4

223 27 39
                                    

Selamın Aleyküm bacımsucuklarım, ben geldiim gidiyom. Kamu spotu, hayat kısa kendinizi seviverin bi zahmet<3

***

Kurduğu cümle titrememe neden olmuştu. Dilimi yutmuş gibiydim konuşamıyordum.

"Anlamadım?"

"Gayet açıklayıcı bir cümle kurmuştum halbuki" derken uzun, kemikli parmaklarıyla çenemi yüzüne çevirdi.

"Bırak beni"

"Sebep?"

Öylece kalakalmıştım. Soğuktan olsa gerek burnumun kızardığını hissediyordum.

"Şuan çok güzel gözüküyorsun" elini saçlarıma doğru götürecekken bileğini sertçe kavradım.

"Dokunma bana"

"Felix bırak bileğimi!" sesini yükseltince ayrı bir korkutucu oluyordu. Elimi çekip kendimi geriye doğru çektim. Dahada dibime giriyordu, ani bir hareketle beni kolumdan doğru çekiştirip ayağa kaldırdı. İlerdeki uzun arabaya doğru beni götürmeye çalıştığında, direniyordum.

"Bırak kolumu, İMDAAT!"

"Felix bağırma!"

"YARDI-" tam bağıracakken Jeongin yere yığılmasıyla şokla kalakaldım.

Bugün çarptığım çocuk, şuan yerde Jeongin'i yumrukluyordu.

"İnsanları altına aldığın yetmedi mi?!"

Pekala şaşırmadım.

Yaklaşık birkaç dakika sonra Jeongin'in yüzü kanlar içerisinde kalmış, uzun olan ise durmak bilmemişti.

Kendime geldiğim gibi aralarına girdim, böyle devam ederse polis gelecekti. "Lütfen durun artık!"

Çığlığımla uzun çocuk kendine gelmiş, ellerini çocuğun yakasından çekmişti. Yavaşça doğrulup kalkmış, gözlerini üzerimde gezidirip omuzuma hafifçe çarparak gitmişti. Biraz geriye sendeleyip bende koşarak oradan ayrılmaya çalışmıştım.

O tarafa bu tarafa koşuşturuyordum, otobüsde sanki inadınaymış gibi gelmiyordu.

Titreyen cebimle telefonumun çaldığını anladım, elime aldığımda arayan Jisung'du. Açtım.

"Alo Jisung, babandan arabayı alabilirmisin?"

"Kanka iyimisin noluyor?"

"Jisung sorma, gelince anlatıcam konum atıyorum lütfen gel"

Kapatıp telefonumu geri cebime koydum, umarım o piskopat beni bulmazdı yoksa yapacaklarını tahmin etmek bile istemiyorum.

Changbin'i de uyarmalıydım, belki inanamayacaktı belki yalan diyecekti ama onu böyle biriyle olmaya göz göre göre izin veremezdim.

Durakta oturmuş bekliyordum hala, ne otobüs geliyordu ne de Jisung. Birkaç kez üst üste Jisung'u aramıştım ancak cevap yoktu, telefonumun şarjıda bitmişti zaten.

Tam ümidimi kesecekken önümde bir araba belirdi.

"Felix!"

"Jisung!" arabadan hızlıca inip yanıma geldi, ona sıkıca sarıldığımda buz gibi tenim Jisung'un sıcacık vücuduna deyince az da olsa ısınmıştım.

"Üş-üşüyorum"

"Tamam kardeşim gel bin arabaya" zorla beni arka koltuğa bindirdiğinde, sıcakla mayışmıştım. Çok da uykum gelmişti.

"Felix iyisin değil mi, seni bırakmamalıydım tek başına kahretsin!"

"Bişeyim yok" ne güzel yalan söylüyor kurban olduğum, kendim.

"Yarın okul var ve seni barların önünden topluyorum Felix!"

"Hmhm" diyip geçiştirdim, çünkü ne mecalim kalmıştı ne sesim. Kısa bir süre sonrada uyuya kalmıştım zaten.

~

"Felix"

"Hm?"

"Feliix"

"Ne var?"

"Kalk okula gecikcez tembel hayvan gibi kaç saattir"

"Gitmicem ben"

"Heh gitmede, sabah sabah fizikci de öyle diyodu kalk çabuk!"

Aniden kalkınca başım dönmüştü, elimle hafifden başımı ovaladım. Dün gece Jisung beni kendi evine getirmiş olmalıydı.

"Al al kalktım, bi bok anlıyoruz sanki fizikten aptal aptal konuşma"

"Yav benim ne suçum var be!"

İçerden Jisoo teyzenin sesi gelince, ikimizde korkudan altımıza sıçmıştık.

"Hala vıdı vıdı vıdı, kalkın ulan!"

"Ya tamam anne ya!"

Jisung'dan bir gömlek bi yırtık kot alıp hızlı hızlı giyindim, o ise giyinmiş çoktan kapıya çıkmıştı.

"Hadi Felix be"

"Geliyorum!"

Evden bir hışımla fırladığımızda hergün inşallah yanar diye dua ettiğim okula gelmiştik.

İçeri girdiğimizde ölüden farkım yoktu, derse birkaç dakka kala da olsa yetişmiştik. Ve bu ders kendime uyuma garantisi bile verebilirdim.

Sıraya kafamı koyup dünü, herşeyi aklımdan çıkartmaya çalışıyordum. Derin düşüncelerin içindeyken içeri Changbin girdi.

Koşarak yanına fırladığımda elindeki kitapları masasına bırakıp bana döndü.

"Günaydın Felix"

"Günaydın"

"Uyumadın mı sen?"

"Ah, şey dün bi takım aksilikler oldu"

"Noldu?"

"Changbin aslında seninle biraz konuşmamız gerek"

"Ne hakkın-"

Sözünü bölen içeriye giren fizikçi ve yanındaki Jeongin oldu...

***

Bölmek zorundayım hehehe, şuan hepinizin bana sövdüğüne eminim ama olsun💅💅

Bebek ekmeği ne hale sokmuşum, Allah belamı vermeye -_-


𝙍𝙞𝙙𝙚𝙧ʰʸᵘⁿˡⁱˣHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin