♛ 45. Bölüm - Uçurum ♛

581 45 6
                                    

Zaman durmuş gibi hissettim. 

Çok rahatladım, sağ  ol baba mı demem gerekiyordu?

Bana karışmıştı.

Hayatımın merkezine koyduğum sınırları olmayan insanlar bile bana karışmıyordu.

Benim intikamım, benim meselemdi. Benim içimin soğuması gerekiyordu, onun vicdanını rahatlatması değildi. 

"Kahretsin" diye arabanın kaputuna sert şekilde vurdum. Benim planlarım vardı, ben onun için hala Kuyu sözleşmesini imzalamamış ve verememiştim. 

"Bir şey mi biliyorsun?" diye Yahya sordu.

"Biliyor muyum sence? Benim içim soğumadı daha, ölemez" diye bağırdım. Cezasını çekmeden, vicdan azabını duymadan ölmüştü.

Ortalığı karıştırdığı için mutlu muydu? Etrafı taradım ama onu göremedim.

"Gel biz gidelim" dedi Yağız.

O sırada Yahya ile kaş-göz yaparak anlaştılar. Gerçekten anlamaya, anlamlandırmaya gücüm yoktu.

Arabaya bindiğimizde Yağız karşıma oturmuştu. Hafif öne eğildi ve elini yüzümde gezdirdi "Bir şey saklıyorsun" dedi.

"Timur'u ben öldürmedim" dedim.

"Başka bir şey var, anlatmak ister misin?"

"Neyi?"

"Benden sakladıkça rahat hissediyorsan tamam ama ben niye tam tersini düşünüyorum"

"Ne saklayabilirim ki, onu bile ben öldürmedim" dedim.

Yağız yan tarafıma oturdu ve bacaklarımdan tutarak beni kendine döndürdü "Benden bir sakladığını biliyorum. Bu hoşuma gitmiyor" dedi gözlerimin içine bakarak.

Eli yavaşça yanağımda gezinirken "Anlatmayacak mısın?" dedi. Artık eli değil dudakları geziniyordu yüzümde "İlla diyorsun ki kendin öğren, öğrenirim."

"Öğrenme" dedim.

Yıllar sonra çıkan baba figürüm senin düşmanın, her şey karmaşıklaşacak demek yerine öğrenmemesini istedim.

Baba diye adımla anılsın istemiyordum.

"Bir şeyden rahatsızsın veya korkuyorsun görüyorum. Seni ne rahatsız edebilir, seni ne korkutabilir? Bunları düşündükçe çıldırıyorum. Benim değerlim sensin, o sakladığın şeyi öğrendiğimde olacaklardan sorumlu değilim. Sana daha önce de söylemiştim, konu sen olduğunda yapabileceklerimin sınırı yok" dedi. 

Öğrenmemesi için bir neden daha işte. 

Ben konuşmadığım için Yağız'da sustu. Susmasına bir anda olumsuzluğa yordum. 

"Bana kızdın mı yoksa darıldın mı?"

"Sana kızamayacağımı, darılamayacağımı biliyorsun. Bu yüzden yapmıyor musun?" dedi.

" Bir şey yapmıyorum Yağız" dedim sinirle ve geri çekilmek istedim ama izin vermedi.

Aptal bir itiraf olayı yüzünden aramızda böyle konuşmaların geçmesini istemiyordum.

"Sende bana kızamaz ve küsemezsin, biliyorsun"

"Sadece bu son olsun diye konuşuyoruz güzelim, biz biriz diyen sendin sakladıkların aramıza mesafe koyar. Bunu istemiyorum"

"Ben bizim aramıza mesafe koymam" dedim gözlerinin içine sinirli bir şekilde bakmak istedim ama onun gözlerine bakmak benim dengemi bozuyordu, kalp ritmim değişiyordu.

VEZİRWhere stories live. Discover now