otuz birinci bölüm

41.3K 3K 287
                                    

Onur, karavandaki kıyafetlerini toparlamaya çalışırken fazla acele ediyordu ve böyle yaptıkça işleri daha da uzattığını fark etmiyordu.

"Keşke kıyafet katlama makinem olsa," diye kendi kendine söylendiği sırada açılan kapıyı duydu ama dönüp bakmadı. Asaf olduğunu sanmıştı fakat gelen başkasıydı. "Asaf, iki dakika daha," dedi oflayarak.

Asaf sabırsız adamın tekiydi, seni beklemem demişti ve böyle dediği her defasında da asla beklememişti.

"Benim," diyen Esra gülerek girdi Onur'la beraber paylaştıkları karavana. Sırtını dolaba yaslarken Onur'un hareketlerini dikkatle izlemeye başladı. "Sen niye toplanıyorsun?"

"Çektik bitti işte, neyi bekleyeceğim daha fazla?"

Onur her ne kadar bu ortamı seviyor olsa da tatili daha çok seviyordu ve hava artık yakıcı bir seviyeye ulaşmıştı. İki ay sürecek bu ara, mükemmel gelecekti, biliyordu.

"Asaf arabada bekliyor. Beraber mi gideceksiniz?"

"Evet," dedi Onur yalnızca. Esra'yla arada bir anlaşabiliyordu ama bu sıralar Asaf Esra'dan hoşlanmıyordu ve hal böyleyken Onur'un da Esra'yı sevesi gelmiyordu.

"Kahvaltıya gideceğiz, siz de gelin," diye sürdürdü Esra sözlerini.

"Saat sabahın 6'sı," dedi Onur omzunun üstünden arkasındaki kadına bakarak. Bu saate kadar sahne çekmişlerdi, hepsi yorgunluktan bayılacak haldeydi ve Onur sabah kahvaltılarından çoğu zaman hoşlanmazdı. "Hem zaten Asaf beni gebertecek, geç kaldık."

"Nereye yetişeceksiniz ki?"

"Tatile işte," dedi Onur çantasının fermuarını çekerken. "Asaf da, ben de tüm sahnelerimizi verdik. Sezon finalinin yayınlanacağı güne kadar şehir dışında takılacağız, sonra bölümü izlemek için İstanbul'a döneceğiz, o gecenin ardından tam anlamıyla tatil yapacağız."

Esra, Onur'un çok konuştuğunu biliyordu. Hem de bir şeyle uğraşırken iyice açılıyordu.

"Nereye gideceksiniz şimdi?" dedi meraksız görünmek amacıyla etrafa bakarken.

"İstanbul çevresi," diyerek detaya inmemeyi seçti Onur. Asaf bunları anlattığını duysa bile laf edecekti neticede, daha fazla konuşmaya gerek yoktu.

"Ben de o taraflara gideceğim," dedi Esra, zaten o taraflarda olduğunu bilmeden. "Bursa falan... Tarihi yerleri gezmeyi düşünüyorum. Siz?"

Onur anlık olarak duraksadı ama hemen toparlayıp şapkasını kafasına geçirdi. Güneş gözlüğünü de taktığında tamamen tatile hazır hissetti. Esra'nın yanından geçmeden önce gülümsedi. "İyi tatiller o zaman sana," deyip karavandan atlayarak çıktı. Hızlı adımlarla Asaf'ın arabasına ilerledi, ön yolcu koltuğuna kendini attığında Asaf'ın ettiği küfürleri duymazdan geldi.

Ağzı bozuktu ve küfürsüz gün bitiremiyordu. Ne yazık ki Asaf'ın bu hali çoğunlukla Onur'aydı.

Onur'un hoşuna gidiyordu bu tavırları. Asaf'ın geçmişini biliyordu ve arkadaşının tek bir an bile kendisi sayesinde gülümsemesi Onur'a saçma bir şekilde gurur veriyordu.

"Sildin süpürdün, tozu alıp çıktın herhalde geri zekalı?" dedi Asaf zaten hazırda bekleyen arabayı çalıştırıp gaza yüklenirken. "Sana beş dakika dedim yirmi dakika oldu, dua et basıp gitmedim."

