[13] Minor penalties

788 96 55
                                    

Bir keman gibi çalınmaktan yoruldum, lanet olası kalbine girmek için ne yapmalıyım?

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Bir keman gibi çalınmaktan yoruldum, lanet olası kalbine girmek için ne yapmalıyım?

______

[13] Küçük cezalar

''O gece nereye gittin? Tüm melekler seni konuşuyor.'' Jin merakla yaslandığı duvardan uzaklaşarak Jimin'in yanına doğru ilerledi. Jimin sinirliydi hem de fazlasıyla. Küçük bir hata hatta hata bile saymadığı şeyden dolayı tüm okulu temizleme cezası almıştı. Jin'de almıştı cezayı fakat kendisi kadar sinirli gözükmüyordu. Jimin'den sürekli bir şeyler almaya çalışıyordu ağızından. Geçen gece şatodan yok olduğunu herkes biliyordu ve Jin bu konuda bir şeyler öğrenme çabasındaydı.

Jimin elindeki süpürgenin sapına çenesini koyarak nefesini dışarı vermişti. Tuvaletleri temizliyorlardı ve şimdiden yorulduğunu hissetmişti Jimin. Lider Jungkook ikisini de çok azarlamıştı ve Jimin bu azarın etkisinden çıkmış değildi. Kulaklarında çınlıyordu Jungkook'un sesi ve bu her saniye meleği daha da kızdırıyordu.

''Ve boynundaki izi de konuşuyorlar. O mu yaptı?'' Jin merakla Jimin'in boynuna eğilerek ize bakınmaya çalıştı. Jimin olduğu yerden hafif irkildi ve kaşlarını çatarak adımlarını geriye doğru attı. Jin'in ceza aldığı için kendisine kızacağını düşünmüştü fakat hiç bir itiraz etmemişti. Bu Jimin'i oldukça şaşırtmıştı.

Jimin hemen boynundaki iz gözükmemesi için boynun eğdi ve yerleri temizlemeye başladı. Yeterince utanıyordu ve arkadaşının da üzerine gelmesi kendisini fazlasıyla germişti. Yerleri yutkunarak ağır hareketlerle silerken arada bir gözleri Jin'e kayıyordu. Jin ise kaşları çatık bir şekilde, iki elini ince beline yerleştirmiş Jimin'in zamansız hareketlerini inceliyordu.

"Bana hiç bir şey anlatmıyorsun." Jin gözlerini devirdi ve kendi de bir paspas alarak kapıdan silmeye başladı. Kaç gündür aklından çıkarmıyordu şeytanları. Yani en son gördüğü o şeytanı. Kim Namjoon. O kendisini şatoya bırakırken çok güzel sohbetleri etmiş olabilirdi hatta çok fazla güldürmüştü kendisini. İlk defa Jin birine laf atmamıştı. Namjoon'a ilk başta ne kadar gıcık olsa da onu sonradan tanışmıştı. Ya da daha tanıma aşamasındaydı. Şimdi ise onu bayadir göremiyordu ve onu görmek için yanıp tutuşuyordu adeta. Jimin'in şeytanla olan ilişkisi yakaladığından beri artık görevliler her yeri daha sık kontrol edecekti ve herkesin gözü bundan sonra kenderinde olacaktı.

"Özür diledim. Benim yüzümden sende ceza aldın." Jimin utana sıkıla konuştuğunda yanaklarını hafif şişirdi. Kendini çok kötü hissediyordu bu konuda. Belki biraz daha dikkatli davransaydı ya da dikkatli düşünseydi bunları yapmadan önce, başına böyle şeyler gelmezdi. Suçlu olduğunun farkındaydı.

"Sorun değil. Bir dahakine sende bende dikkatli oluruz." Jin kocaman gülümsediğinde Jimin anlamayan bakışlarla arkadaşına bakındı.

"Anlamadım. Zaten bizi bırak şatodan çıkarmayı odadan çıkartmazlar." Jimin nefesini dışarı verdi ve yerleri temizlemeye devam etti. Aslında tuvaletler o kadar da kirli değildi. Her gün neredeyse 10 kere temizleniyordu. Ama lider Jungkook onlara işkence olsun diye yeniden temizletiyordu. Jimin bu cezalara ne kadar dayanacaktı hiç bir fikri yoktu.

mockingbird ㄨ yoonmin ✓Donde viven las historias. Descúbrelo ahora