Etraf tek kelimeyle savaş alanıydı. Bir kelimeyi bu kadar iyi tarif eden bir görüntü olamazdı. Askerler hayatta kalmak için titanlara saldırıyordu. Titanlar ise insanlara...
Erwin'in planı işe yarayacaktı zaten ve bu plan uğuruna çokça asker ölecek...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Abel
Gemiden indiğimizde bizde yavaşca diğer insanların toplandığı alana doğru gittik. Çoğu insan üzgün bir ifadeye sahipti. Bazıları boş bakıyordu. Kalan birkaç kişinin ise gözlerindeki intikam ateşi hissedilir cinstendi.
Gökyüzüde insanlar gibi kasvetliydi. ne bir kuş ne bir bulut.
İnsanlarda gökyü gibi kasvetliydi ne bir mimik ne bir tepki.
(biraz da edebiyat yapalım)
Herkes toplandığında birkaç asker onları takip etmemizi söyledi. Kimseden ses çıkmadan onları takip ettik. Bizi depo tarzı bir yere getirdiler. İçeride bir çok yetişkin, yaşlı ve çocuk vardı. Galiba bizden önceki gemiyle gelenler. Birkaç kural zırvaladıktan sonra gittiler.
Askerler gittikten sonra yere serdikleri örtü tarzı şeyin üstüne yattık. Diğerleri hemen uyuya kalmıştı. Zaten gece idi ve yaşadıkları olaydan epey yıpranmış olmalıydılar. Bir süre bekleyip herkesin uyuduğuna emin olduktan sonra uyumamak için yavaşca gözlerimi açtım ve Grisha'yı beklemeye başladım.
Birkaç saat sonra kapı açılma sesi geldiğinde hemen gözlerimi kapadım ve uyuyormuş taklidi yaptım. Her ihtimale karşı önlem almalıyım.
Bir süre haşırtı sesleri geldi. Ardından tekrar yavaşca açılıp kapanan kapı sesi. Gittiklerinden emin olduktan sonra yavaşca yerden doğrulup ayağa kalktım ve Grisha'nın izlediği yolu takip etmeye başladım.
Ormana kadar hiç durmadan ilerledik. Sonunda durduklarında bir ağacın arkasına saklandım ve onları izlemeye başladım.
Grisha, kucağındaki uyuyan Eren'i uyandırıp yere indirdi. Eren neler olduğunu bilmiyormuş gibi babasına korkuyla baktı. Kolundan tutulup sallanırken babasının bir şeyler saçmalamasıyla beraber yüzü daha kötü bir hal aldı.
Grisha söyleyeceklerini bitirdiğinde Eren'in istememesine rağmen zorla koluna bir iğne yaptı. İğneyi yapmadan önce bodrumun anahtarını unutmaması için tembihledi.
Eren, şırınganın içindeki sıvıyı aldığında acı bir çığlık attı ve titana dönüştü. Akılsız titan hemen önündeki Grisha'yı yakalayıp yemeye başladı. Yakalanmasına rağmen hiçbir kurtulma girişiminde bulunmayan Grisha ise sadece yenirken acı çığlıklar atıyordu.
Yani... Neden böyle bir şeyi yaparsın ki. Neyse, sorgulamayacağım.
Eren, onu yedikten bir süre sonra dönüştüğü titan yere yığıldı ve buharlaşmaya başladı. Buharlaşarak eriyen titandan yavaşca Eren'in baygın vücudu ortaya çıktı.
Etrafın sakinliğinden emin olduktan sonra oraya gidip Eren'i kucağıma aldım ve yattığımız depoya doğru seri adımlarla gitmeye başladım.
Depoya geldiğimde Eren'i yerine yatırdım ve kendi yerime geçmek için ayaklandım. Fakat yatağıma gitme hayallerim Eren'in elimi tutmasıyla yarım kaldı. Elimi ne kadar çeksemde bırakmadı. Bende sonunda boş verip yanına yattım.
