4. Bölüm

759 98 141
                                    

Sanırım insan yalnız olunca, bir kelimeyle bile bağ kurabiliyor, ona anlam yükleyebiliyordu.

🖋️

Günlerden pazartesi.

Saat 01.43

Diğer günlerin aksine bugün bambaşka geçmişti. Olanları hızlıca yazacağım çünkü saat tam üç olduğunda ilaç vermeye gelecekler.

Pazar günü sabahı biraz garip geçti diğer günlere nazaran. Herkes çok mutluydu. Sanki bir yerlerde bir şeylerin zaferini kutluyorlarmış gibilerdi.

Bende uzun zaman sonra bu kadar çok gülmelerine ne sebep oldu bilmek istedim. Fazla meraklı hissetmiştim kendimi bu sabah ama bu benim elimde olan bir şey değildi.

Kahvaltıyı herkes neşe içinde yapmıştı. Bu alışık olduğum bir durum değildi çünkü havada hep bir gerginlik asılı olurdu.

Uzun bir süre bu anlamsız neşenin sebebini anlamazken cevap kendi ayağıma geldi.

Öğlen saatleriydi. Odamda kitap okuyorken kapım çalındı. Bundan dolayı tedirginlik hissettim. Çünkü onların -sebebi her ne olursa olsun- mutluluğu sayesinde dayak yemeden geçmişti kahvaltı faslı ve bunun bozulmasını istemiyordum.

Odanın kapısı açıldığında, odama kahranım diyebileceğim o adam girdi. Uzun bir zaman sonra sırlarıma ve gözyaşlarıma ortak olan o adam; Amir.

Soyadını bilmiyorum. Açıkçası sormayı da hiç düşünmedim. Tek bildiğim kahverengi gözleri bana güven veren tek şeydi ve benim için ötesi berisi yoktu.

Ben kitabı kenara bırakırken şaşkın olmamın da önüne geçemedim. O ise bu halimi önemsemeden yatağa yanımda oturdu.

"Figen nasılsın?" diye sordu.

Benim adım Figen ve ben uzun zaman sonra adımı ilk kez bu kadar masum, kirletilmemiş duyuyorum.

Bekletmeden ona iyi olduğumu söyledim sonra. Bileğimi elleri arasına aldı. Cebinden çıkardığı kremi tenimle buluştururken, cevabıma da gülümsemeyi geçmedi.

Benim Adım FigenWhere stories live. Discover now