1.2

5.8K 954 647
                                    

Hastane koridorunda büyük bir sessizlik varken Felix bir köşede yere çökmüş, bacaklarını kendine çekmiş bir vaziyette ağlıyor, Hyunjin de çok başka bir yerde duvara yaslanmış ve sürekli ıslanan yanaklarını silip duruyordu.

Seungmin'in sınıf arkadaşları, hocalardan birkaç tanesi varken Felix yanına çöken annesine sarılmış, Hyunjin'in gözleri onları bulmuştu. Birkaç saniyelik tüm her yerden sıyrılıp bu tanıdık koridorda annesini kaybettiği aklına gelirken gerçekliğe babasının "Hyun," sesi ile vardı.

Kafasını çevirip ona yaklaşan adama bakmış, kollarının arasına girmişti. Chan oturduğu yerde dizlerini sallarken aniden koşarak karşısına çöken Minho ile başını salladı.

"Götürmemeliydim." Başını eğdi. "Onu o hastaneye hiç götürmemeliydim."

"Bilemezdin." dedi Minho direkt,  "O kadının öyle diyeceğini, Seungmin'in böyle yapacağını bilemezdin tamam mı?"

"Bugün durgundu." diye mırıldandı Hyunjin dahil olduğu konuşma ile. Felix'in gözleri de onlara dönerken başını salladı. "Bugün durgundu. Fazla durgun... Sanki böyle yapmayı planlamış gibiydi... Kendinizi suçlamayın hocam."

Chan başını eğdi. "Benim yüzümden."

"Değildi amına koyayım," dedi Minho sinirle. "Değildi tamam mı, değildi. Uyansın halledeceğiz. Önce uyansın, ellerini yıkayalım."

Bu cümlesi ile çoğu göz fark etmiş gibi Chan'ın ellerine bakarken bileklerine kadar varan kurumuş kanla beraber ürperdiklerini hissetmişlerdi. Chan da ayağa kalkıp Minho'ya uymuş, Changbin ve Jeongin de hemen arkalarından gelirken lavaboya girdikleri gibi Changbin kapıyı kilitlemişti.

Chan lavabonun karşısına geçip ellerini tezgaha koydu ve aynadan kendine baktı. "Özür dilemeyi kabul ettiğinde bir sorun olduğunu bilmeliydim." diye konuştu o anlar aklına gelirken. "Onu birazcık tanıyorsam ne olursa olsun diz çöküp özür dileyecek biri değildi ama bunu yaptı."

"Bak," deyip gözlerini arkadaşına dikti Changbin, derin bir nefes verdi. "Seungmin'in sağlıklı bir kafa yapısında olmadığı konusunda hepimiz hemfikirdik, bu yüzden kendini suçlama. Evet intihara meyilliydi ama net bir şey olmayana kadar da engelleyemezdin, kendini suçlama ve sonrasına bak. Ellerini yıka şimdi."

Chan kafa salladı reddetmeden, suyu açıp ellerini yıkamış gözleri kırmızıya bulanmış suda oyalanmış ve en son Jeongin'in uzattığı peçete ile de ellerini kurulayıp çıkmıştı. Cebindeki telefon ile Seungmin'in ailesini arayacakken koridorda gördüğü aile ile ağzını açamadan "Sizin yüzünüzden!" diyerek üstlerine atladı Felix.

"Sizin yüzünüzden benim arkadaşım hayattan vazgeçti!"

Bir anda ellerini kaldırmıştı ki önde olan Minho hızla belinden tuttuğu çocuğu çifte ulaşamadan engellemiş ve onu geriye çekmişti seri bir şekilde. "Felix," dedi Chan da hızla onu tutup. "Sakin kalmaya çalış, Felix bana bak."

"Hocam," dedi Felix ağlayarak. Minho'nun kolları arasında yere çöktü. "Yemin ederim vazgeçecek biri değildi Seungmin, çok çabalıyordu bir şeyler için, yemin ederim hepimizden çok çabalıyordu. Mahvettiler onu, mahvettiler arkadaşımı."

Bir yandan ailesi bir yandan Felix varken, Chan "Minho onunla ilgilen lütfen," deyip ayağa kalkmış ve Seungmin'in ailesini alarak biraz kalabalıktan uzaklaşmıştı. Annesi ona baktı. "Neden böyle bir şey yapmış?"

"Bunu benim size sormam lazım Bayan Kim," dedi Chan. "O gün sizi aradığımda size dedim ki Seungmin'in kötü olduğu, onu kötü hissettiren bir şeyler var mı? Cevap vermemenizin asıl nedeni kendiniz olmanız mı?"

softcore, seungchan ✓  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin