|13|

862 58 62
                                    

Bu bölüme yazacak açıklamam yok. Çünkü yazacağım herşey bitti xkxmsoamoaçq

İyi okumalar dilerim efenim 🐥
___________________________________

Karan'ım: Günaydın Kamer'im. (8.32)

Karan'ım: Bugün şirkette işim yok ve bende dedim ki neden eşimin yanına gidip ona yardım etmiyorum?

Siz: Günaydın Karan'ım. (8.33)

Siz: Çok güzel demişsin, pastanedeyim ben. Bekliyorum.

Karan'ım: Geliyorum güzelim.
_____________________

Elimdeki hamur parçasını da yuvarlayıp tepsiye koydum. Tam o sırada dış kapının üstündeki zilin sesiyle gülümsedim. Gelmişti.

"Ben geldim!" Elimi yanımdaki bezi alıp silerken mutfaktan çıktım. Yüzümdeki kocaman gülümseme ile karşıladım onu. "Hoşgeldin!"

"Hoşbuldum, hiç olmadığım kadar," dedi yanıma gelip bana sarılırken. Ellerimi boynuna dolayıp bende ona sıkıca sarıldım.

Yanağına bir öpücük kondurup geri çekildim.

"Bak sana ne aldım," dedi hiç dikkat etmediğim paketi göstererek.

"Ne aldın?" Paketi elinden almaya çalışırken izin vermedi. Diğer yanağını uzattı bana. "Burayı da öpersen olur." Gülerek uzattığı yanağını da öptüm.

"Al bakalım," dedi paketi bana uzatarak. Elinden aldım hemen. Paketi poşetinden çıkararak salladım. "Allah, Allah ne ki bu?" Omuz silkti. Paketi yırtarak açınca içindeki kutuyu görmemle şaşkınlıkla ağzım aralandı.

"Bu o bebek," dedim dolu gözlerimle ona bakarak. Başını salladı. "Seninkini kırdıktan sonra çok aradım, aradık. Ama bulamadım. Üç yıl önce, şans eseri bir koleksiyonerde buldum. Tabii aklıma hemen sen gelmişken almamak olmazdı."

Sevgisine, ince düşüncesine, naif ruhuna ayrı hayrandım bu adamın.
Düşmek kelimesini tam anlamıyla yaşatıyordu bu adam bana.

"Karan, sen ne kadar güzel bir adamsın ya," dedim hayranlıkla. "Sevilen güzel olunca, sevene de bulaşmış demek ki," dedi gülerek.

"Ya ama ağlarım ben, yapma." dedim ona sıkıca sarılırken. Kollarını bana doladı. Nedensiz bir şekilde ağlayasım gelmişti. Nedensiz değildi aslında, ona olan özlemim, eskiyi hatırlatmasıyla sanki yanımda değilmiş gibi kabarmıştı.

Dudaklarım büzülürken gözümden bir yaş düşüp, onun tişörtünü ıslattı. Hissetmiş olacak ki bedeni kasıldı. Beni görmemesi için daha çok yüzümü gömdüm kollarına.

"Bak bakayım bana," dedi o naif ses tonuyla. Başımı iki yana sallayarak reddettim. Kollarının birini belimden çekerek çenemin altına koydu. Yüzümü yavaşça kaldırdı sakladığım yerden. Kaşları çatıldı.

"Neden ağladın sen birtanem?" Gözümdeki yaşı silmek için kaldırdığım elimi geri indirerek baş parmağıyla sildi göz yaşımı. Parmağı hâlâ olduğu yeri okşarken mayışmıştım bile.

Omuz silktim. "Seni çok özledim," dedim. Kaşları hâlâ düzelmezken daha çok çatıldı. "Yanındayım ya güzelim."

"Küçükken, gittiğinizde." Gülümseyerek kafamı göğsüne bastırdı. "Oy kıyamam sana ben." dedi belimi okşayarak. Güldüm.

"Aslında seni Aden'den dinlerdim hep. Ama yurt dışı şubesindeydin. O anlattıkça özlüyordum seni. Ailen geliyordu ama sen yoktun. Sonra Aden yemeğin burada olacağını söyledi, tabii seninde olacağını. Yıllar sonra seni göreceğim için çok sevindim, ama bir yandan da düşündüm. Acaba eskisi gibi midir, sevdiği var mıdır diye. " Sessizce belimi okşamaya devam ederek dinliyordu beni.

Not Defteri |Texting Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα