27- Gönülçelen

1K 83 110
                                    

Merhaba!

Çok beklediğiniz zamanlar oldu o sebeple fazla beklemenizi istemedim. Yeni olaylara yüzümüzü açacağımız bir bölüm oldu. Bundan sonra bizi kimse tutamaz.

Uzun zaman bölüm yazmadığım anlar oldu. Bazen yorum ve yıldız sayınızda şevkimi kırdı. Ancak son bölümde yorumlarınızı okumak ve sizlerle konuşmak beni son derecek mutlu etti. Artık bölümlere sınır koymaya karar verdim. Sınır gelince bölüm gelecek.

Satır aralarında buluşalım.

SINIR
100 Yorum
100 Beğeni

Candan Erçetin: Elbette

İyi okumalar
Q❤️

Kızıl Mavi 27. Bölüm Gönülçelen

Zaman kimi zaman dost kimi zaman düşmandı. Hayatla ilgili çok meselesi olan bir insan olarak mücadelem eski haline kavuşmuştu. Zamanımın çoğu çalışarak geçiriyordu. Ya okul derslerine ya proje ile ilgili sabahladığım günler geçirmiştim.

Uykusuz ve yorgunluk hissi beynimi, bedenimi adeta bütün hücrelerimi ele geçirmişti. Yaprak gibi esen hafif meltemde bile savrulacak kadar bedenim yorgundu.

Projem inanılmaz ilerlemişti. Yeni fikirler geliştirmiş ve hepsini eklemiştim. Yaklaşan okul sınavlarımla bu tempo birleşince müthiş hırpalanmıştım fakat her şey planlamalarım doğrultusunda kusursuz ilerlemişti. Akademik ve iş hayatım penceresinde her şey istediğim gibi gidiyordu. Kaydettiğim aşamalar ise yorgunluğumu görmezden gelmeme neden oluyordu.

Lakin işin gerçeği şuydu: Ares'i, düşünmemek için her anımı dolduruyordum. Zira yaklaşık beş gündür, odasında yaptığımız konuşmadan beri, birbirimizle muhattap olmuyor sayılırdık. Bütün bunlar arasında düşünecek çok zamanım olmuştu.

Her şeyi yetiştirmeye çalışırken, kendime çok kızmıştım. Halbuki okul programının yoğunluğu ortadayken projemde ilerlememiş olmam benim hatamdan ibaretti. Esas meselemden uzaklaşmış kalbimin yarattığı aleme dalış yapmıştım. Meselem her zaman hayatımı kurtarmak ve başarılı olmakken aşkın getirdiği hisleri dibine kadar yaşamıştım.

Pek çok yeni durumla karşı karşıya kalmış bu işlerle o kadar meşgul olmuştum ki kendimi kaybetmiştim.

Ares ile insan içinde konuşuyor haricinde ise birbirimizi görmüyor gibiydik. İnsan üstü bir gayretle çalışıyordu. Gecesini gündüzüne katarken işinde hata istemiyor olmasını artık anlamıştım. Bana, sarf ettiği sözleri hâlâ doğru bulmasam da işinde bu kadar titizlenen adamın benim gibi işinde yeni yetme denecek birine karşı hissettiği öfkeyi anlamıştım. Kendisi herkesten daha çok çalışıyordu.

Onu, her gördüğümde en iyi yaptığım  şeyi yaparak uzaktan seyre dalıyordum. Pers mavisi gözleri içime işliyordu. O her ne kadar bana bakmasa da bakışının değdiğini bile kıskanıyordum. Yüzünü çevreleyen hafif kirli sakalına, nadiren güldüğünde belli olan gamzesine, düşünürken dudaklarına doğru uzanan parmaklarına, ciddi bir konu dinlerken elinde durmaksızın oynattığı kalemine her şeyine hayrandım.

Lakin yorgundu bunu anlayabiliyordum. Çok geç saatlere kadar süren toplantıları bütün gününü alıyordu. Günün ortasında ise akşamki toplantılardan önce çalışmalarıyla geçiyordu. Sabah saatlerinde projelere bakmak için koordinatörlerle hummalı görüşmeler yapıyordu. Mesai saatine sığmayan her şeyi akşamın geç saatlerine alıyordu. Bütün bunların yanında maddi konularla ilgili sürekli finansçılarla görüşme halindeydi. Evet, bunların hepsini biliyordum.

KIZIL MAVİ (AŞKIN PEŞİNDE SERİSİ II)Where stories live. Discover now