U - 4

12.2K 1K 305
                                    



Önünde bulunduğumuz devasa eve bakarken bu çevredeki sitelerden farklı yapıldığı belliydi. Mimari olarak üst düzey olan Dubaiden gelmiş olsam bile bu ev de şaşkın bir beğeniyi hak ediyordu.

Kapıdaki güvenlik görevlileri selam vermiş kenara çekilmişlerdi. Yeşil çimlerle uzanmış büyük bahçenin ortasında bir süs havuzu vardı. Sağ taraftaki eğimli yol ise park edilmiş lüks arabalarla doluydu. Evin kapısına yürümek için sol tarafa ilerliyorduk. Kandemir adımlarını yavaşlatmış yanımdan yürürken heyecanım hat safadaydı.

-"Kimle yaşıyorsun?"diye sordum merak ederek.

Bahçe büyük olduğu için eve ulaşmak hemen gerçekleşmiyordu.

-"Ailemle."

Göz devirip ellerimi hırkamın ceplerine soktum.
-"Kardeşlerin var mı?"

-"Erkek kardeşim var."diye yanıtladı.

Dudaklarımı birbirine bastırıp ona baktım. Adımları güçlü ve sertti. Kendinden emin erkekler daima olarak bende hayranlık uyandırırdı.

Ancak şimdiye kadar böylesine rastlamamıştım.

Kapı henüz önüne gitmiştik ki ağır ağır geri açıldı. Orta yaşlarda bir kadın beni görünce beklemediğini yüz hatlarıyla göstermişti.

-"Hoş geldiniz efendim." Konuşurken de göz ucuyla beni izliyordu. Hızlıca kenara çekildi.

Şaşaalı evin girişi de dışı gibi gösterişliydi. Antika tablolar ve biblolarla duvarlar süslenmişti. Onun dışında fazla eşya yoktu.

-"Bu taraftan."dedi Kandemir ilgimi üstüne çekip.

Evin ileriye doğru açılan salonu buradan görünüyordu. Birbirinden güzel eşyalarla tamamlanmış dekorla birlikte yüksek tavan göz boyuyordu.

Bu büyük girişte sağ ve solda iki ayrı merdiven vardı. Kandemir eliyle sol merdiveni işaret edince salona gitmeyeceğimi anlamış oldum.

-"Bize kahvaltı hazırlayın. Aşağıya katılmayacağız." Evdekileri görmek telaşı yaşarken Kandemir bunu söyleyip içimi rahatlattı.

Kadın koşar adım kaybolmuştu. Bende önden merdivenleri çıkıyordum. Evin sol kanadı muhtemelen diğer taraftan ayrı bir bölümdü.

Üst katın girişi yine kocamandı. Bu açık alanda ortada bilardo masası dururken geri kalan duvarlarda kitaplıklar vardı.

Kitaplıkların aralarında olan kapı boşlukları dışında başka bir şey olmayan bu daire şeklindeki giriş kısmı hoşuma gitmişti.

-"Salonda beklersen geliyorum hemen."

Bir an ben niye buradayım der gibi oldum ama sonra vazgeçtim. Kandemir ile biraz daha vakit geçirmek olağanüstü bir güzellikti.

Araladığı kapıdan içeriye adım attım. Güneş vuran salonda fransız pencereye doğru yürüdüm. Önünde uzun bir mermer masa vardı.

-"Bekliyorum."

Kalbim göğsümü sallandırıyordu. Göz göze gelmek için uğraştığım adamın evindeydim.

Cebimden çıkarttığım telefonun kilidini açıp direkt gruba tıkladım. Olan biteni bir cümleyle aktardıktan sonra elimi kalbimin üstüne koyup bastırdım.

Ev sıcaktı, ben zaten yanıyordum.

Üstümdeki hırkayı çıkartıp koltuğa bıraktıktan sonra bulunduğum odada yer alan şömineye ilerledim. Üstünde küçücük bir sürü gemi maketi vardı.

UYUMSUZWhere stories live. Discover now