U - 30

10.5K 1K 75
                                    



Düğünden bir gün önce yine şirkette akşamı etmiştim. Yeni kurulan fabrikamızda başlayacak olan bir proje vardı. Üretime geçmeye az bir zaman kaldığı için cahil duruş sergilememek adına her noktayla ilgilenmeye çalışıyordum.

-"Delirmiş mi bu adam?!"

Ama yine aksilik yine aksilik!

Karşımda ezilip büzülüp duran adamı daha fazla mahcup etmemek ve sinirimi ondan çıkarmamak adına elindeki dosyayı aldım.

-"Çok üzgünüm efendim ama beni korumalarıyla kovdurdu."

Alaycı bir tıslama ile çantamı kaptığım gibi odadan çıktım. Mesaisi bitmiş çalışanların arasında asansörle otoparka indim.

Şoföre gitmesi gerektiği adresi söyledim. İçim kıpır kıpır bir sinirle doluydu.

Tek amacı uyuzluk!

Kesinlikle uyuz!

Kapıda kalmamak için yoldayken Rasim'i aradım. Sonuçta en yakın kişi oydu.

-"Buyur yengem. Şey pardon Arven?"

Göz devirip sesli bir nefes aldım.
-"Beni delirten kuzenin nerede?"diye sordum direkt.

Kahkahasıyla yanıtladı.
-"Kandemir'den bahsediyorsun galiba."dediğinde sesimi çıkaramayınca konuşmaya devam etti.
-"Sabah bir toplantıya katıldı diye biliyorum. Biraz üşütmüş galiba evdeydi bütün gün yattı."

Çatılı kaşlarım düz bir çizgi halini aldı. Hasta mı olmuş?

-"Tamam sağ ol."dedim ve kapattım.

Haliyle bütün saldırgan öfkem söndü gitti. Kandemir işleri aksamasın diye kendine fazlasıyla dikkat eden bir adamdı. Beslenmesi ve sporuyla gayet sağlıklıydı. Nasıl hasta olmayı becermişti?

Binadan içeriye girmiş kapısının önünde bekliyordum. Bu kapıdan içeriye girmelerim şimdiki gibi olmamıştı. Bir daha aynısı olur muydu onu da bilmiyorum fakat şimdi içeri girip boynuna atlayacağım birisi yoktu.

Kapıyı tıklattığımda bekleme süresinde kalbim ritimsiz bir hızda atıyordu. Hatta beni korkutacak kadar hızlıydı.

Açılan kapıda gördüğüm bitkin bedene bakakaldım. O ise beni görür görmez dikleşmiş şaşırmıştı.

Dağınık saçları ve pijamasıyla yüreğimi hoplatıyordu. Bakma Arven bakma.

-"Kalemin var mı?"dedim şaşkınlığını görmezden gelerek.

-"Ne?"

-"Ne ne? Niye imzalamıyorsun?! Ne inat adamsın sen!"diyip ayağımı yere vurdum.

-"Bunun için mi geldin?"diye sorarken umursamaz tavrıyla alnını ovuşturmasını izledim.

-"Yok yüzüne hasret kalıp geldim! Şunu imzalar mısın?"dedim biraz daha sakinleşip.

İçeriden gelen tıkırtılar yüzünden gözüm koridora kaydı fakat bir şey göremedim.

-"İmzalamıyorum."diyip içeriye doğru yöneldi.

-"Ya deli misin nesin sen?! Arven imzalatsın demişsin!" Söylenerek arkasından ilerlerken salonda gördüğüm kadınla duraksadım. Kalbimin atışı yavaşlar gibi oldu. Ayaklarım olduğum yere sabitlenirken Kandemir beni umursamadan koltuğa kendini bıraktı. Gevşek bir oturmayla kalçasını aşağı kaydırıp başını geriye bıraktı.

UYUMSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin