıp gittiğimi fark ederek kafamı iki yana sallayarak kendime gelmeye çalıştım ve Jisung'a baktım. "Dalıp gittin. Bir şey mi oldu?" dedi yanımdaki sıraya oturup bana doğru dönerken.

"Ha yok. Öyle gözlerim dalmış." dedim kafamı iki yana sallayarak. Bu sırada koridorda bir çığlık sesi koptu. Korkuyla ellerimi kulaklarıma götürerek gözlerimi yumdum. Jisung yanıma gelmiş ellerimi kulağımdan indirip tutmuştu. Bir yandan kapıya doğru bakıyordu.

Sınıftakilerde ne olduğuna bakmak için kapıdan çıkmışlardı. Koridorda koşma sesi duyulurken iyice meraklanmıştık. Jisung da sanki aklımı okumuşcasına kısa bir süre bana bakmış ellerimizi ayırmadan kapıya doğru yürümüştük.

"Neler oluyor?" tam kapıdan çıkarken sınıftan gelen tanıdık bağırma sesini duydum. Arkamı döndüğümde Hwang uykusundan uyanmış yüzünü ovuştururken sızlanıyordu.

"Bilmiyorum, bakacağız." diye kısaca cevapladım onu ve koridora çıktık.

Gördüklerimle korkuyu iliklerime kadar hissetmiştim. Bizim sınıftan bir çocuk kaçmaya çalışıyor, başka bir çocuk ise onu boynundan ısırıyordu.

Korkudan hiçbir şey yapamayıp olduğum yerde donakalmıştım. Bir iki adım geriye attım ve yere düştüm.

Kendime gelmeye çalıştım. En az benim kadar korkmuş olan Jisung yanıma eğilmiş ellerimi tutuyordu. Hemen ayaklandım. Bu sırada Hyunjin de ne olduğuna bakmak için dışarı çıkmıştı.

İkimizde korkuyla neler olup biteceğine bakarken Hyunjin saldıran çocuğu tutmaya çalışmıştı. Koridorun sonunda hocalar belirdiğinde hızla oraya koştuk.

"Hocam ne oluyor?" dedim endişeyle rastgele bir hocaya.

"Bilmiyoruz. Bir çocuk arkadaşlarına saldırıyor ve ısırmaya çalışıyor. Polisi aradık. Gelene kadar sınıfınızdan çıkmayın." dedi müdür yardımcısı Seungmin hoca.

Hızla onaylarcasına kafamızı salladık ve sınıfımıza ilerlemeye başladık. Hyunjin ayırdığı çocukları hocalara teslim etmiş, daha sonra sınıfa geri dönmüştü.

Siren sesleri duyduğumda polislerin geldiğini anlamıştım. Şimdi sınıfta oturmuş kafa dağıtmaya çalışıyorduk.

Zil çalmasıyla Jisung ile alt kata indik. Jeongin'in sınıfının önüne geldiğimizde içeri göz gezdirdik. Bizi çoktan görmüş olan Jeongin hırkasını koluna aldı ve hemen kapıya çıktı.

"Duydun mu?" diye sordum Jeongin'e. Neyden bahsettiğimi hemen kavrayıp kafasını aşağı yukarı sallamıştı.

"Hatta ilk çocuk bizim sınıfımızdandı." dedi Jeongin hala korkusunu atlatamamış bir şekilde.

"İlk çocuk derken?" dedi Jisung cümlesinden takıldığı yeri belli ederek.

"Fark etmediniz mi? Biri birini ısırınca bulaşıyor." dedi Jeongin.

Ardından yavaşça merdivenlerden inmeye başladık.
"Nasıl yani? Bulaşıcı hastalık gibi mi?" diye sordum merakla.

Jeongin kafasını olumlu anlamda salladı. "Aynen. Bulaşıcı hastalık gibi. Hatta.. şey.. Zombi gibi!" dedi Jeongin gözlerini büyüterek.

"Abart. Filmde değiliz Jeongin. Uyan!" dedi dalga geçercesine Jisung.

Yemekhaneye geldiğimizde yemeğimizi yemiş ardından bizim sınıfa gitmiştik. Boş olduğu için genellikle öğle yemekleri sonrası bizim sınıfta otururduk.

Bizim çocuklardan izin alıp lavaboya gittim. İçeride işimi hallettim sonra ayna önünde bayağı oyalandım. Son kez elimi yüzümü yıkadığımda kapıyı açtım.

Gördüğüm şeyler ile bugün ikinci kez dehşete kapılmıştım..

---
abo
duz yaziya basladim ben
cook utandim
kotu yaziuom bence ya
ama bu zombi fikri cok hosuma gitti
umarim begenirsinizz

---aboduz yaziya basladim bencook utandimkotu yaziuom bence yaama bu zombi fikri cok hosuma gittiumarim begenirsinizz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
road to deathWhere stories live. Discover now