Onur onu duymamış gibi yapıp arkasına yaslandı, sabah esintisini hissetmek için camı da sonuna kadar araladığında uyumaya hazırdı. "Yenge hanımla tanışacağım," dedi Asaf'a inat olsun diye. "Biraz dinlenmem gerek, sessiz ol."

Asaf yine söylenmeye başlayacaktı ki sessiz kalıp alttan alttan sırıttı. İçi heyecanla yanıp tutuşuyordu; Işık'ı ilk gördüğünde arkadaşı, ikincisinde ismini koyamadığı kişiydi. Şimdiyse sevgilisi.

Sevgili olalı beş günü geçmişti ve şu an onu görecek olmak Asaf'ı tarifsiz duygulara sürüklüyordu. Artık dizinin çekimleri bitmişti, Işık'a ayıracak onlarca güne sahipti.

Onur uyuklamaya başladığında Asaf hala anlamsızca gülümsüyordu.

***

"Annesi nerede bu kızın?"

Onur apartmana girerken sormuştu soruyu. O da fazla meraklanmıştı. Asaf'ı hem bu kadar mutlu edip hem de bu kadar üzebilen bu kızı merak ediyordu.

"Arkadaşına kahvaltıya gitmiş," diye cevapladı onu Asaf. Bunu dün, konuyu farklı yerlerde oraya getirerek sormuştu, Işık da direkt yanıtını vermişti. Şu an evde tekti ve birkaç saat de öyle olacaktı. Diledikleri gibi vakit geçireceklerine inanıyordu Asaf.

İkinci katta durduklarında Asaf sesini alçaltarak yaklaştı arkadaşına. "İnsan ol."

Onur gözlerini kısıp ona ayıplarcasına baktı ama cevap vermedi. Bu hareketleri Asaf'a karşıydı, normalde ağır başlı biriydi. Nerede nasıl davranması gerektiğini biliyordu.

Asaf ellerini pantolonuna sürttükten sonra zile birkaç kez dokunup birkaç adım geriledi. Onur onun omzuna dostça vurdu. "Aşık Asaf'ı görmek de nasip oldu," diye alaya aldı onu. Daha önce Asaf'ın sevgililerine şahit olmuştu, çoğu birkaç gün sürmüş, en uzunu iki ay sonra bitmişti ama arkadaşı hiçbirinde böyle değildi.

Işık, Asaf için gerçekten farklıydı.

"Aşık falan değilim," diyen Asaf'a gözlerini devirdi. Aşka inanmıyordu. İnandıracak kişi karşısına çıkmıştı ama belli ki tam olarak aşkı hissetmek için biraz yan yana durmaları gerekiyordu.

Saniyeler ardından kapı yavaşça aralandı. Onur yüzündeki kocaman gülümsemeyle karşısındaki genç kıza bakarken Asaf duraksamıştı. Onur, samimi bir giriş yapmayı amaçlayarak bir adım öne çıktı ve ikisine de şaşkınlıkla bakan kıza başını omzuna eğerek baktı.

"Sürpriz!" dedi, sonra Asaf'a baktı ama bu şaşkınlığa anlam veremedi. "Saat 9 ve biz çok aç olmakla beraber çok yorgunuz, Işık. Memnun oldum bu arada..."

"Onur Hisar?"

Onur'un bir an kaşları çatılacak gibi oldu ama başıyla onayladı. Kız bu sefer Asaf'a baktı ve şaşkınlığı gözlerine iyiden iyiye yansıdı. "Asaf Erdem?"

Asaf, gerginlikle nefesini dışarıya verirken eli ensesine gitti. "Işık yok mu?"

Onur da ikilinin şaşkınlığını ortak oldu. "Işık değil misin sen?"

Ama Müge soruyu algılayamadı. "Rüyada mıyım ben?" diye kendi kendine mırıldanırken dudakları şaşkınlığının etkisiyle aralık kaldı. Hayalleri, gerçekliğin yansıması misali karşısındaydı.

"Asaf?" diyen Işık, şaşkınlık silsilesine yeni katılanlardandı ama aynı zamanda bu şaşkınlığı en çabuk atlatandı. "Senin ne işin var burada?" dedi hızlıca ona doğru ilerlerken.

Asaf dudaklarını birbirine bastırırken kollarını iki yana açtı.

"Sürpriz!"

Ve bu sürpriz, o an bilmeseler de; sonradan sık sık anacakları güzel bir başlangıçtı.

Tazminat Ortağı | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin