1. Bölüm-[Korku]

3.4K 387 376
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

    "Korkulacak tek şey korkunun                   
                       kendisidir."                             
        - Franklin D. Roosevelt                      

<3 Hastane içerisinde, hastalar tarafından gerçekleşen bazı olaylar gerçek hayattan alıntıdır.

<3 Valet isimli kitap, kendi yazdığım ve eskiden paylaştığım -şimdi yeniden yazmak için kaldırmıştım- kurgumdur.

                                 İyi Okumalar..🦋          

                           🍃                                         

15 Mart

Buz gibi suyu yüzüne çarptı.
Soğukluk, teninin her yerine yayılayarak şok etkisi bırakırken, damlalar teninde dans edecersinde kayıyordu.

Avuçlarını birleştirerek, musluktan akan suyun altına getirip, gözlerini gezdirdi. 
Ellerini ne kadar sıkı kapatırsa kapatsın, sular bir yerden akarak sınırlar içinde kalmıyor, özgürlükleri için sağdan soldan, boş kalan her yerden kaçabiliyorlardı.

Yüzüne tekrardan suyu çarptı.
Derin nefesler alıyor, çeşmeden akan suyun sesini dinliyordu.

"Hadisene! Hadi! Hadisene!" Arkasında duran, burda kalan bir hasta sinirle Yusufa doğru konuşuyordu.

"Ne?" dedi anlamaz bir tınıda Yusuf.

"Ellerini yıkıyorsun, hadisene! Biz de yıkayacağız." Hasta kaşlarını çattı, olduğu yerde hareketlenmeye başladı.

Yusuf önce önünde durduğu lavaboya, sonra sol tarafındaki kimsenin kullanmadığı lavabolara baktı.

"Oralar boş, oraya gitsene?" Çeşmeyi kapatarak, hastanın yüzüne baktı.

Hasta ellerini beline koydu. "Sen niye orda ellerini yıkıyorsun o zaman? Oralarda bir şey olmasa sen de burda ellerini yıkamazdın."

Tanrım.. diye geçirdi içinden Yusuf. Tanrım bana sabır ver yoksa bende onlarla birlikte delireceğim.

"Buyur...Buyur geç." Yana doğru kayarak, Hasta'nın lavaboya geçmesine izin verdi.

Ellerini altındaki siyah kot pantolona sürterek ıslaklığını azalttı, alışkanlıktı onun için bu hareket. Havlulara dokunmayı sevmez, peçeteleri de yapıştıkları için kullanmak istemezdi. 

Yemekhanede asılı duran büyük siyah-beyaz saate baktı, kitap okumasına daha 5 saat vardı.

Gözlerini etrafta gezdirdi; uzun beyaz masalarda hasta bakıcıları ve ilgilendikleri hastalar oturuyor, konuşarak yemek yiyorlardı. Yüzlerinde eksik olmayan o gülümse vardı yine, yüzünü buruşturdu. 

17Where stories live. Discover now