final

69 7 11
                                    

"Yeonjun?" Soobin mutfakta duvarı seyreden sevgilisini görünce kalbinin burkulmasına engel olamadı. İlk üç ay boyunca Yeonjun kâbusları yüzünden uyuyamamış, gün içinde ise sanki hâlâ oradaymış ve ona zarar verecekkermiş gibi etrafı seyretmişti. Her seferinde saçını okşadı ve yanaklarını öptü Soobin. Zor olacak olsa bile Yeonjun'un bunu atlatacağını biliyordu.

Şimdi sesini duyan sevgilisi gülümseyerek kendisine dönmüş ve eliyle platin saçlarını geriye taramıştı. "Evet Dolunay'ım?" Yeonjun geldiği ikk geceden sonra doğal saç rengini büyüyle gizlemeyi bırakmıştı. Soobin'in kendisini her türlü seveceğini biliyordu ama yine de asıl görünüşüyle gözükmekten çekinmişti başta. Soobin de bu yüzden platin saçların ona ne kadar yakıştığını her fırsatta dile getiriyor ve ipeksi tutamlara naif öpücükler konduruyordu.

Sevgilisinin zayıf bedenine ilerledi ve belini sarmaladı uzun kollarıyla. Yeonjun'un başı anında omzunu bulmuştu ve kıkırdıyordu şimdi. "Neler oluyor Soobin?" Soobin gülümsedi. "Sana bir sürprizim var, gel benimle." Kollarını çözüp Yeonjun'un elini kavradı ve ön kapıya ilerledi. Ayakkabılarını giydiğinde Yeonjun hâlâ gülüyor ve kendi ayakkabılarını ayaklarına geçiriyordu.

Biraz yürüdükten sonra Soobin cebindeki kuşağı çıkardı ve Yeonjun'a döndü. "Bana güveniyor musun Güneş'im?" Yeonjun gülümsedi ve kuşağı Soobin'den alıp gözlerine bağladı. "Tüm benliğimle." Soobin tekrar avuçları arasına aldığı eli çekiştirmeye devam etti. Hava buz gibi olmasına ve ikisinin de üstünde sadece pijama olmasına rağmen üşümemelerini artık garipsemiyordu. Yeonjun ne zaman üşüyeceklerini anlasa kendi kendine bir şeyler mırıldanıyir ve etraflarındaki havayı ısıtıyordu.

En sonunda varacakları yere geldiklerinde kuşağı yavaşça çözdü Soobin. Yeonjun'un beyaz yüzünün mümkünmüş gibi daha da beyazlamasıyla ellerini kavradı. "S-soobin..." Söze başlamadan önce derin bir nefes aldı.

"Burası senin için travmatik bir yer Yeonjun biliyorum. Fakat bu donmuş göl  aynı zamanda bizim pek çok anımızım bulunduğu yer. Şuan düşündüğümde, ben aslında burada ölmedim sevgilim. Ben o gün suya düşmeme rağmen yenuden doğdum. Yeniden bir hayata başladım senin sayende. Bu yüzden de hem benim hem de bizim için bir başlangıç olduğuna inandığım bu yerde sana bir şey sormak istiyorum."

Soobin yavaşça geri çekildi. Ellerini kenetledi ve bütün odağını çevresindeki enerjiye verdi. Üç haftadır çalıştığı büyünün insan olmasına rağmen işe yaramasını umdu. Hissettiği hafif rüzgar gittikçe güçlenmiş ve bir anda durmuştu. Gözlerini açıp etrafına baktığında, yerde birikmiş kar kristallerinin havada 'Benimle evlenir misin?' yazdığını gördü ve kendisiyle gurur duydu. Beomgyu'ya kendisini çalıştırdığı için teşekkür etmeyi aklına yazarak diz çöktü ve cebindeki yüzük kutusunu çıkardı. Tek dizinin üstüne çöktüğünde Yeonjun'a baktı.

Yeonjun ağlıyordu, hüngür hüngür ağlıyordu. Titreyen ellerini havaya kaldırdı ve bunu yapmasıyla işaret parmakları alev almıştı. Havaya 'Evet' yazıp bir kalp çizdikten sonra bedenini Soobin'in üstüne attı. Şimdi hem ağlıyor hem de kahkahalarla gülüyordu.

"Seni seviyorum Soobin, ve her ne olursa olsun seni kurtarmak için her şeyi yaparım."

Evet final. Bitti. Cok gecikmis bu finale kadar okuyup oy verdiyseniz hepinize cok tesekkur ederim. Eskisi kadar motivasyonum ve enerjim olmadigu icin finali erteleyip durdum ama en sonunda kisa da olsa ice breaker'in bir finali hak ettiginu dusundum. Bu kadardu sevgili okurlarim, hoscakalinnn (yazim hatalarinu duzeltemeyecek kadar useniyorum opuldunuz)♡

 Bu kadardu sevgili okurlarim, hoscakalinnn (yazim hatalarinu duzeltemeyecek kadar useniyorum opuldunuz)♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ice breaker 'yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin