7

85 13 13
                                    

'7 ay önce, Şubat'

Yeonjun ve Soobin'in yaşadıkları apartman, biraz gerisindeki orman ve ormanda her kış buz tutan kocaman göl. İstisnasız her sene beraber kaymayı bir alışkanlık haline getirmişlerdi. Bu sene de olduğu gibi. Patenlerini alıp ormandan gülüşerek geçerken Yeonjun'un içinde bir sıkıntı vardı, fakat bunu ne Soobin'e yansıttı ne de kendisi çok umursadı. Yarım saat süren yürüyüşün ardından peri masalından fırlamış gibi bir görüntü veren göle ulaştıklarında, beklemeden patenleri giyip buza çıktılar. İkisi de profesyonel değildi, zaten olmaya da çabalamıyorlardı. Beraber vakit geçirdikleri sürece ne önemi vardı ki?

Birkaç saatin ardından Soobin yorulduğunu söyleyerek buzdan inmişti. Yeonjun ise hâlâ sağa sola kaymaya devam ediyordu. O da yorulup buzun üzerinde kendini durdurdu, ellerini dizlerine koyup nefesini düzene sokmaya çalışırken dikkatini çeken ses ve görüntüyle nefesi kesildi. Ayaklarının altındaki buz çatlaktı, ve çatlak hızla büyüyordu. Korkudan kilitlenmiş gibiydi, doğrulup Soobin'e baktığında patenlerini çıkarmış, çıplak ayaklarıyla buzda kendisine koşan sevgilisini gördü. Nefesi titriyordu, tüm vücudu zangır zangır titriyordu şimdi. Kıpırdamak istedi, ama bacakları iki külçe gibi sabit kaldı. "YEONJUN!" Bir anda itilmesiyle çatlağın uzak bir kısmına savruldu. Soobin onu öyle hızlı itmişti ki, Yeonjun'un başı sert buza çarpmış ve bu da dünyasının kararmasına sebep olmuştu.

* * *

Neredeydi? Üşüyordu. Gözlerini yavaş yavaş açtı ve uzandığı sert zeminde doğruldu. Kafası adeta çekiçle vurulmuş gibi acıyordu, acının yoğun olduğu bölgeyi tutarak nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Soobin'le kaydıkları göldeydi, buzda bir delik vardı ve Soobin ortada yoktu. Neler olduğu hafızasına hücum ettiği gibi ayağa kalkıp deliğe doğru koşmaya başladı. Soobin onu itmişti fakat suya kendisi düşmüştü.

Ayağındaki ağır patenleri ya da Soobin'i basit bir çekme büyüsüyle çıkarabilevek olduğunu düşünemeyecek bir panik içine girdi ve suya atladı. Biraz derine indiğinde korktuğu şeyin gerçek olduğunu gördü, Soobin'in bedeni suyun içinde hareketsiz süzülüyordu. Yeonjun nefesinin tükendiğini hissederken Soobin'i kollarından kavradı ve yukarı doğru yüzmeye başladı. Ciğerleri cayır cayır yanıyordu fakat önemli değildi, önceliği biricik sevgilisini buz gibi sudan çıkarmaktı. En sonunda yüzeye ulaştığında soğuk şubat havasını içine çekti ve Soobin'i buzun üstüne çıkardı.

Titreyen parmaklarıyla önce nabzını ölçtü, yoktu. Kalp atışlarını dinledi, o da yoktu. Nefes alışını hissetmeye çalıştı fakat bu da yoktu. Tekrar bayılacak gibi hissetmeye başlarken Soobin'in yüzüne baktı bu kez. Bir ölünün nasıl bir ifadesi olabilirdi ki? O da yoktu. Uzun kirpikleri kapalı, dudakları birbirine mühürlü uzanıyordu sevgilisi.

Peki şimdi? Şuan önünde uzanan beden Soobin'indi. Soobin'in ölü bedeni. Biricik sevgilisinin hayatı çekilmiş vücudu. Ağlayamıyordu, ta ki Soobin'in avcunu kendi avuçlarına aldığını an o uzun parmakların bir daha sıkılaşmayacağını ve parmakların buz gibi olduğunu hissedene kadar. Yeonjun öyle bir bağırıyordu ki, ormandam kuşların sesten kaçmak için havalanışları uzaklardan bile görülüyordu. Hıçkırık ardına hıçkırıyor , göz yaşı ardına göz yaşı akıtıyordu. Sevgilisi gitmişti, ve Yeonjun bu konuda hiç bir şey yapamazdı.

O an gözlerini açtı. Yapabilir miydi? Annesi ona yıllar önce bir masal anlatmıştı. Hastalıktan ölen sevdiğini dirilten bir cadı hakkında. Acaba bu "masal"daki büyü var olmuş olabilir miydi? Evet, olmak zorundaydı. Yoksa neden cadıların en büyük yasağı canlı diriltmek olsundu. Yeonjun içinde yeşeren umutka göz yaşlarını sildi. Yenileri akmaya başladığında ise umursamadı. Patenlerini çıkardıktan sonra yerde yatan sevgilisini sırtına aldı ve tabana kuvvet koşmaya başladı. Ne kar yüzünden hipotermi geçirebileceği gerçeği, ne de ayaklarının herhangi keskim bir bitkiye denk gelmesi umurundaydı. Sadece kütüphanedeki kitapları karıştırıp içinlerinden birinin büyüyü anlatıyor olmasını umuyordu.

Yeonjun inanıyordu, sevgilisini kurtaracaktı. Çünkü Yeonjun, Soobin'i kurtarmak için her şeyi yapardı. İşin sonunda idam edilme olasılığı olsa bile.

.

.

.

.

.

Evet bu da birazck gecis bolumu ama cok motivasyonum yok bide bi sonraki bolum biraz uzun olucak sanırım cunku islerin artık rayına oturmasi lazim yani yeto

ice breaker 'yeonbinWhere stories live. Discover now