3. Bölüm-[Sevgi]

2.6K 216 207
                                    

"Hiç aşk ateşi böyle birdenbire insanın içini kavurabilir mi?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Hiç aşk ateşi böyle birdenbire insanın içini kavurabilir mi?.."
William Shakespeare-Hırçın Kız

<

<3 Uzun bir aradan sonra merhabalar! bölümü bir kaç gün önce paylaşacaktım ama göremediğim için ekrana bakamadım ve son düzeltmeleri yapamadım... Şimdi görebiliyorken hemen halledip yolladım.

<3 Bu bölümde hiçbir ırk, dil vs. ile ilgili dalga geçilme amacı güden bir anlayış yoktur.

<3 İyi okumalar❤️

🍃

17 Mart

Barut işaret parmağını sol gözünün altına getirerek, lensi takabilmek için aşağıya doğru çekti. Doğal yeşil gözlerini tavana sabitlendiğinde, gözünde hissettiği tanıdık hisle birlikte kırmızı renkteki lensin yerine oturabilmesi için bir kaç saniye gözlerini kapalı tuttu.

Gözlerini tekrardan araladığı zaman, karşısında durduğu aynadaki yüzünün duruşuna bakarak yan şekilde sırıttı.

Sol gözünde kırmızı lens, sağ gözünde ise doğal yeşil rengi; seviyordu bu görüntüyü. Duygularının dışa yansıması olarak düşünüyor, kendi çapında hayatında bir farklılık yaratmaya çalışıyordu.

"Daha rahat hissettin mi?" Asel Çığ'nın rahatlatıcı bir ses tonuyla konuşmasıyla birlikte, Barut topukları üzerinde ona doğru döndü. Ellerini pantolonun geniş ceplerine sokarken, bir yandan Asel Çığı inceleyerek koltuğa doğru ilerliyordu.

Asel, parmaklarıyla kibar bir şekilde yüzünün önüne düşen, dalgalı uzun sarı saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp; parlayan mavi gözleriyle gülümseyerek Barut'a baktı. 1.68 boylarında, spor yapan, sağlıklı beslenen ve bir çok şeyle ilgilenerek hayatını düzene sokmuş, enerjisiyle herkesi kendisine çeken bir psikiyatristti Çığ. Birisi onunla yanyana geldiği andan itibaren rahatlar, yargılanmayacağını anlayarak her konuda özgürce konuşabilirdi.

"Duygularımı anlatıyor gibi geliyor Asel Hanım. Bir gözüm ayrı diğer gözüm ayrı; benim de bir dakikam ayrı diğer dakikam ayrı oluyor." Gülerek beyaz kumaşı olan kanepeye oturdu Barut.

"Kendini nasıl rahat hissediyorsan öyle yap Barut'um, senin vücudun sonuçta. Zarar vermediğin sürece seni her zaman desteklerim." Gülümseyerek konuşuyordu Asel. Barut'un onu gülümseyerek görmediği anları bir elin parmağını geçmez, her zaman yerinde tepki verdiğine şahit olurdu.

"Ve sizin kulağınıza çoktan olan olayları kuşlar söylemiştir, biliyorsunuzdur Asel Hanım. O yüzden siz sormadan ben kendim anlatmak istiyorum." dedi Barut.

"Tabi ki Barut, seni dinliyorum." dedi güven dolu bir ses tonuyla Asel, ellerini masanın üzerinde birleştirerek sandalyesini Baruta doğru bir tık daha yaklaştırdı. Bu ufak hareketleriyle onu dinlemeye hazır olduğunu belli ediyor, ses tonu ve mimikleriyle de gerilmesini engelliyordu.

17Where stories live. Discover now