17.BÖLÜM

232 21 7
                                    

📌Süsen
   Sarpla oturmamızın üstünden saatler geçmişti artık yorgunluktan uykum gelmişti.Sonunda eksik kalan noktaları da tamamlayıp dosyayı hazır hale getirdik.Bayılmamak için bilmem kaçıncı kahveyi içiyorduk

  Sarp gerçekten de iyi bir avukata benziyordu,ince eleyip sık dokuyordu.Her şeyden önemlisi de iyi bir insandı,insanlara güvenmenin çok zor olduğu bu dönemde bir suçtan yargılanan bana güveniyordu mesela

  Kahvelerimizi içerken Sarp'ın okul hayatını sonrasını falan konuştuk çünkü benim de mesleğim avukatlık olacağı için merak ediyordum.Staj yaptığı yeri sorduğumda babamın iş yeri olduğunu öğrenince şaşırdım ama babamı gerçekten çok sevdiğini işte disiplinli normal sohbette ise bir abi gibi olduğunu söyledi

  Hesabı ortaklaşa ödedikten sonra kafeden çıktık.Ben her ne kadar eve kendim gitmek istesem de Sarp ısrar edince kıramadım,arabanın camından yolu izlerken telefonum çaldı.Elime alıp baktığımda Ozan'ın aradığını gördüm.Açıkçası biraz şaşırdım çünkü her ne kadar arkadaş da olsak çok yakın değildim onunla ve Can varken onun araması da tuhaf gelmişti

  'Alo,Ozan'

  "Süsen,çok kötü bir şey oldu"

  'Ozan,ağlama bir sakin ol'

  "Süsen,Can kayıp"

  'Ne demek ya kayıp?'

  "Yani biz okuldaydık,sonra kayboldu işte"

  'Sizin okulda ne işiniz var?Ah Ozan ahh,bekle geliyorum'

  Telefonu kapattığımda Sarp bana bakıyordu öndeki dikiz aynasından.Endişelenmiştim Can için hem de fazlasıyla.Her ne kadar baş belası desem de benim için yeri dolmaz birisiydi.

'Beni sağda indirir misin?Gitmem gereken bir yer var da'

"Ben bırakırım seni"

  'Artık bu kadarı da benim için mahcubiyet olur,taksiyle gideyim ben'

"Süsen kusura bakma ama isteyerek kulak misafiri oldum.Hem Selim abinin kızını hem de avukatı olduğum birini tekin olmayan bir yere yalnız yollayamam"

  'Bak gerçekten gerek yok'

  "Hipokrat yemini gibi düşün o nasıl bir doktor için prensip meselesiyse bu da benim için öyle"

  'Peki,tekrar teşekkür ederim'

  Okulun ismini verdikten sonra Sarp kavşaktan dönüp bizim okula doğru sürdü.Stresten tırnaklarımı yemeye çoktan başlamıştım,çok eskiden bıraktığım bir alışkanlıktı ama şimdi çok tedirgin olduğum için yine bu durum nüksetmişti

  Durduğumuz zaman bizimkilerin yanına koştum,Sarp da arabayı park edip peşimden geldi.

  'Sizin ne işiniz var ya burada' diye bağırmaya başladım onlara ama haklıydım bu sefer.Cin çağırma ritüeli gibi katil çağırıyorlardı ha pardon katilin ayağına bunlar gidiyor burada

  "Ooo sen bizim varlığımızı hatırlıyor muydun Süsen?"

  'Ömer,kendine gel ne saçmalıyorsun sen?'

"Seni sevdiğimi bilmene rağmen başka biriyle birlikte vakit geçiriyorsun"

  'Bilmediğin şeyler hakkında böyle konuşamazsın'

"Ben seni beni görmezden gelmene rağmen sevmiştim ama bu adiliğini asla unutmayacağım"

  'Bu neyin ego savaşı?Sırf beni seviyorsun diye ben de bu duruma karşılık vermek zorunda mıyım?Nasıl bir zihniyet bu?' sevsem bile asla kendimi sana ezdirmem Ömer

"Orası belli canım ya ne idiğü belirsiz herifleri de soktun hayatımıza,bravo sana afferin"

'Özür dileyeceksin benden bu kadar ağır konuştuğun için'

"Daha fazlasını söylerdim de terbiyem müsade etmiyor" Tam tokat atacakken Ozan girdi araya

  -Yeter ya ben sizi buraya kavga edin diye çağırmadım ortalıkta kayıp bir arkadaşımız var,üçümüzün de arkadaşı ben aramaya gidiyorum ama sakın peşimden gelmeyin.Kişisel mevzularınız yüzünden burdayız şuan

   Sözlerini bitirdikten sonra içeriye girdi.Tek girmesi tehlikeliydi,daha Can bulunmadan onu da kaybedebilirdik.Sarp yaslandığı araba kaputundan doğruldu ve içeri doğru ilerledi
 
  'Sarp,ben de geleyim seninle'

  "Sizin dışarda kalmanız daha doğru olur"

  'Tamam bir şey olursa ara beni'

  "Tamam,haberleşiriz"

  İçeridekileri sıkıntıyla dışarda beklerken bir yandan da etrafta birileri tarafından izleniyormuş gibi hissediyordum.

  'Kim o?'

  "Ömer,yeter artık.Hesap falan sorma,bıktım çünkü bu sorgulamalardan.Sabah annen gelir sanki küçük çocukmuşum gibi azarlar sen şimdi hesap sorar gibi konuşmalar.Noluyoruz ya?Ben kızacağınız küçük bir kız çocuğu değilim"

  'Kıskanıyorum seni'

  "Takıntılısın bence sen"

  Okul büyük olduğu için hemen çıkmalarını beklemiyordum ama yarım saati de geçtiği için endişelenmiştim

  Kırk beş dakika falan sonra Can,Ozan ve Sarp içerden çıktı.Sarp ile Ozan Can'ın kolunun altına girmiş,ayakta durması için destek oluyorlardı.Baygın mı desem yoksa yeni uyanmış mı desem bilemedim ama çok kendinde değil gibiydi

'Okulun amfisinde uyuyakalmış.Bize kapıyı açar mısın Süsen?'

  Bütün bu endişe Cancon'un uykusu için miydi?Can'ı arabaya yerleştirdik ve hepimiz arabaya bindik ama Ömer hala dışarda bekliyordu.ya sabır ya selamet

   Sarp,onunla konuşmaya gidince penceremi açıp dinledim

  "Süsen'i seviyorsun anladığım kadarıyla"

  'Evet seviyorum ne yapacaksın dalga falan mı geçeceksin Sarpcık?'

  "Yani sevmek,sevilmek güzel şeyler bunlar neden dalga geçeyim?"

  'O yüzden mi birlikteydiniz?'

  "Hayır,konuşmamız gerekenler vardı"

  'İyi,konuşmalarınıza devam edin ve beni rahat bırakın'

  "Lan oğlum aptal mısın sen?" diyip elini yeni gelinin yüzük çatlatması gibi alyansını göstermişti.Ohaaa!!Ben nasıl fark etmedim bunu?

  "Nişanlım var benim ayrıca nişanlım olmasa bile müvekkillerime sarkacak kadar ahlak yoksunu değilim"

   Sarp arabaya gelip şoför koltuğuna geçince Ömer de bir süre yalı kazığı gibi dikilmişti.Beter ol,Ömer

Hepimiz(Ömer de dahil) arabaya binip gidiyorduk ki polis arabasının sirenleri duyduk,her siren sesi bize değildir diyerekten dönüyorduk ki okul kapısının önünde polis arabasıyla burun buruna geldik

Oy vermeyi ve yorumlamayı unutmayınnn bebekler😚🤍



The LAVINIA/SüsÖmWhere stories live. Discover now