3

12.7K 1.2K 426
                                    

Sonunda düz yazıya gelebildik:)

Umarım seveceğiniz bir bölüm olur...

İyi okumalar:")


[][]

JUNGKOOK

Sınıfta yaşanan kavga benim ağzıma yediğim yumruk ile sona ermişti.Ağzımdaki kan ve çenemdeki ağrı yavaş yavaş azalmaya başlasa bile ağzımı her hareket ettirdiğimde acı ile sessiz bir şekilde inlemem bir oluyurdu. Sınıfta yaşanan o utanç verici olaydan sonra kimsenin yüzüne bakmak dahil istemiyordum artık

-bakamazdım da.

Lakin ağzımın kenarındaki kan git gide artmaya başladığı için revire gitmem gerekmişti ve ben o utanç ile yerimden dahil kıpırdayamamıştım. Daha okulun ilk haftasını bitirmemişken bu korkunç rezaletin beni bulması içler acısı bir şeydi benim açımdan.

-ve herkesin açısından da.

Sınıftaki kızların bana bakarak kahkaha atması aklımdan bir saniye bile olsa çıkamazken birde yanlışlıkla birinin bana vurması ve daha sonra üstüme düşmesini hatırladıkça elim ile yüzümü kapatma isteği duyuyordum. Utançtan sınıfa nasıl gideceğimi düşünüp durmuyor değildim.

Duyduğum ses ile irkilmem bir olmuştu, ve sonra doktorun konuşması ile gözlerine baktığımda derin bir nefes alıp cümlesini yeniden tekrarlamıştı . "Ağzındaki yaraya pansuman yaptım. Ağzını her hareket ettirdiğinde yüzüne yediğin darbe ile çenen ağrıyabilir. Onun için fazla konuşmamaya özen gösterirsen sevinirim" demişti.

Konuşmamaya..

Doktorun dediklerini dikkatli bir şekilde dinlediğimde söylediği o son kelimesi ile yüzümün düşmesi bir olmuştu, ben zaten konuşamıyordum ki sadece küçük mırıltılar çıkartabiliyordum onada konuşma denilirse eğer.

Bir yere takılmış olan gözlerimi iki kere kırpıp açtığımda, beni buraya getiren kişinin doktor ile konuştuğunu görmüştüm. İlkte umursamasamda merakıma yenilip ne dediklerini duymak için uzanmış olduğum sedyeden doğrulup oturur pozisyon alıp gözlerimi karşımdaki iki bedene dikmeye başlamıştım.

Çok sessiz değildi ama çok yüksekte değildi konuşama tonları, ama benim duyacağım kadar ses tonları yükselmişti bir anda "Sana işini yap diye para ödüyoruz. Bunu o aklına sok ve işini doğru düzgün yapmaya çalış. Çünkü bir hatanda kendini okul kapısının önünde bulursun" esmer tene sahip olan adamın bağırması bedenimin titremesine neden olmuştu.

Bitirmiş olduğu cümlesi ile derin bir iç çekip tekrardan konuşmaya başlamıştı "Anladın mı?" Bastırarak söylediği son kelimesi karşısında ki koca gövdenin ona emir gibi söylediği cümlesi karşısında doktor sadece başını sallamak ile yetinebilmişti. Galiba başına bela almak istemiyordu.

Gözlerim iki beden arasında gidip gelirken doktorun iç çekişlerine şahit olmuştum. Ardından derin bir nefes alıp konuşma yetkisinde bulunmuştu"Pekala." diyebilmişti sadece. Sinirli olduğunu sıkmış olduğu avuç içinden belliydi.

Sıkmış olduğu avuç içini serbest bıraktıktan sonra bana dönerek sadece gözlerimin içine bakmakla yetindikten sonra tekrarda derin bir nefes alıp söyleyeceği cümleyi tek nefeste bitirecekmiş gibi bir hava bırakıp konuşmaya başlamıştı, "Bu gün dinlenmen lazım. Aileni arayalım gelip seni alsınlar bu halde bir yere gideceğini düşünmüyorum." Tek nefeste bitirmiş olduğu cümlede o son söylediği kelime ile gözlerim dolmuştu. Göz yaşlarımın akmasını önlemek için bedenime oldukça büyük gelen kazığımın kol uçlarını avuç içime aldığım gibi akmakta ısrarcı olan göz yaşlarımı silmiştim.

Doktor ile esmer adama baktığımda. Esmer tenli adamın gözlerini bana diktiğini ve yüz hatlarımı incelemeye başladığını fark etmiştim. Yanaklarımın yandığını ve kazardığını hissetmeye başladığım gibi gözlerimi dikmiş olduğum gözlerden çekip başka bir yere dikmeye başlamıştım.

Doktorun çıkması ile tam yanımda duran sandalyenin yanına gelen esmer adamın gözlerine bakmak için başımı yukarıya doğru yavaş bir şekilde kaldırmaya başladığımda göz göze gelmiştik.

Göz göze geldiğim esmer adam ile aramızda çok az mesafe kalmıştı, yüksekten gözlerimin içine bakan koyu kahve gözlere baktığımda göz bebeğimin büyüdüğünü hissetmiştim. Kızarmış olan yanaklarımın daha çok kızardığını da hissedebiliyordum.

Derin bir iç çeken esmer adam hemen yanında duran sandalyeyi kendine doğru çekip tam karşıma oturmuştu. İç çekişlerini benim duyacağım bir şekilde gürültülü yaptığı için yanaklarımla beraber bütün yüzümün kazardığına yemin edebilirdim.

Yinede bozuntuya vermemek için gözlerimi farklı bir tarafa esmer adamın hemen arkasında bulunan eczane dolabına kaymıştı. Benim bu hareketimden sonra esmer adam kendini sandalyeyle beraber geriye doğru itip ayak ayak üstüne katıp ellerini birbire birleştirmişti.

Gözlerim tekrardan esmer tenli adama kaydığında göz göze gelmiştik tekrardan.

Kalbimin hızlı atışlarını duyabiliyordum onunda duymasından korkmuştum değildim bir an.

Bir anda esmer tenli adamın birbirine yapışık olan iki dudağını aralayıp konuşması ile beraber odaklanmış olan gözlerimi kısa bir süreliğine koyu kahve gözlere çekip baktıktan sonra yere odaklanmıştı. "Daha iyi misin?" Dediğinde gözlerimi odaklanmış olan zeminden çekip koyu kahve gözlere dikmiştim.

Aradan geçen dakikalar içinde ikimiz sadece birbirimize bakmaktan başka bir şey yapmamıştık. Aradan geçen saniyeler sonrasında sorusuna cevap alamayan esmer adam tekrardan aynı cümleyi kurup benden bir cevap bekler gibi gözlerimin içine bakmıştı. "Daha iyi misin?" Tekrarladığı cümlesinin ardından kendime gelip ellerimin yardımı ile "İyiyim" demeye çalışsamda anlamadığını gözlerinden de anlamıştım.

Anlamayan iki gözün üstümde gezindiğini anladığım vakit tekrardan elimin yardımı ile bir şeyler anlatmaya çalışmıştım. "Daha iyiyim. Beni buraya getirdiğin için minnettarım sana." Ellerimin sayesinde kedimi karşımda ki koca bedene anlatmaya çalışmıştım.

Karşımda ki esmer adam ile gözlerimi tekrardan buluşturduğumda o da aynı şekilde ellerinin sayesinde benimle iletişim kurmuştu."İyi olmana sevindim. İstersen seni evine barakabilirim." Elleri sayesinde kurduğu cümlesini anlamam ile birlikte şaşkınlık içerisinde gözlerimi esmer tenli adama dikmiştim.

O da işaret dili biliyordu...

Şaşkınlığımı bir kenara atıp, şaşkınlık içerisinde ellerimin sayesinde bir soru sormuştum. "Sen işaret dili biliyor musun?" Dediğimde yüzünde bir tebessüm oluşmuştu. "Evet biliyorum. Benim kız kardeşim'de senin gibi işaret dili ile bizimle iletişim kuruyor. Oradan biliyorum." Dediğinde yüzümde bir tebessüm belirlenmişti.

Yüzümde oluşan tebessümü bir kenara bırakıp "Ama ben sadece konuşamıyorum." Ellerimden aldığım yardım ile esmer tenli adama baktığımda kaşları çatıp sadece yüz hatlarımı inceliyordu. "Oh nasıl?" Şaşkınlık ile konuşmasından sonra yüzümde hazır bekleyen gülümsemeye engel olamamıştım. Kısık olan gözlerim ile karşıma, yani esmer adama baktığımda dilini ağzında gezdirerek yanağında belirlenmesini sağlamıştı.

Yüzümde oluşan tebessüme bir an önce yok ettikten sonra ellerim ile sorusuna karşılık vermiştim. "Sizin ne dediğinizi anlıyorum. Sadece konuşamıyorum. O yetkiyi benden aldılar." Ellerimi sadyeye yani hemen bedenimin yanına indirdiğim de şaşkın olan gözlerin üstümde gezindiğinin farkındayım.

Ve ona göre davranmam gerektiğininde farkındaydım


[][][]

İşaret dili bilen bir Kim Taehyung mu

Yerimmm

Gambler |taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin