8. Bölüm

445 65 11
                                    

Henüz kendi savaşıma galip gelememişken kafamın içindeki düşüncelere yenilemezdim.

🖋️

Karanlık.

Bıkkınlık.

Parmaklık.

Bir üçleme ancak bu kadar insanın sinirini bozabilirdi doğrusu.

Yavuz etrafında dönüp duran sabit havaya gözlerini devirdi. Nezarette geçirdiği kaçıncı saatiydi bilmiyordu ve şu an içini sarmalayan sıkıntıdan dolayı baygınlık geçirecek gibiydi. Kimse bu Allah'ın cezası yere gelmiyor, ona neler olduğunu anlatmıyordu.

Demir parmaklıklar, mavi rengi solmuş, dökülmüş duvarlar ve sürekli kulağının dibinde vızıldayan kapkara bir sinek. Sineğe karşı artık şahsi bir dava güdüyordu, çünkü tam yakalayacakken uçuyor oluşu hassaslaşan sinirlerine iyi gelmiyor, gerdikçe geriyordu onu.

Bir de dağılmış halde duran bir adet de Yavuz Agâh vardı tabii.

Ofladı. Gerçekten bu duruma nasıl düştüğünü, bir anda uyandığı sabahın kendisine nasıl zehir olduğunu anlayamamıştı Yavuz.

Bu sabah gibi Özge'nin ölümü de onun için beklenmedikti.

Hâlâ kendi içinde bunu sorguluyordu. Her ne kadar Funda'nın bu durumla doğrudan ilişkisi olduğunu düşünse de içinde bir yerlerde bu cinayi eğilimin uçuk olduğunun da farkındaydı.

Ofladı.

Sanırım artık çok da zeki değilim, diye düşündü. Hiçbir şeye anlam veremiyor oluşunu buna yoruyordu. Sabah sabah bu lanet yere gelmişti bir anda.

Aniden kulağına ulaşan gürültüyle oturduğu yerden kalktı. Hızlanan kalbinin tek sebebi bağırışların Figen'e ait olmasıydı. Bu kadının hâlâ nasıl bir kaos yaratmadığı konusunda endişeliyken, şükürler olsun ki yerine getirmişti.

"Sayın," diyordu vurgulayarak. "Başsavcım, biliyorsunuz ki cinayet şüphesiyle alındı fakat bu doğru değil! Ben kendimi anlatamıyor muyum yoksa anlamak mı istemiyorsunuz?!" bir insanın sesinin tınısı ancak bu kadar küfreder gibi çıkar, diye düşündü ve ancak Figen gibi biri üst mevkii de bulunan birine sesini yükseltme cesareti -şuursuzluğunu- gösterirdi.

Nihayet sesini uzaktan duyduğu kadın görüş açısına girdiğinde merakla baktı Yavuz. Figen ile göz göze gelmeye çalışıyordu ama kadının ona gözünün ucu dahi değmiyordu.

"Olanların benim müvekkilimle bir ilişkisi olmadığı ortada. Ayrıca," dedi tekrar sesinin tonunu biraz daha yükseltip sertçe vurgulayarak. "Bir savcıyı bunca saat tutuyor olmanızın da altında bir şeyler aramak üzereyim. HSK'dan, Adalet Bakanlığından geldi mi izin? Müvekkilimin bir dakika daha tutulmasına izin vermiyorum, bu suç!"

Benim Adım FigenWhere stories live. Discover now