twenty nine

64 20 0
                                    

Sarsıldığını hissediyordu Chanyeol. Hızla gidiyordu atın üzerinde. Etrafı yeşillik ve ağaç olan toprak bir yoldaydı.

Nefesleri sıktı. Ne kadar alırsa alsın ona yetmiyordu sanki.

Göğsünde bir ağırlık vardı nefes almasına engel olan.

Hangi hayatın içindeydi şuan? Ondan bile bir haberdi. Son hayat olmadığını anlamıştı, korktuğu ise Baekhyun'un geçen hafta gördüğü o yaşamı görüyor olma ihtimaliydi.

Kaldıramazdı. Baekhyun'u öyle görmeyi kaldıramazdı.

Yolun sonunda siyahlar içindeki bedeni gördüğünde aniden durdurdu atını. At şahlanırken zorlukla dura bilmişti.

Hissettiği öfkeyi şuan ki yaşamında bile hissetmemişti Chanyeol. Attan aşağıya indiğinde adımları adeta bastığı yeri aleve veriyordu.

Sert adımlarla ilerledi ve sertçe ittirdi karşısındaki adamı. "Baekhyun nerede lan!?"

Adamın yüzünde korkunç bir sakinlik vardı. Chanyeol'un kalbi daha da hızlanmıştı hissettiği korkuyla. "Nerede söyle! Bak eğer tek bir zarar verdiysen-"

"Hissettiğini biliyorum." Dedi adam onun yüksek sesini sakin bir sesle bölerken. "Biliyorsun sende. Artık onun nefes almadığını sende hissediyorsun ama anlamak istemiyorsun. Bilmek istemiyorsun aslında."

Chanyeol için o an her şey durdu. Aldığı nefes bile sekteye uğradı. Yer ayaklarının altından kayıp gitti sanki.

Dün gece kalbinin ortasına bir hançer saplanmıştı sanki. Doğruydu. Hissetmişti.

O dakikalarda mı kesilmişti yani sevdiğinin nefesi?

"Öldürürüm seni." Dedi Chanyeol sertçe karşısındaki bedenin boğazını kavrarken. "Öldürmekten beter ederim!"

"Ettin zaten!" Diye bağırdı Kai. "Ben ölmek istiyorum zaten! Sevdiğim adamın yanına gitmek istiyorum! Aynı şey için sende yalvar istiyorum. Acıdan kıvran istiyorum!"

Chanyeol kalbinin alevler içinde yandığını hissediyordu.

"Nerede o?" Diye sordu gözleri hissettiği acıyla dolarken. "Benim Baekhyun'um nerede?!"

Güldü Kai. Acımasız bir gülümsemeydi. "Evimde. Masanın üzerindeki kutunun içinde. Soylu sevgilinin külleri orada seni bekliyor."

Chanyeol titreyen ellerine rağmen bıçağına ulaştı. Bir an bile düşünmedi. Bıçağı kalbinin ortasına sapladı.

Kai beklediği hareketle hiç bir şey yapmadı. Ölmek istiyordu zaten. Huzura kavuşmak tek dileğiydi.

Kai dizlerinin üzerine düşerken bir çöp gibi bıraktı Chanyeol onu orada. Hızla döndü arkasındaki adamlara. "Bulun." Dedi yalnızca.

"Bana ona ait bir şey bulun."

Dakikalar sonra bulunan evle adeta dizleri titredi Chanyeol'un. Gerçekten orada bir ev vardı. Ya gerçekten orada bir masa varsa, ve gerçekten de o masanın üzerindeki küller onun sevdiğine aitse?

Bir insan buna nasıl dayanırdı?

Yakmışlar mıydı onu?

Nefes alamıyordu. Yaşayamıyordu zaten.

Çoktan ölmüş gibi hissediyordu.

Gidemedi, ilerleyemedi daha fazla. Bekledi adamlarından birini gönderip. Dakikalar sonra yeşil bir kül kutusu ile çıktı görevlendirdiği adam evden.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 15 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Another life/ChanbaekWhere stories live. Discover now