Küçüklüğünden beridir kan hainlerinden nefret edilen bir çevrede büyümüş olan Julia Malfoy, kan haini olan James Potter'a âşık olursa ne olurdu?
"Kolyen güzelmiş, Malfoy." diye mırıldandı James gözlerini Julia'nın dekoltesinden çekerek.
"Dersin ba...
Şuraya tam "Firuze"lik bir bölüm bırakarak köşeme çekilmek istiyorum.
"Yorum yaparak okuyan insan, ne mübarek insandır."
~ Çin atasözü
(Bu arada bu sözü Asalak Fenomen diye bir texting kitabında gördüm. Çok iki ya, okumanızı tavsiye ederim.)
Arkadaşlar yorumlarınızı lütfen esirgemeyin, yorumlarda sizinle konuşmayı gerçekten seviyorum. İyi okumalar ♡
4. Bölüm • Aşık Oldum
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Julia merdivenleri olabildiğince hızlı tırmanmaya çalıştı. Gözlerinden akıp dudağına süzülen yaşlar Julia'nın ağzında tuzlu bir tat bırakıyordu. Julia ellerini sıkıca yanağına sürerek "Ağlama!" diye uyardı kendini. Sırtını duvara yaslayarak iki eliyle de yanağını sildi, kafasını duvara yasladı. "Ne zannediyordum ki? Birden beni sevmeye mi başlayacaktı?"
Julia her zamanki gibi boğazının yandığını hissetti, nefes alamıyordu sanki. Hiçbir şey olmamış gibi merdivenleri çıkmaya devam etti. Yanağına akan yaşları sildi ve hep yaptığı gibi yoluna devam etti. Çünkü bir Malfoy olmak bunu gerektirirdi.
Julia bir karar vermişti, bundan sonra James'e bakmayacaktı. Ona bakmak sadece canını acıtıyordu. Her köşeyi döndüğünde, her kütüphaneye girdiğinde veya her bahçeye çıktığında James ve Lily'i görmek ona acıdan başka bir şey vermiyordu.
Julia dalgın dalgın Biçim Değiştirme dersine doğru ilerliyordu. Bu son hafta onun için oldukça yıpratıcı geçmişti. Kendini en az on yaş yaşlanmış gibi hissediyordu. Sınıfa girer girmez gözüne kızıl saçlı cadı çarptı. Marlene'le oturmuştu. Kendi yerine oturmak isterdi, ancak orada da James oturuyordu. James'e göz ucuyla baktıktan sonra umursamadan -en azından böyle görünmesini sağlayadı- Felix'in yanına oturdu.
"Günaydın, Pamuk Şeker." Julia neşeli olmaktan tamamen uzak bir ruh haliyle Felix'e baktı. "Günaydın." Sesi o kadar kısık çıkmıştı ki Felix duymak için eğilmek zorunda kaldı. Julia için endişelenmeye başlamıştı. Elini onun omzuna koyarak "Senin için endişelenmeye başlıyorum Julia. Neyin var?" diye sordu. Julia kafasını kaldırarak Felix'e baktı, gerçekten endişelenmiş gibi görünüyordu.
"Bir şeyim yok Felix. Sadece ödevleri yetiştirmeye çalışırken uykusuz kalıyorum." Yalan. Felix elini geri çekerek Julia'nın yüzüne baktı. "Pekala, o zaman bugün benimle Hogsmeade'e geliyorsun." Julia Felix'i başıyla onayladı ve kollarını masada birleştirerek kafasını kollarının üzerine yasladı.
Lily üzerine düşen gölgeyi fark edince kafasını kaldırdı ve James'e gülümseyerek baktı. "Benimle Hogsmeade'e gelebilir misin, Lily?" Lily başıyla James'i onayladı ve "Tabii ki gelebilirim James." dedi. Bu James'in kalbindeki çiçeklerin yeşermesi için yetmişti bile. Julia'nın ise kalbindeki çiçekleri soldurmuştu. Acılar içinde kıvrandığını hissetti Julia, gözleri doldu. Sanki James elini onun göğüş kafesinin içine daldırıp kalbini acımasızca yerinden söküp almıştı.
