5: "Kıyametin Eşiğinde"

6.4K 360 485
                                    




Herkese merhabaa!

Biz geldiiiik❤️ Bu bölüm için biraz heyecanlıyım, güzel ve önemli sahnelerle dolu bir bölüm oldu. Geçen zamanı telafi etmek için de upppuzun bir bölümle geldim size.

Satır arası yorumları lütfen unutmayalım, hepsi bana aşırı keyif veriyor. Sizin okurkenki düşüncelerinizden keyif alıyorum. Beni diğer bölümü daha çabuk yazmam için en güzel motive etme yolu bence ;)

Keyifle okuyun🤍❤️





BU KURGU, HER SANİYE VE DAKİKA KENDİNİ TEHLİKEYE ATARAK BİZİM GECE YATAĞIMIZDA RAHAT UYUMAMIZI SAĞLAYAN KAHRAMAN TÜRK ASKERİ VE VATANI HER ŞEY PAHASINA KORUYAN ŞANLI TÜRK ORDUSUNUN ŞEREFİNE YAZILMIŞTIR. KURGUDA GEÇEN OLAY, KİŞİ VE YERLER GERÇEK HAYATTAN BAĞIMSIZDIR. BU BAĞLAMDA KURGU GERÇEĞİ BÜTÜNÜYLE YANSITMAMAKTA, SADECE GERÇEKLE BAĞLANTILI ÖĞELER KULLANMAKTADIR. YAZIDA KONU GEÇEN HER ŞEY KURGU AMAÇLIDIR, AKSİ HİÇBİR AMAÇ GÜDÜLMEMEKTEDİR.







🌙🌟








5. BÖLÜM
"Kıyametin Eşiğinde"




Melekler Ölmez, Mor ve Ötesi
Nefret, Allame
Buz, Soner Sarıkabadayı










Melekler Ölmez, Mor ve ÖtesiNefret, AllameBuz, Soner Sarıkabadayı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bu vatan, toprağın kara bağrında, sıra dağlar gibi duranlarındır. Bir tarih boyunca, onun uğrunda kendini tarihe verenlerindir.
Orhan Şaik Gökyay








Geliyorlardı.

Geliyordu gelmekte olan.

Daha fazla ne oyalanmak mümkündü, ne gerçeği yok saymak, ne de olacakları ertelemek. Bir olacağa, bir de öleceğe çare yoktu neticede.

Hiç kimsenin istemediği, beklemediği, tüm gücüyle kaçınmaya çalıştığı ve aslında herkesin içten içe bomba etkisi yaratacağını bildiği bir yüzleşme gerçekleşmek üzereydi. Hilâl de zamanın geçmemesini ve iki gündür dehşetle beklediği o anın gelmemesini dileyenlerin arasındaydı, ama maalesef zaman hiç durmuyor ve bazen insanın aleyhine de olsa ilerledikçe ilerlemeye devam ediyordu.

Perşembe olmuştu. Buluşmak için sözleştikleri o gün, perşembe sabahı. Ve Hilâl'in gözüne dün gece gram uyku girmemişti. Dönüp durmak denir miydi tartışılırdı ama aklının kesinlikle kendisine bir garezi vardı. Ya da aklının değil ama aklının O'nunla dolu olan kısmının.

Ne hissettiğini tam olarak anlayamıyordu açıkçası, tek bildiği göğsünün tam ortasında hiç alışkın olmadığı bir sıkışma olduğuydu. Ama bu heyecandan mı, stresten mi, endişeden mi? Hiç bir fikri yoktu, olmasını istediğinden de emin değildi. Mesela heyecanlanması çok saçma olurdu çünkü heyecanlanmasını gerektirecek bir neden yoktu. Sadece O'nu görecek olması bunun için yeterli bir neden değildi.

İZMİHLÂLWhere stories live. Discover now