8

10.2K 1K 1.9K
                                    

İyi okumalar :)

Bu arada bu bölümü birazcık değiştirdim. Önceden okuyanlar isterlerse tekrardan okuyabilirler.

Tekrardan iyi okumalar diliyorum ve bölüme geçebilirsiniz...

++++

Bu fani dünyada acı sadece gidenin değil. Kalanın çektiği acılar sonrası kalanın mahiyetine geçiyor. Çünkü giden arkasında bıraktığı acıları bilmeyerek terk eder. Kalan ise gidenin bıraktığı acılar içinde hayatına devam eder.

...

Hıçkırıklarım ile esir olan odada sadece başımı olumsuz anlamda sallamak ile yetinmiştim. ardından ise odadan kolidora çıkıp ardımda açık olan kapıyı kapatmıştım.

Apar topar bir şekilde topladığım eşyalarım ile beraber kapının dışında kendimi bulmuştum. Yüzüme değen yağmur damlaları biraz bile olsa beni kendime gelmemi sağlıyordu. Ama hâlâ o odada yaşanılanlar aklıma geldikçe gözüm yaşarıyor ve yutkunmam bi o kadar zor oluyordu.

Başımı kaldırıp valizime baktığımda derin bir iç çekmiştim. Bu saatte nereye gidecektim. Ya da nerede kalacaktım. Diye düşünmeden bir saniye bile edemiyordum.

İçeriden hâlâ ve hâlâ devam eden çığlık seslerden kaçmak için sadece elimde bu evden uzaklaşmak geliyordu. Ve yapmamda lazımdı. Çünkü bu ev artık benim evim değildi. Bu saatten sonrada olamazdı.

Gerçi bundan öncede benim evim değildi ki sadece misafir gibi kalıyordum. Daha doğrusu bana öyle hissetiriyorlardı.

Elimin tersi ile yanağıma kadar süzülen göz yaşını sildikten sonra derin bir nefes aldığım gibi odada geçen muhabbet aklıma gelmişti ve bir de ağzımdan süzülen küçük bir mırıltı.

Düşüncelerimi bir an önce sonlandırıp elime aldığım valizim ile bu lanet evden uzaklaşmam lazımdı. Öylede yapıyordum. Lakin nereye ya da kim'e gideceğimi bilmiyordum. Benim hiç arkadaşım yoktu ki kimseyide fazla tanımıyorum. Bu şehirde doğup büyümeme rağmen sanki şehrin yabancısı gibiydim.

---

---

Elimde bulunan valiz ve yüzümde bulunan kanlar ile hiç bilmediğim sokaklarda yürüyordum.

Üstümde tonlarca gözün gezindiğini bilmeme rağmen aldırış etmeden başımı önüme eğip adımlarımı hızlandırıp bir an önce bu lanet sokaktan gitmek istiyordum.

Karanlık. uçsuz bucaksız bir sokağın başında derin bir iç çeksem bile bu sokağın bir park'a çıktığı bildiğim için bu sokaktan geçmem lazımdı. Sokakta tek bir lamba bile yanmıyorken ay'ın ışığı ile zar zor önümü görebiliyordum.

Korkak adımlar ile sokağın ortasına geldiğim de arkamdan sesler gelmeye başlamıştı. Daha sonra ise adım sesleri gelmişti. Adım sesleri yükseldikçe benim adımlarımda hızlanmaya hatta koşmaya bile başlamıştım.

"Yavaşla!"

İşittiğim ses ile tüylerim diken diken olmasına rağmen koşmaya devam etmiştim.

Tanrım nasıl bir bataklığa düşmüştüm...

Benim koşmam ile arkamda bulunan kişilerinde koştuğunu hissedebiliyordum. Korkudan ayaklarım tutmasa bile bu sokaktan çıkmak için mücadele etmem lazımdı.

Gambler |taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin