2.4

5.7K 918 626
                                    

rota - iyi uykular peder

***

Chan'ın gidişinin üzerinden dört gün geçerken Seungmin gece yarısı olmasını umursamadan telefonunu kulağına götürdü ve çalan telefonun açılmasını bekledi. Fakat istediği gibi olmamış, uzunca bir süre çalan telefon yanıtsız kalmıştı.

"Seni merak ediyorum," dedi sanki Chan duyabilecekmiş gibi. "Ansızın geldiğin gibi ansızın kayboldun ortadan. Belki de ben çok büyütüyorumdur."

Sınıf grubuna girip hepsinin topluca sınıfta Chan ile selfie yaptığı fotoğrafı açarken en önde durmuş, telefonu tutmuş gülümseyen Chan'ın yüzünü büyüttü. Parmakların yüzünü okşadığı sırada beklemediği bir şekilde çalan telefon ile duraksadı.

Chan'ın adı ekranda belirdiğinde birkaç saniye gözlerini kırpıştırmış ardından da aramayı yanıtladığı gibi telefonu kulağına götürmüştü. "Chan?"

Chan bacaklarını kendine çekti. "Beni aramışsın, geç gördüm."

Aslında bakıp bakıp açmadığı gerçeği bir an yalan söylediği için kendine sinirinin bozulmasını sağladığında bunun üstünde durmayarak Seungmin'in sesine verdi odağını.

"Özlemini giderdin mi ailenle?" diyen Seungmin ile gülerek başını salladı, tek kolunu kendine çektiği bacağına sarmış, onaylamıştı. "Giderdim... Yani sanırım, özlem pek giderilecek duygu değil."

"Aslında haklı olabilirsin, daha önce yaşamadığım için bilmiyorum hiç." dedi Seungmin, bununla Chan dudaklarını birbirine bastırdı. Seungmin merakla sordu. "Özlem nasıl bir duygu gerçekten, bana tarif etsene."

"Edeyim," dedi Chan, derin bir nefes alıp sözcüklerini toparlamaya çalışırken bakışlarını yeni yeni aydınlanmaya başlayan evin içinde gezdirmişti. "Özlem bitmeyen bir duygu aslında, ne kadar çok yanında olursa olsun sürekli o kişiye dokunmak istersin, yanında olduğunu hissetmek, özellikle de senden uzak bir yerde ise dayanılmaz olur."

Devam etti Seungmin onu dinlerken. "Beraber yan yanayken yaşadığınız anlar aklına gelir, gülersin sonra eğer çok seviyorsan bir bakmışsın gözlerin yanmaya başlamış zaten çok geçmeden de gözyaşların dökülür."

Seungmin dudağının içini ısırarak sanki Chan hissetmiş de söylemiş gibi yüzünden düşen gülüşü ile kendini bastırmaya çalışıyordu, ses çıkarmadan durmaya devam ederken Chan konuştu tekrardan.

"Eğer o kişinin geri döneceğini biliyorsan özlem duygusunu sabıra dönüştürebilirsin aslında ama bir daha asla geri dönmeyeceğini biliyorsan..." Durdu, derin bir nefes aldı. "Acı verir, hem de çok. Zamanla bitersin, farkında olmazsın."

"Özlem," dedi Chan. "Aşk kadar tehlikeli bir duygu aslında, olmayacağını, gelmeyeceğini bildiğinde insanı bitiriyor."

"Chan..."

Chan'ın sesi titredi, dudaklarından kaçan hıçkırık ile alnını dizlerine bastırdığında sanki bu anı bekliyormuş gibi patlamış, Seungmin ilk defa duyduğu ses tonu yüzünden endişe ve acı ile yerinden istemsizce doğrulmuştu.

"Chan," deyip kendini duyurmak istediğinde Chan kendini sıktı. "Çok özledim." Başını eğdi. "Seungmin, ben annemle babamı çok özledim."

"Bu ev," diye devam etti. "O kadar boş ki... Seungmin ben çok özledim, annemi çok özledim, saçlarımı okşamasını çok özledim, şu aptal merdivenlerden her indiğimde annemin beni dikkatli ol diye uyarmasını, babamın gülüp bizimle uğraşmasın."

İçindeki acıyı söküp atmak istercesine bağırdığında Seungmin elini ağzına bastırdı. Chan dişlerini sertçe birbirine bastırdı.

"O gün ağladın ya yanımda, tüm bunlar için genç değil miydik diye," Hıçkırdı. "Yemin ederim çok gençtik Seungmin, yemin ederim hiçbirini hak etmedik. Çok gençtik... O acıları yaşamak için çok gençtik."

softcore, seungchan ✓  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin