Küçüklüğünden beridir kan hainlerinden nefret edilen bir çevrede büyümüş olan Julia Malfoy, kan haini olan James Potter'a âşık olursa ne olurdu?
"Kolyen güzelmiş, Malfoy." diye mırıldandı James gözlerini Julia'nın dekoltesinden çekerek.
"Dersin ba...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
İyi okumalar Minik Kelebeklerimmm ♡
6. Bölüm • Altın Çift
Julia erken uyumayı alışkanlık haline getirmişti. Bu alışkanlığı ise James'in ona kuvars çiçeği vermesiyle son bulmuştu. Geceleri gözünü bile kırpmadan çiçeğin parlayıp etrafa ışık saçmasını izliyordu.
Bugün ilk dersi daha geç başladığı için en sevdiği şeyi yapmaya gitti: Snitch'i kucağına alıp Gryffindor ortak salonuna giderek hiçbir şey yapmadan şömineyi izlemek.
Şöminenin sessizliğine bayılıyordu. Ona kafa dinlemek için mükemmel bir fırsat sunuyordu. Ancak bu fırsatın sürerliği Sirius ve James'in ortak salona dalmasıyla son buldu.
"Günaydın, Jul." Julia derin bir iç çekişin ardından kucağındaki Snitch'i yanına bıraktı. "Günaydın, Sirius."
Snitch Sirius'un ayağının dibinde havlayarak onu kaçırmayı denedi ama köpekler köpeklerden korkmazdı.
Gryffindor ortak salonuna doluşan öğrenci topluluğu Julia'nın keyfini çoktan kaçırmıştı. Julia sadece etrafına bakınmakla yetiniyordu.
Jenna neşeyle merdivenleri indi ve Sirius'u gördüğü gibi onun sırtına atladı. "Günaydın, Sirius ve diğerleri!" James elini kalbine bastırarak "Diğerleri?" diye sordu. Eskiden James ve diğerleri derdi. Şimdi ise James de o diğerlerine dahil olmuştu.
Sirius James'in elini kalbine bastırışına gülerek "Üzgünüm Çatalak. Artık bu kızın favori adamı benim." dedi. Jenna hafta sonu olmasını fırsat bilerek "Hadi oyun oynayalım. Bence şişe çevirmece harika olur." diye bağırdı.
Gryffindor ortak salonundan ona katılan nidalar yükselirken Jenna mutlulukla elindeki şişeyi havaya kaldırdı. Julia bu oyunu oynamaktan nefret ederdi. Ne diye böyle bir oyunun olduğunu bile bilmiyordu.
"Sen de oynamaya ne dersin Malfoy?" Julia Jenna'nın sorusuyla ona döndü. Kafasını olumsuz anlamda sallayarak "Saçma bir oyun. Niye oynayayım ki?" dedi. Sirius Julia'yı çok iyi tanıyordu ve onu bu oyuna nasıl ikna edeceğini biliyordu. "Sen şuna korkuyorum demiyorsun da. Bizden neler saklıyorsun Julia?"
Julia sinirle arkasını döndü. Konu cesarete dönünce Gryffindor cesaretini konuşturmadan edemiyordu. Sonuçta o da bir Gryffindor'du. Ne ara kendini dairenin içinde bulduğunu bile fark etmemişti.
Şişe birkaç tur dönse de oyun Julia için şişenin arkası kendisine denk gelince eğlenceli hale geldi. İki kişi art arda cesaret dediği için doğruluk demekten başka şansı yoktu. Karşısındaki ismini hatırlamadığı esmer oğlan ona donuk bir şekilde bakarak dudaklarını araladı. "Neden karanlık tarafı destekliyorsun?"
Julia'nın çenesi kasıldı. Bütün vücudundan bir ürperti geçtiğini hissetti. "İsmin neydi senin, hatırlamıyorum." Esmer oğlan donuk bakışlarına nefret karıştırarak "Martin Dorn." dedi.
