"Ruhlarımız"

16 8 0
                                    

Annem ve babam.
Her şeyi anlamlı kılabilmeyı nasıl başarabilmişlerdi?
Ya da her şey olmayı.

Tıpkı bir masal gibiydi onların hayatı.
Birini hiç görmeden,ona hiç dokunmadan nasıl sevebilirdi ki insan?

Bana karşı sergilediği uzun bakışlar sonrasında "Gözlerin..." Derdi annem.
"Gözlerin tıpkı babana benziyor kızım. Gözler tek başına anlamsızdır Okyanus, onları anlamlı kılan bakışlardır."

O günden sonra babamın gözlerine daha dikkatli bakmaya başlamıştım.
Fakat annemin görebildiği her neyse, ben görmemiştim.

İçimde biriken bu merak duygusuyla baş edemeyeceğimi anladığımda anneme sormuştum. "Bakışlar gözleri anlamlı kılıyorsa anneciğim, bakışları anlamlı kılan nedir?"

Annem yüzüne bir tebessüm yerleştirerek sorumu yanıtladı.

"Bakışları anlamlı kılan,duygulardır kızım. Ve baktığın kişi de,aradığın duyguyu görürsün."

Geçmişten Su Kılınç

Yine her zaman ki gibi normal bir gündü. Ya da en azından öyle gibiydi.

Bu günü diğerlerinden ayıran tek önemli özellik, beklenen "günaydın" mesajının alınamamış olmasıydı.

Uyandım, her zamanki gibi heyecanlı ya da kalp ritmimin farklılaştığı bir gün olmamıştı.

Kalkıp bilgisayarımı açtım. Onunla konuştuğumdan beri online eğitimi aksatıyordum. Yeniden geçtim bilgisayar başına. Sabahın saat dokuzu.

Mahalle yeni yeni canlanmaya başlamış, babam işe gitmiş, annem ise henüz uyanmamıştı.

Dersteyken ara ara telefonuma bildirim gelmediğini bildiğim halde kontrol etmeye başlamıştım.

Doğruluğunu kabul edemediğim bir çok gerçek gibi, bunun da rüya olmasını istemiştim.

Ders öğlen iki buçuk, üç gibi bitmişti.
Bazı derslere katılıyor,bazılarına katılmıyordum. Bunlar daha çok müzik,görsel sanatlar gibi alt dersler oluyordu.

Bilgisayarımı yerine koyup telefonu yeniden elime aldım.
Bu defa bir bildirim görünüyordu.
Dönen, tekerlekli sandalyemden ayaklarımı yere vurup hızla döndürmüştüm kendimi.

Hızlıca mesaj kutuma girip bildirimin kimden geldiğini kontrol ettim.

Yaren
-Hadi hikayeye devam edelimm.

Mesaj kutumda ki tek bildirim Yaren'dendi. Bahsettiği hikaye kendi aramızda kurduğumuz hayalleri kendi halimizde kurgulayarak yaşatmamızdı.

Mesela bir yere mi gitmek istiyorduk? Sanki oraya gitmişiz gibi konuşuyorduk.

Ya da mesela birinin yazmasını mı istiyoruz?
Sanki onunla konuşuyormuş gibi yapıyorduk.
Birbirimizi mutlu edebilen ve edebilecek tek kişiler bizdik. Ve bence bu da kanıtıydı.

Zifiri OkyanusDonde viven las historias. Descúbrelo ahora