9

9.3K 1K 277
                                    

Bu bölüm normalden daha kısa...

Neden diye sorarsanız eğer dokuzuncu bölümden sonra gamblere kısa bi ara vermiştim. Ve ara verdiğim zamanlarda attığım için kısa yapmışım. Onun için şimdiden üzgün olduğumu belirtip gidiyorum :)

İyi okumalar:)

+++++

"Beynini sikerim senin. Amına koyduğum piçi"

Aslan gibi kükremesinden sonra tekrardan adamın elini parmaları arasına almıştı.

Ama bu sefer diğer elini hedef alarak tek kelime etmeden ters çevirip ilk üç parmağı kırıp serbest bırakmıştı.

Gözümden düşen yaşlarla beraber, karşımda yaşanılanlara baktığımda, adamın bağırması ile gözümü kapatma reflesin'de bulunmuştum. Ardından adamın çığlık gibi tekrardan bağırması, bedenim titremesine neden olsa bile hıçkırıklarımı tutmaya çalışıyordum-tutmak zorundaydım çünkü.

"Bu parmaklar. Hizmet etmek için yaratıldı!"

Adama karşı bastıra bastıra söylediği cümlesinden sonra adamı kendine çekip. Tüm gücü ile duvara doğru itmişti.

"Benim olana zarar ver diye değil!"

Elini adamın boğazına götürüp tüm gücü ile sıktığında adamdan garip sesler gelmeye başlamıştı.

Ardından güçlük ile esmere adama bir şey demeye çalışan bedene gözümü açıp baktığımda nefessizlikten yüzü kızarmış gözleri yeriden çıkacakmış gibi aciz haldeydi.

"Pa-pat-patron."

Zar zor söylediği iki üç cümle karşısında boğazındaki el kendini daha çok belli etmişti kendini.

Adamın boğazını avuçları arasına alarak sıkan esmer adama baktığımda. Sinirden gözü dönmüş bi halde adamın boğazını tüm gücü ile sıkarak. Tekrardan kalın ses tonu ile kükremişti.

"Seni öldürdüğüm zaman bu parmaklarla beraber tüm bedenin köpeklerin öğlen yemeği olacak biliyorsun değil mi?!"

Bağırarak söylediği cümlesi karşısında adam daha çok kızarmış ve nefessiz kalmıştı.

Kapının tıklanması ile gözümü karşıdan çekip kapıya diktiğimde dışarıdan bi ses yükselmişti ansızın.

"Patron istediğin yardım çantasını getirdim."

Kapının ardından yüksek bir şekilde konuşulduğunda gözümü direkt karşıda yaşanılan olaya çekmiştim. Ve pür dikkat olanları izliyordum.

Esmer tenli adama baktığımda. Adamın boğazından elini çektiği gibi adam yeri boylamıştı. Ve ardından öksürerek boğazını tutuyordu.

Adamın boğazından elini çekip arkasına döndükten sonra başını çevirip bana baktığında ağzından soluduğunu fark etmiştim. Gözlerini gözlerim ile buluşturduğunda sesli bir şekilde yutkunmadan edemeyerek yanaklarımın kızardığınıda hissedebiliyordum.

Ardından gözlerini kaçırıp kapıyı açtığında kapıdan çekilip bana doğru gelmeye başlamıştı.

Yanıma gelip dizlerinin üzerine çöküp tekrardan yüzümü avuçları arasına alarak konuşmuştu

"Üst katı boşaltın hemen!"

Cümlesini bitirdiğinde derin bir nefes alarak sesli bir şekilde yutkunmuştu.

Ardından tekrardan konuşmaya devam etmişti.

"Çantayı masanın üzerine bırakıp odayı terk edin. Derhal!"

Emir verir gibi konuşmasından sonra kapının yanında duran adam başını sallayarak kapının ardında bekleyen iki kişiyi çağırıp yerde nefes almaya çalışan bedeni sürekliyerek odadan çıkarmışlardı.

Gözlerini gözlerim ile tekrardan buluşturan esmer adama baktığımda sakinleşmeye çalıştığını fark etmiştim. Gözümü kapatıp göz yaşlarımın akmasına izin verdiğim anda parmakları ile göz yaşımı silen bedene bakmak için gözümü açtığımda beni bi çırpıda kucağına alarak kanepede oturur pozisyon getirmişti.

Esmer tenli adamın bir anda kanepeden uzaklaşarak masasının yanına gitmesi ile oturduğum yerden buz kesmiş bir şekilde dona kalmıştım.

Masasının çekmecelerinde bir şey aramaya başladığında tekrardan gözümü kapatma gereği duymuştum.

Aldığım darbeler nedense uykumun gelmesini sağladığı için uyumak istiyordum- hatta fazlasıyla.

Masanın son çekmecesine baktığında aradığı şeyi bulmuş olacak ki masanın üzerinde bulunan ilk yardım çantasını alıp tekrardan yanıma gelip oturmuştu.

Onun oturması ile kanepe biraz sarıldığı için gözümü açma geregi duyup karşımdaki bedene bakmaya başlamıştı.

Aradığı şey ıslak mendildi galiba çünkü elide ıslak mendil ve yardım çantasından başka bir şey yoktu.

Islak mendilin kapağını açıp içinden bir tane çıkartıp bana döndüğünde elini çeneme görüp nazik ve yavaş hareketler ile kendine doğru çekmişti. Ardından elinde olan ıslak mendili yüzümün neredeyse her yerini kaplamış olan kanları silmeye başladığında biraz canım yanmıştı. Çünkü dudağımın kenarında oluşan yaraya denk getirmişti ıslak mendili.

Ağzımdan süzülen inilti ile gözlerini sildiği yerden çekip gözlerime dikmişti bu sefer. Neden canımın yandığı anlamış olacak ki tekrardan gözlerini gözlerimden çekip sildiği yere odaklamıştı. Ama bu sefer daha yavaş bir şekilde mendili yüzüme sürtüyordu.

"Bunları kim yaptı sana?!"

Benim duyacağım şekilde konuşsa bile bastırarak söylemişti cümlesini. Gözünü odaklandığı yerden tırmanarak gözlerime kaydığında göz göze gelmiştik. Ve oldukça da birbirimize yakındık.

Gambler |taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin