platonic my love [taekook + texting]

bölüm 23: paintball!!

"Lan coğrafyacı da gelmiş."

Sehun'un koşarak Namjoonların yanına gelmesiyle hepsi şaşkınca Sehun'a dönmüştü.

"O ne alaka amına."

"Sınavlara çalışmamız gerektiğini söylemeye gelmiş."

"Bu adamın sıkıntıları var."

Namjoon korkmuş yüzüyle etrafa bakınırken Jimin yaklaşık yarım saattir Yoongi'nin nerede olduğunu bilmediği için meraktan çatlıyordu. Tabii en sonunda dayanamamış ve onu bulmak için harekete geçmişti.

"Yoongi biraz üzgündü değil mi? Ben ona bir bakayım."

"Seninle gelmemi ister misin?"

"Sağol Yugyeom ama burada kalsan daha iyi."

Yugyeom Jimin'in hâlâ Yoongi'yi sevdiğini biliyordu. Bu durum ona sinir bozucu gelirken Jimin çoktan içeri girmişti fakat girer girmez farklı bir evrene geçiş yapmiş gibi hissetti. İçeri ne ara kerhaneye dönmüştü böyle? Dışarısı elitken içerisi dc oynayanlar, iskambil oynayanlar ve shot oynayanlarla dolmuştu. Jimin oyunlardan birine dahil olmadan önce Yoongi'yi bulup çıkarmalıydı buradan.

"Tamaaam itirafım geliyoo, ben Jimin'e aşığııım."

Jimin duyduğu sarhoş sesle hemen arkasını dönmüştü. Yoongi elindeki iki bira şişesini görgüsüz gibi içerken Jimin'e aşığım diye bağırıp duruyordu.

"Orospu Yoongi sende değil sıra lan sal oyunu."

"Ne? Tekrar mı itiraf etmem gerekiyor?"

"Lan bu çocuğu oyuna alanı da sikeyim."

Jimin'in her ne kadar duymak istediği şeyler bunlar olsa da bu kadar kişi içinde bağırarak söylemesini istemiyordu. Bangchan sinirle Yoongi'nin yakasına yapışırken Hyunjin ve Felix araya girmişti. Kavga edeceklerini gören Jimin hemen Yoongi'nin yanına koşmuştu. Yoongi'yi bahçeye götürmek için ikna etmeye çalışırken ona gücü yetmediği için artık spora başlaması gerektiğini düşünüyordu. Tanrım zaten yarı aldatılmamış mıydı, neden spora başlamak daha önce aklına gelmemişti?

"Kalksana be!"

"Jimin beni sevmiyorsun sen."

"Sevmiyorum Yoongi kalk hadi."

"Kalkmıyorum o zaman. Önce beni sevmen lazım."

"Lan Jimin seviyorum de gitsin başımızdan."

O sırada mutlu çiftimiz Taekook çatıdan elele aşağı inmiş ve karşılaştıkları manzarayla Taehyung, Yoongi'nin ne rezil bir insan olduğunu bir kere daha fark etmişti. Hemen Yoongi'nin yanına koşmuş ve fısıldayarak ona kızıyordu.

"Sana niye ayı yoogi dediğimizi şimdi anladın mı?"

"Sarhoşum diye seni dövemem mi sandın yarram?"

"Sarhoş olmasan da dövemezsin Yoongi."

Jungkook, Taehyung ve Jimin'in onunla baş edemeyeceğini anlayınca Yoongi'yi kolundan tutmuş ve çekerek bahçeye çıkarmıştı. Arkada şaşkınca bakan ikili hiçbir şey olmamış gibi peşlerinden gitmişlerdi bile.

"Normalde zaten çekilmez biri, bir de sarhoş olmuş."

Seokjin'in iğrenerek baktığı Yoongi'ye bir de tokat çarpmasıyla Yoongi kendine gelmişti. Jungkook ise bu arkadaş grubunun kendi arkadaş grubu kadar rezil olduğunu anlayınca yabancı hissetmemiş hatta iyi bir grup olacaklarını bile düşünmüştü.

"Of abi üşüdüm ya!"

Hoseok arkadaşlarının yanına gelerek ıslak saçlarını onların üstüne savururken hepsinden beddua alıyordu, özellikle de Jiminden. Jimin'in sessizce kendi kendine söylenişini duyan Hoseok sonunda partiye neden geldiğini hatırlayınca Jimin'i kolundan tutarak bahçenin öbür ucuna doğru yürümeye başlamıştı. Bu durum ne Taehyung'un ne de Seokjin'in hoşuna gitmemişti.