6. Bölüm

657 89 71
                                    

Susarsan ezilmeye mahkumsun.

🖋️

Benim adım Figen. Bu kaçıncı tekrara düşüşüm bilmiyorum ama bu ismi şu deftere yazmak herkese karşı olan direncimi arttırıyordu.

İsmimi yazmak, herkese karşı en çok da kendime karşı olan direnişimi arttırıyordu.

Dünden bu yana, günüm sessiz geçtiği için biraz daha rahattım. En azından vücudum yediği darbelerin rahatlaması için inzivaya çekilmiş gibi rahatlamıştı birkaç saatte. Ama elbette bu uzun sürmedi. Altın kafesi andıran bu evde bu pek de mümkün değildi zaten.

Kaç saat önce ya da üzerinden saat geçti mi bilmiyorum ama odaya amcam girdiğinde vücudumun hissettiği rahatlık büyük bir gerginlikle kuşanmıştı. Onun bana hissettirdiği tek duygu buydu zaten. Çoğu amcaların aksine, güven yerine korkuydu.

O odaya geldiğinde baktığım tek yer onun alnıydı. Dün gece yediğim dayağın ardından onun gözlerine bakacak cesareti kendimde bulamıyordum, ama başımı kaldırıp da gözlerimi yüzüne dikmem de, en azından kendi içimde direnişimin hâlâ vuku bulduğunu gösteriyordu.

Gözlerine bakacak kadar korkuyordum ama başımı dik tutup yüzüne bakacak kadar da inatçıydım.

Her zaman çatılı olan kaşları yüzünden kırışan alnına baktığım sırada "birazdan doktor gelir," dedi.

Başta şaşırsam da bu adamın benim üzerime yaptığı hiçbir eylem ilgimi çekmiyordu. Her zaman gece yarısı verdiğini bildiğim ilacı bu kez neden erken veriyordu bilmiyorum ama bu konuyu önemsememekle beraber içten içe hissettiğim korkuya da engel olamıyordum.

Hâlâ sızlayan sırtım yüzünden dediğini ikiletmedim zira sırtım yeni kemer izlerine hazır değildi. Yatağa girdim, oturdum. O söylemeden ben kolumu açtığımda iğrenç gülüşünü duydum.

Muhtemelen ona itaatkar davrandığım içindi bu gülüşü ama ben dünkü o gülümseyişlerinin ardından hunharca dayak yediğimi, hıçkıra hıçkıra ağladığımı unutmayacağım, bu yüzden değil ona itaat eden olmak, aksine en büyük düşmanı olacağıma ant içiyorum.

O birkaç adımda yanıma yaklaşıp başımda beklediğinde birkaç dakika sonra odama bu kez doktor kılığındaki ecelim girdi.

Bana yalancı bir gülümseyişle baktığında aklından geçen şeyin yalnızca alacağı tonla para olduğuna, adımın Figen olduğu kadar eminim.

"Uzan istersen," dediğinde başımı iki yana salladım. Uzanırsam uyuyacağımı biliyorum çünkü. Uyumamam ve bunları yazmam için oturmaya devam ettim.

Amcam sinirle başını iki yana salladı gülerek ama önemsemedim. Uyumadan bunları yazmak o an için daha önemliydi benim için.

"Uyur zaten boşver, sen devam et Esat."

O arkadaşına direktifler verirken ben sadece beklemeye başladım. Başta kolumda hissettiğim acı yavaş yavaş boynuma doğru ilerlerken gözlerimi sıkıca kapattım. Onlar buradayken ağlamak istemiyordum.

Ve ağlamadımda.

Hissettiğim acıyı buraya betimleyebilir miyim bilmiyorum, yalnızca boynumdan enseme dek uzanan ağrının şiddettini söyleyebilirim. Bu öyle bir şiddetki yıllarca hiç geçmeyecekmiş gibi geliyor.

Tam da bu anda Amir Amca'nın bana geleceğim hakkında kurduğu planları o kadar imkansız geliyordu ki asla birkaç sene sonraya dair kendimi göremiyordum. Bu acı bana değil birkaç seneyi, birkaç saat sonrasını bile imkansız kılıyordu.

Benim Adım FigenDonde viven las historias. Descúbrelo ahora