ten

248 41 5
                                    

Chanyeol'un anlatımından

Bakışlarım Baekhyun'un güzel gözlerindeydi. Az önce söylediklerim yüzünden hafifçe kızaran yanakları çoktan paletime yeni bir renk eklemişti.

Kırmızıyı bilirdim. Özellikle kan kırmızısını. Ama bu tonunu daha önce görmediğime emindim. Kadınlar tarafından sevilen bir adam olduğum gerçekti.

Ama kadınların yüzüne bakmazdım genellikle. Kadınlar diye ayırmam da yanlış olurdu. İnsanların, ne hissettiklerine değer veren dikkat eden biri değilim ben. Şimdiye kadar hiç olmadım.

Peki ya neden onun tek bir mimiğinde hislerim bu denli değişiyor? Mesela neden ailesini bulup süründürmek istiyorum?

Cevapsız soruları tüm hayatım boyunca sevmemiştim. Ortada bir soru varsa onu cevaplamak isterdim. Hayatıma devam etmemin başka bir yolu yoktu.

Belki de takıntılı bir kişiliğim vardı. Olabilirdi, umursamıyordum.

Baekhyun benim en büyük cevapsız sorumdu. Başlı başına, çözülmesi gereken bir problemdi. Hayatıma çok büyük bir etkisi vardı ve artık bunula yaşamak istemiyordum.

Kader denen şeye geçmiş zamanda birkaç kez inanmışlığım olmuştu. Yaşadıklarım ve gördüklerim kendi kaderimi kendi ellerimle yazdığımı öğretmişti bana.

Tehlikeli adımlar atıyor olabilirim. Ama önemli olan ilerlemektir felsefesine inanıyorum yıllardır. Tehlikeli veya değil, adım adımdır. Byun Baekhyun'a attığım her adım benim geçmişimi de geleceğimi de etkileyecekti.

O rüyaların sebebini yıllarca düşünmüştüm. Tek bir cevap bile bulamamıştım. Bir süre sonra ise kesilmişlerdi. Hiç bir şey göremediğim gecelerin ardından kendi kendime bir yöntem bulmuştum.

Kafam çok iyiyse hayal ve gerçeği ayırt edemiyordum. Bu hem uykuya dalmamı sağlıyordu hemde beni eskiden gördüğüm rüyaların içine atıyordu.

Bir kaç saat olsun huzurla uyuyabiliyordum.

Bakışlarım masaya dalmışken duydum onun hoş sesini. "Sanırım daldın." İç çektim. Tutamıyordum kendimi. Dalıp gittiğim bir gerçek olsa da cümlenin başına sanırım getiriyordu.

Bana göre çok çekingendi. Onu yavaş yavaş açmam gerekiyordu. İçindeki onu tanıyor muyum yoksa rüyalar bir yanılsamadan mı ibaret? Bunların hepsinin cevabı karşımdaki çocuktaydı.

"Uykusuzluk yapıyor." Diye mırıldandım uzun bir sessizlik olduğunu fark ettiğimde. Dikkatle inceledi yüzümü. Tenimin solgun olduğunu biliyordum. Bacaklarımda ve ayaklarımda hala uyuşma vardı. Araba sürerken bu beni biraz zorlamış olsa da Baekhyun bunu hissetmemişti.

Gözlerim uykusuzluk yüzünden kızarıktı. Altları ise dün akşam aldığım haplar yüzünden mor. Sarı saçlarımı yakın zamanda boyamış olsam da bu renkten çabuk sıkıldığımı hissediyordum. Siyaha geri dönmeyi planlıyordum.

O yüzden hızla araladım dudaklarımı. "Siyah, sence yakışır mı bana?" Bir kaç saniye duraksadı. "Ne olarak?" Diye sordu. "Saç. Değiştirmeyi düşünüyorum." Bakışları saçlarıma odaklandı. Dikkatle inceledi. "Sarı yakışıyor. Keskin yüz hatlarını yumuşatmış." Diye mırıldandı.

Ama o böyle demeye devam ederse ben kararımdan vazgeçebilirdim.

"Siyah yaparsan, verdiğin ben tehlikeliyim hissiyatı artar gibi hissediyorum." Gülümsedim. "Sen, bu hissiyatı sevdin mi?"

O da gülümsedi benim gibi. Dün gülüşüme pek karşılık alamasam da bugün alıyordum. Genellikle onun gülüşünü görebilmek adına kıvırıyordum dudaklarımı.

Another life/ChanbaekWhere stories live. Discover now