|33|

252 16 89
                                    

Selam! Ben yine okuldayım xjxnksmspwşdkle mafeles...

Bu bölüm de morali bozuk olan sadecedeliyimaa'ya vee eboslakitaplarr'a ithaf olsun. (Bir Ömür Daha'nın son bölümü ile morallerini daha çok bozmamışım gibi djdkwşqödklcs)

Okuduğum bir kitap var ve, mükemmel ilerliyor, bayıldım. Onu okurken de telefonu elime almak aklıma gelmiyor, şimdi hazır boşum biraz yazayım dedim.

O zamaaan, uzatmadan bölüme geçelim! İyi okumalar dilerim ✨

____________________

(Yazardan)

Taha, aldığı izin ile yine pastanenin yolunu tutmuş, erkenden açmıştı. Kamer ona Ebrar'ın da gelmeyi kabul ettiğini söylediğinde yüzünde oluşan sırıtmayı gören abisi Acar onunla dalga geçince de alay konusu olmuştu.

Açtığı pastane kapısından keyifli bir ıslık ile geçerek mutfağa ilerledi. Kendisinin kullandığı lacivert önlüğü başından geçirip ellerini yıkadı. Arka bahçeye geçip kışın kullanılmadığı için şu an kullanılan camdan kış bahçesine girerek masaları düzeltti, aydınlatmaları açtı. Tekrar pastaneye girerek oradaki masaları da düzeltti ve radyoya uzanıp açtı. Çalan şarkı bildiği bir şarkı olduğundan sözlerini mırıldandı usulca.

"Ne giyerse giderdi hoşuma, öyle tatlı bela ki başıma," Tezgahın arkasına geçerek temiz bir bez ile üzerini temizleyip mutfaktan getirdiği ürünleri dizdi. Dün gece kapatmadan yapmıştı bunları. O pastaları raflara dizerken, kapıdan Ahmet girdi. "Oo Taha Abi, hayırdır? Sabah sabah bu neşe nereden geliyor?" Taha yanına gelen Ahmet'in ensesine hafifçe vurdu kaşlarını çatarak.

"Her zamanki halim değil mi sıpa?" Ahmet gözlerini belirterek baktı şaşkınlıkla.

"Abi bütün mahalle seni buzdolabı olarak bilir, emin misin?" Taha bu dediğine güldü.

"Buzdan adamların da ısınmak için nedenleri oluyormuş koçum." dediğinde çocuk muzip bir sırıtma takındı bu sefer.

"Kim o ısıtan güneş?" Taha tekrar zihnindeki düşüncelere dalmışken Ahmet daha çok sırıttı. "Ohoo abi, sen çoktan yanmışsın, güneşin yakmış." Taha tekrar kafasına hafifçe vurarak kaşlarını çattı.

"Çok konuşma da mutfaktaki siparişleri götür, yoksa ben seni o fırında yakacağım Ahmet."  Ahmet yüzünü buruşturarak ellerini havaya kaldırdı.

"Fantastik ölüm biçimlerine kurban olmak istemem. Gittim ben." Taha başını sallayarak mutfağa giden çocuğun arkasından baktı. Ucundan haklı olduğunu biliyordu, ondandı bu kızışları. Kendisi fark etse de daha tam kabullenememişti.

Ahmet siparişleri alıp çıkınca, Taha da mutfaktan getirdiklerini dizmeye devam etti. Gözü duvardaki saate dönünce Ebrar'ın gelmesine birkaç dakika kaldığını gördü. Kalbi, ondan bağımsız ritmini arttırırken, bu hali onu daha da karmaşık bir duruma soktu. Başını iki yana sallayarak işime devam etmek için başımı eğerken, kapının açılıp zile basması ile pastaneyi zilin sesi doldurdu. Taha anlık bir heyecanla başını hızlıca kaldırınca rafa edildiğini unuttuğu için başı, üst rafa çarptı. Acılı bir inleme döküldü dudaklarından.

Not Defteri |Texting Where stories live. Discover now