'Don't worry,I'm here.'

280 17 37
                                    

Ertesi gün Gryffindor'un ilk dersi,zindanda Slytherin ile iksir dersiydi. Harry, Hermione ve Ron gerekli eşyalarını alıp zindana doğru yürümeye başladılar. Üçünün de ağızından tek bir kelime çıkmamıştı şu ana kadar,sessizliği bozan Harry oldu.

"Um.. Ron, Hermione,şey diyecektim," dedi kısık bir ses ile, yürümeyi bırakıp durdu. Hermione ve Ron da durmuştu,ikisi de Harry'e bakıyordu meraklı gözlerle. Her zamanki gibi geç kaldığını düşünerek koşuşturan Malfoy ise Harry'i görünce durdu,önceki sefer yaptığı gibi izledi onu.

"Üzgünüm,fazla mı abarttım bilmiyorum,fakat.. ah, bilmiyorum. Şu sıralar Malfoy benim için cidden,bir arkadaştan öte. Canımın bir parçası gibi,yakın gördüğüm arkadaşlarımdan. Yanlış anlamayın,sizin apayrı bir yeriniz var. Sizinle o şekilde konuşmam doğru değildi, biliyorum. Tekrardan,üzgünüm, bir daha olmaz." Dedi. Malfoy duydukları karşısında bir anda vücudunun kontrolünü kaybetmişti,duvara yaslandı,derince nefes almaya başladı. Kendi duygularından emin bile değilken bir başkasından bir duygu belirtisi beklemek saçmalıktı. Zaten aşk denen şey de saçmaydı,o zaman neden böyle hissediyordu? Aşk dedikleri şey bu muydu? Hoşlanıyor muydu Harry'den? Hayır,hayır. İmkanı yoktu bunun. Bir erkeğin başka bir erkekten hoşlanması normal değildi,kimse normal karşılamazdı. Ama normal değilse Cedric neden Harry'e korkmadan açılmıştı? Açılmıştı ama Harry onu red etmişti. "Ya hoşlandığı varsa?" diye düşündü bir anlığına. Kalbi sıkışmıştı, nefes alması gittikçe zorlaşıyor, duvarlar sanki onun üstüne geliyordu. Son zamanlarda düşünceleri yüzünden bu tarz atakları çok sık geçiriyordu,ama daha önce hiç bu kadar zorlanmamıştı. Hızlıca nefes alıp vermeye başladı,ama bu sadece başını döndürmüştü,duvara yaslanmış bir şekilde yere oturdu. Ne zaman Harry hakkında heyecanlansa sonu hep böyle büyük ya da küçük ataklarla bitiyordu. Nedenini asla anlayamıyordu,ellerini bacaklarının önünde birleştirdi,kafasını bacağının üstüne uzattı,nefes almaya çalıştıkça sanki her şey daha da kötüleşiyordu,başı dönmeye başlamış,nefes bile alamaz hâle gelmişti. Gözü ister istemez dolmuştu bu yüzden,korkuyordu,fakat neyden korktuğunu bilmiyordu. Hermione soluna döndürdü bakışlarını,yerde Malfoy'u görünce Harry'e döndü.

"Harry," dedi. "Malfoy."

Harry ve Ron, bakışlarını Hermione'un baktığı tarafa çevirdi, Ron başta tepki vermese de şaşırmıştı, Harry ise nedensizce endişelenmişti.

"Siz gidin,geleceğim." Dedi, Harry. Ron ve Hermione de hiç ısrar etmeden kabul ettiler,ısrarlarının bir işe yaramayacaklarını biliyorlardı çünkü. Arkalarını dönüp zindana yürüdüler, Harry ise koşar adımlarla Malfoy'un yanına geldi,geldiğinde yanına çömeldi,lavaboda olduğu gibi,atak geçiriyordu, Malfoy onu görmesine rağmen tek kelime bile edemedi. Koridorlar tamamen boştu,herkes dersteydi. Harry, Malfoy'un başını kendi göğüsüne yaslayıp bir eliyle belinden tutup sarıldı,diğer eliyle de sakinleşmesi için Malfoy'un saçıyla oynadı. Malfoy atağın etkisinde olduğundan ister istemez ağlıyordu,arada bir şeyler mırıldanıyordu ama belli belirsiz kelimelerdi bunlar. Birkaç dakika sonra Malfoy tamamen kendine gelemese de biraz daha düzelmişti,nefes alışını düzeltmişti,ağlamıyordu. Harry elini Malfoy'un belinden çekip Malfoy'a baktı,gözleri kan çanağına dönmüştü,göz altları ise günlerdir uyumadığını ifşalar nitelikteydi. Harry eliyle Malfoy'un yanağında olan gözyaşlarını sildi,daha sonra tekrardan sarıldı.

"Geçecek,söz veriyorum. Ne varsa halledeceğiz,yorma kendini lütfen." Dedi, Malfoy'a. Bu cümle Malfoy'u tekrar ağlatabilirdi,fakat ağlamadı. Hafifçe kafasını salladı sadece. Harry geri çekildi,sonra arkasını dönüp Malfoy'a baktı.

"Derse geciktik,gitsek iyi olur.." dedi.

"Ha? Ah,evet."

Harry ve Malfoy zindana doğru hızlı adımlarla yürüdüler,sonra sınıf kapısını tıklattılar ve sınıfa girdiler. Malfoy'un az önceki halinden eser yoktu,sanki hiç ağlamamıştı,hiç atak geçirmemişti.

------------------

Dersi de bir şekilde atlattılar, Harry neredeyse tüm gününü Malfoy ile geçirmişti, Hermione ve Ron ise durumu anladıkları için anlayışla karşılamışlardı. Belirli saatlerde Harry Malfoy ile beraber bahçeye çıkıyor,birlikte dolaşıyorlardı. Malfoy ne kadar yorgun olsa da bundan şikayetçi olmuyordu. En sonunda sessiz ve kimsenin olmadığı bir yere geçtiklerinde uzun bir sessizlik oluştu aralarında, sessizliği bozan ise Malfoy olmuştu.

"Harry," dedi.

"Efendim?" Malfoy'a döndü Harry,bir süre yanıt alamadı fakat daha sonrasında Malfoy konuşmaya başladı.

"Dün hakkında, yakında anlatacağım demiştin,fazla sabırsız davrandığını biliyorum,ama... Bu gün anlatsan,olmaz mı? Kimse yok etrafta hem,bence.. tam sırası."

Harry bir süre Malfoy'a baktı,daha sonra bakışlarını ileriye bir yere sabitledi. Derin bir nefes aldı ve nefesini bir süre tuttu,daha sonra yavaşça tuttuğu nefesi bıraktı. Bakış açısını değiştirmeden konuşmaya başladı.

"Pekâlâ," dedi. "Anlatsam iyi olacak sanırım,baştan söylüyorum; acayip şeyler bekleme,tamam mı?

Birkaç haftadır tüm dikkatim sendeydi,biliyorsun. Sadece seninle konuşuyordum. Hermione ve Ron'u bile ister istemez görmezden gelmeye başlamıştım,bu durum ikisinin de pek hoşuna gitmedi sanırsam. Dün odalara gitmeden önce o sınıfa girdik, Hermione uzun zamandır onlarla konuşmadığım hakkında mızmızlandı, Ron ise Hermione ne derse ona katılıyordu. Olay sana gelince niye bilmiyorum,sinirlendim. İçimde seni korumam gerekiyormuş gibi.. bir duygu oluştu. O dürtüyle ufak bir kavga çıktı,sözlü olarak. Sonra sinirle çıktım odadan,onlar da peşimden geldi. Merdivende senin hakkında konuşmaya devam ettiler,sabrımı taşıran son damla oldu,sonra onlara patladım. Ben bile şaşırdım aslında kendime,daha önce onlara sesimi bile yükseltmemiştim. Her neyse,olan bu."

Malfoy anlık bir duraksama yaşamıştı. Tahminleri,soruları hepsi doğru çıkmıştı. Şimdi aklındaki sorular ise bambaşkaydı.

fucking obsessed-DRARRYWhere stories live. Discover now