8- Anlamadın mı?

1.7K 151 106
                                    

Son bölüm 66 oy almış o yüzden sınır 50 OY-50 YORUM

MSÜ sınavım berbattı ama yine de güzel şeyler oldu. Mesela bayram için aşırı güzel bir kombin aldığımı düşünüyorum. Onu bölüm sonuna koydum.(KOYAMADIM) Bakabilirsinizzz.(Artık bakamazsınız. Diğer bölümde kesin koyacağım)

Uzun zamandır almak istediğim bir şeyi de aldım o yüzden mutluyum ve sizi de çok beklettiğim için bölüm yazmaya karar verdim.

Bugün sınavlarım başladı ama sorun değil.

Sizleri seviyorum. Unutma ki kimse kendimizden daha değerli değil. İyi okumalar❤️
-
-
-
-
-
-


-

Jungkook yutkundu. Ne yapacaktı? Jimin'i mi engelleyecekti? Yoksa vitayı mı kurtaracaktı?
Vita kendisini beklemiş miydi? Aklını toparlayamıyordu.

Gerçek ruh eşi vitayı mı seçmeliydi yoksa 2 yıldır sevgilisi olan alfayı mı?

Jungkook ortada bir seçenek göremiyordu. Sevgilisi Jimin herkesten önceydi. Onu seviyordu o da kendisini seviyordu. Bu vitanın ne olduğu belli bile değildi.
İyi biri mi kötü biri mi? Sevgilisi var mı yok mu? Kendisini mi bekliyor?
Bu bilinmezlikler içinde tabiki de sevgilisini seçecekti.

"Aşkım hadi çıkalım. O kendine gelirse gider evine. Yarın sabah tekrar geleceğim zaten buraya."

Jimin Taehyung'a yaklaşmış ve yakalarından tutarak dizleri üzerine gelmesini sağlamıştı. Bir eliyle sıkıca çenesini tutarken diğeriyle yakasını kavrıyordu.

"Beni iyi dinle pis omega. Eğer yarın sabah 7 de burada olmazsan okulu dar ederim sana. Zaten edeceğim ama daha beter olur. Okuldan attırırım seni. Duydun mu beni?"

Taehyung tutmayan dizleriyle düşmek üzereyken her seferinde Jimin onu tekrar tutuyordu. Bir bastırıcı bu kadar güçlü olabilir miydi? Narin bedeni ne kadar dayanabilecekti peki? Titremeleri daha çok artmıştı. Cevap verecek gücü bulamadı kendinde.
Jimin ise cevap alamadığı için Taehyung'un çenesini daha çok sıktı.

"DUYDUN MU DEDİM SANA!?"

"Du- duydum."

Taehyung düşünceler içinde bayıldı. İlk kez böyle bir durumla karşı karşıya kaldığı için dayanamamış bayılmıştı.

3 saat sonra kendine gelip olayları hatırladığında ağlamaya başladı. Delta onu tanımamıştı işte. Ne yapacaktı? Onu o kadar beklemişken, her şeyin onunla iyi olacağını düşünmüştü ama olmamıştı. Hayal kırıklığı öyle bir çarpmıştı ki kendisini...

Telefonunu zorlukla bulduğunda çoktan akşam olduğunu görmüştü. Hyungundan birkaç arama ve mesaj vardı ilk gününün nasıl olduğuna dair.

Ona hiçbir şey anlatamazdı. Öğrenirse gitmesine engel olurdu. Deltanın onu tanıma ihtimali varken gidemezdi. Belki bir ihtimal delta onu seçerdi?

Vücudundaki hafif sızıyı hissediyordu. 3 Saatte toparlanamamışken saat 9 da olacak dersine nasıl yetişecekti? Jimin onu saat 7 de çağırmıştı. Burada olacaksın demişti. Buranın okula mesafesi ise 15 dakikaydı. 1.5-2 Saatte toparlanmasının mümkünatı yoktu. Okula geç kalırsa da atılma ihtimali vardı. Bir şekilde toparlamalıydı...

Evden çıktığında yavaş yavaş yürüyerek eve vardı. Gözleri yanıyordu. Aynaya baktığında gözlerinin hala kırmızı olduğunu gördü. Endişesi peşini bırakmıyordu. Nasıl olacaktı her şey? Tek umudu deltasının onu tanımasaydı. Hala yüzünü canlı görememişti ama olsundu.

öğretmen - taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin