2. Senin gibi

2.1K 249 203
                                    


İstediğiniz her hangi bir şey:

Oy sınırı: 50
Yorum sınırı: 100 (normal yorum)

İyi okumalar.











"Seni burada bekliyor olacağım. Sakın diğerlerini umursama. Yakalanma durumunda ilk fırsatta kaçıyorsun"

Namjoon esmeri belki de ellinci defa uyarırken Taehyung çenesindeki maskeyi yukarı çekerek yüzünü kapattı. Şapkasını da takarken sadece yeşil gözleri açıktaydı.

Saat nerdeyse gece on ikiye yirmi dakika kalmışken Taehyung cevap dahi vermeden arabadan fırlarken olağanüstü güçle tünele doğru koşmaya başladı.

İki yüz metrelik mesafeyi kısa süre içinde koşup tünele girdiğinde cebinden çıkardığı küçük fenerle adımlamaya başladı. Evin bahçesine kadar en azı on dakikalık yol varken Taehyung elinden geldiğince hızlı olmaya çalışıyordu.

En sonunda çıkışa vardığında karşısında ağaç vardı. Saati kontrol ederek 23:59 olduğunu gördü. Sırıtarak kendini toparlarken kulaklığından gelen sesle eli kulağına gitti.

"V, son on beş saniye. Korumalar nöbet sırasını değişecek. Dördüncü kat unutma. Şimdi"

Taehyung ağacı itekleyerek tünelden çıktığı gibi koşmaya başladı. Havanın zifiri karanlık olması lehineydi. Ağaçların ardına saklana saklana eve vardığında sırtını duvara yaslayarak nefeslendi.

Saatini kontrol ettiğinde yarım dakika geçtiğini görüp hızla beline astığı halatı çıkardı. Halatı balkona doğru attığında ilk denemede tutması sırıtmasına sebep oldu.

Taehyung halatın sağlam olduğuna emin olduktan sonra hızlıca tırmanmaya başladı. Şu an istediği tek şey o adamın evine girip onu enselemekti.

Dördüncü katta oluşuna içinden küfürler yağdırırken sonunda balkona varmıştı. Ses çıkarmamaya dikkat ederek ayağını balkona adımını attı.

Kol saatini kontrol ettiğinde beş saniye ile yakanlanmaktan kurtulduğunu gördü. Derin nefes alarak kendini kontrol etmeye çalışırken tekrar Namjoon'un sesini duydu.

"V, içeridesin! Sinyal balkondan geliyor! Cevap verme! Hadi, başırırsın!"

Taehyung onun bu heyecanlı halini anlayabiliyordu. Ellerinde büyük fırsat vardı. İlk kez kadının evine bu kadar yakınlaşmıştılar. Tabii ki, içerdeki casuslarının pek çok yardımı olmuştu.

Zaman kaybetmeden odaya girmesi gerektiğini hatırlayarak kapıya yakınlaştı. Aralık kapı sırıtmasına sebep olurken mor perdeler bir anlık yanlış odaya geldiği ihtimalini düşündürdü. Fakat Namjoon'una güveniyordu.

Sorgulamayı kenara bırakıp ses dahi çıkarmadan kapıyı araldı. Sessizce odaya girdiğinde yatakta yüzüstü uzanan, ayaklarını sallayarak şarkı mırıldanan bedene bakıp kaşlarını çattı.

İç çamaşırından farksız olan mürdüm rengi saten şortu, yine aynı renk askılı üstüyle karşısında şarkı mırıldanan çocuğa aralanan dudaklarıyla baktı esmer olan.

It was late at night
(Gecenin geç saatiydi)

You held on tight
(Sıkıca tutunuyordu)

From an empty seat, a flash of light
(Boş bir koltuktan, parlak bir ışık geldi)

It will take a while, to make you smile
(Seni gülümsetmek biraz vakit alırdı)

"Hiçte bile" diyerek kıkırdadı.

Somewhere in these eyes
(Bu gözlerde bir yerde)

I'm on your side
(Ben senin yanındayım)

Zoe TaekookWhere stories live. Discover now