"Hwang Hyunjin ve Min Yoongi kavga ediyor!"
-------------------------------------------Jeongin ile duyduğumuz çığlık, oturduğumuz banktan fırlamamıza sebep olmuştu. Bağırışların geldiği yöne gitmiş, toplanmış insanların arasından geçmiştik.
Hyunjin, Yoongi'yi yakalarından tutmuş, sarsa sarsa bağırıyordu.
"Sikerim ulan seni!" Savurduğu küfürler, disiplin yemesi için yeter de artardı.
"Hyunjin, sakin ol!" Jeongin'in bağrışı, Hyunjin'i birkaç saniyeliğine durdurmuştu. Sonrasında zaten yüzü dağılmış olan Yoongi'ye, bir yumruk daha indirdi. İndirdiği yumruk ile istemsizce çığlık atmış, koşup Hyunjin'i tutmuştum.
"Hyun, lütfen bırak..." Hyunjin dolu dolu olmuş gözlerimi görünce, tebessüm etti. Sonrasında Yoongi'nin yakalarını bıraktı.
Kalabalığın arkasından bir bağırış koptu, birisi hocaları çağırmıştı. Disiplin kurulunun başkanı olan hoca gelmiş, yüzü darmadağın olan Yoongi ile göz göze gelince bağırmıştı.
"Kim yaptı bunu!" Hyunjin bir adım öne çıkıp başını eğdi, eğilip elini kaldırdı.
"Ben Yaptım, Bay Lee." Okulun en cins ve katı hocası Lee Minho. Kimseye affı yoktur bu herifin.
"Gelin ikiniz benimle, Yoongi kalkabilir misin?" Yoongi gözlerini bana dikti.
"Evet efendim." Ayağa kalkıp ikisi birlikte Bay Lee'nin peşinden gitti. Gelen diğer disiplin kurulu üyesi olan hoca, bağırdı.
"Olay bitti, hepiniz dağılın sınıflarınıza." Herkes konuşa konuşa sınıflarına gitti.
Jeongin ile ben kalınca, onun sırtını sıvazladım.
"Merak etme, Hyunjin suçsuzdur. Min Yoongi kesin onun sinirine dokunmuştur." Jeongin kafasını sallamıştı. Disiplin kurulu üyesi olan hocanın öldürücü bakışlarına maruz kalmamak için hızla sınıflarımıza gittik.
Dersin ortasında, sınıfa Yoongi girmişti. Sessizce gelip yanıma oturdu, çantasını aldı ve tek kelime etmeden çıktı. Kapıda onu bekleyen müdür yardımcısı, onun sırtını sıvazladı ve peşinden gitti. Lee Minho, kapıda Jeongin ile göründü. İçeri girip hocaya selam verdi, sonrasında konuştu.
"Hocam, sakıncası yoksa Park Jimin'i alabilir miyim?"
"Tabii, problem yok. Konu işlemiyorduk zaten." Lee Minho -Hayır, ona hocam demeyeceğim.- gülümseyip kolunu kaldırdı. Kalkıp yanına gittim, kolunun altına girmemle gülümsemesi büyüdü ve saçlarımı karıştırıp benimle ve Jeongin ile beraber sınıftan ayrıldı.
"Park Jimin ve Yang Jeongin... Tüm olaylar sizin için dönüyor." Sorgulayan bakışlarımı Bay Lee'ye diktim.
"Ne demek istiyorsunuz efendim?" Lee Minho, elini havada salladı. Sorumu yanıtsız bırakıp sırtımı sıvazladı.
Müdürün odasına varınca, Lee kapıyı tıklattı. Kapıyı açıp başını uzattı.
"Bay Han, girebilir miyiz efendim?" Der demez, 32 diş gülümsedi yalaka herif.
"Huh? Ah, tabii ki Bay Lee. Buyrun." Eğilip içeri giren Bay Lee'nin ardından, bir de sırayla eğilip içeri girdik.
En sevimli hoca olan Han Jisung, hem matematik hocasıydı, hem de müdür. Bizi çok sever, sürekli yanımıza gelirdi. Pekte yaşlı değildi zaten, 30 yaşında yoktur. Oldukça zeki bir adamdı, kolaylıkla müdür olmuştu. Çoğu okul peşinden koşmuştu fakat o, okuduğu lisede kalmakta ısrarcıydı.
Yanıma gelip elini omzuma attı, hafifçe sıkıp arkasını döndü.
"Beyler, olaylardan haberiniz vardır diye düşünüyorum." Jeongin atıldı:
"Aslında pek yok hocam, tek bildiğimiz; Hyunjin'in, Yoongi'yi dövdüğü." Müdür başını salladı.
"Evet, doğru biliyorsunuz. Sebebi peki? Bundan haberiniz var mı?" Jeongin tereddüt ederek, kafasını iki yana salladı.
"Sebebi: Yang Jeongin ve en yakın arkadaşı Park Jimin."
Ne? Ne demek sebebi biziz? Gerçi şaşırmam saçma, bizim dışımızda o ikisinin ne alakası olabilir ki?
"Ha birde, Jung Hoseok" Hah, bir yerden de fırlama sikik herif.
"Ee hocam, ne yapmışız?" Sarf ettiğim sözlerle müdür kıkırdadı.
"Hah, asıl sorun yapmamanız. Yoongi'nin yapması." Min Yoongi... Söylesene Min, yine ne yaptın?
"Ne yaptı?" Jeongin sinirle söylendi.
"Sana laf atmış." Eliyle Jeongin'i işaret etti.
"Sana ağır hakeretler etmiş..." Bana döndüğü sırada, elini de kendiyle beraber döndürdü ve bana doğru hizaladı.
"Ve Park Jimin, Jeongin'in yediği hakaretlerin içinde sen de geçiyorsun."
Hassiktir... Ne? Bana hakaret mi etmişti? Bay Lee, Bay Han'ın ardından aklımı okur gibi konuştu. Kalçasını yasladığı masadan çekti. Derince iç çekti, kollarını birbirine doladı ve cümlesine başladı.
"Sana hakaret etmemiş, yanlış anlama. Sadece Jeongin hakkında, benden onu o çaldı, tarzı şeyler demiş. Tabii bunları Hyunjin'e demiş, Hyunjin için de bu son damla olmuş." Bay Han devam etti.
"Affınıza sığınarak söylüyorum, Jeongin için orospu, pezevenk... Tarzı küfürler kullanmış." Jeongin'in siniri yüzünden belli oluyordu. Çatılmış kaşları, her şeyi doğruluyordu.
Yoongi ve Jeongin arasında hiç iyi şeyler geçmeyecekti.
~~
Ay selam...
Sınav haftası yeni bitti ve ben anca bölüm atıyorum
Aşırı beklettim özür dilerim umarım bölümü sevmişsinizdir
Pek içime sinmedi ama daha fazla bekletmek istemiyorum sizii
Oy verip yorum atarsanız sevinirimm <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
are you falling in love? | yoonmin
RandomYoongi ve Jimin sevgiliydi, ancak Jimin'in bilmediği bir gerçek vardı. # 5 - yoonmin