3.9

3.4K 590 287
                                    

Sınav yaklaştıkça Seungmin'in artan gerginliği her geçen gün daha da belli ediyordu kendini, Seungmin neredeyse saatlerce artık odadan çıkmıyor, Chan gelip onu zorla çıkarıyordu.

Telefonuna neredeyse asla ulaşılmadığı için Felixler eve gelip görürken Seungmin iyiyim dese de gergin olduğunu da söylüyordu. Netleri artıyor, düşüyor ve gerçekten Chan'ın dediği gibi dibi de gördüğü anlar da oluyordu.

Son netlerinin iyi gelmesi moralini cidden yüksek tutarken yalnız olduğu çalışma odasında gözleri masasının üstündeki kronometreye gitti. Dokuz saati gördüğünde son kez önündeki notlara baktı ve ani bir kararla kronometreyi durdurup yerinden kalktı.

Açık çalışma masasının ışığını söndürmüş, odasını tamamen karanlığa bürüyüp oradan ayrılmıştı. Yaz mevsimi tekrardan geldiği için üstünde kısa kollu bir tişört ile şort vardı, bu ikisinin de Chan ile vazgeçilmez kombiniydi.

Chan'ın salonda arkadaşları ile sesli konuşarak oyun oynadığını görürken gözlerini televizyondaki oyundan çekip "Minho ya!" diye sesini hafifçe yükselten sevgilisine sabitledi.

"Ne oğlum, kurtardık işte."

"Felix senden iyi oynuyor amına koyayım," diyen Changbin ile Felix'in kıkırtı sesi ulaştı, Minho bu sefer arkadaşına küfür ederken Seungmin onları duymazdan gelerek sessizce ilerlemiş, Chan'ın yanında ayakta durarak omuzuna tık tık yapmıştı.

"Bebeğim?" dedi Chan direkt ona dönerken, kenarda açık telefonunun mikrofonunu kapatıp Seungmin'e baktı. Seungmin bu yaptığını görünce ona doğru dönmüş, eğilip konsolu elinden aldıktan sonra Chan'ın kucağına yerleşerek kollarını boynuna sarmıştı.

"Benimle ilgilen."

Uykulu olduğu için gözlerini kapatıp boynuna doğru yattı, anında beline dolanan Chan'ın elleri ile daha sıkı sarılmış, kenardan "Chaaannn!" diye bağıran Minho'nun sesi ile de Chan tek elini çekerek telefonuna uzanmıştı.

"Ben çıkıyorum, siz devam edin."

"Ya hay-"

Felix'in bağırışını duymazdan gelerek telefonu kapattı, ardından televizyondan açık olan oyundan da çıkmış, kollarını Seungmin'in beline sarmıştı. "İyisin değil mi?"

Seungmin ağır ağır başını salladı. "İyiyim, sadece seni istiyorum şu an."

Parmakları Chan'ın saçlarına karıştı, onları okşarken Chan onun istediğini anlayarak sımsıkı bir şekilde sarılmış, Seungmin'in dinlenmesine izin vermişti.

Ardından da onu kaldırıp yatak odasına ilerlemeye başlamış, sevgilisini yavaşça yatağa yatırıp başını kolunun üzerine koymasını sağlamış, diğer elini de Seungmin'in yanağına atmıştı.

"Çok yorulmuşsun."

"Çok az kaldı," diye mırıldandı Seungmin. "Yapacağım, bu sefer gerçekten kazanacağım."

"Yapacaksın," dedi Chan. Uzanıp dudaklarına uzun bir öpücük bırakarak geri çekildi. "Çalıştın ve karşılığını da alacaksın, sadece sınavda stres yapmamaya çalış tamam mı? Elimi karnının üzerine koymuşum gibi düşün, düzenli nefes almaya çalış ve zihnini toparlamaya. Korkman gereken bir şey olmayacak çünkü hepsini biliyorsun."

"İyi ki varsın," dedi Seungmin yorgunca. Chan bu cümlesi ile onu tamamen kendine çekip boynuna yatırdı. Saçlarını okşamaya başlamış, çok geçmemişti, birkaç dakika bile olmadan Seungmin orada uyuyakalmıştı.

Chan'ın önerisi ile başvurduğu ehliyet kursu bir yandan devam ederken, terapileri biteli sadece birkaç hafta olmuştu. Seungmin aylardır ağzına sigara bile sürmüyor, tüm yediklerine içtiklerine dikkat ediyordu.

softcore, seungchan ✓  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin