Bölüm On Üç - Oyun

7.7K 396 124
                                    

Bugün bir 18.30'a kadar dershanedeyim malsf o yüzden bundan sonra ki bölümü akşama atarım.

Ama boşluğum olursa orada yazıp gönderirim.

İyi okumalar<3

•••
Yazardan

İlayda, bileğimi sıkıca tutup ovaladı. "Barbarlar." dedi sessizce. Çünkü zaten burun çekmesi ve kesik nefesleri onun konuşmalarını bastırıyordu.

Ha bir de çığlıkları.

"Ne dedin?" dedi Yıldız, bıçağında ki kanı temizlerken. "Sesli konuş SESLİ!"

"Bir şey demedim!" diye bağırdı ağlayarak. "Yemin ederim konuşamam bırakın artık beni."

"Niye ağzın yok mu?" dedi Dalyan ceketini çıkarırken. "Bir baksana Yıldız, var mıymış ağzı?"

"Tabi ki.." dedi Yıldız gülümseyerek. Aniden kızın ağzına sert bir yumruk atınca geri çekildi. "Varmış."

İlayda, ağlayarak yere düşerken elini patlayan dudağının üzerine koydu. "Bir şey diyemem öldürürler beni!"

"E bak şimdi." dedi bu sefer Yasin. "Biz öldürmekten beter edeceğiz ama.. Bir de o yönden düşün." dedi İlayda'yı kaldırarak. "Seçim senin."

"Beni koruyacak mısınız? Duydum ben. Siz size ötenleri daha sonra koruyormuşsunuz. Yurt dışına çıkarıyormuşsunuz."

"Öyle mi yapıyoruz?" diye sordu alayla Yasin.

"Belki de öldürüp cesedi aranmaması için öyle diyoruzdur." diyerek karanlıktan çıktı Korkut. Öne doğru eğilen Yıldız, "Konuş." dedi sert tonununu devreye sokarak.

"Tamam." dedi İlayda. "Tamam!"

×
Defne Serenat

"

..Daha sonra anlaşma yaptık. E tabi bunların öncesinde bir sürü sınavdan falan geçtik."

"Çok kötüydü."

"Ben parmağımı kaybettim." dedi esmer olan sağ elini kaldırarak. Yüzümü buruşturup diğerine baktım. "Valla ben kolayca geçtim."

"Aynen." dedi esmer olan yanındakine. "Ama bir pantolon kirletti." diyerek güldü.

Korkut ile en son iki gün önce görüşmüştük. O gün beni İlayda'dan alıp eve getirdikten sonra geri onun yanına gitmişti. Bende gitmek istedim ama kaldıramayacağımı söyleyip götürmekten vazgeçmişti.

Bırak görüşmeyi mesaj bile atmamıştı. İki gün boyunca ara sıra Yıldız gelmişti ve yemek için yardımcı olmuştu. Sürekli evde olan Yasin'i bile görememiştim. Yine canım sıkıldığı için bahçeyi turlamaya çıkmıştım. Ve inanın uzaktan göründüğü kadar yakından da baya büyüktü.

Bir önceki sıkılmamda korumaları toplayıp okey oynadığım için Korkut kızmıştı. En azından onlara. O yüzden tekrar böyle bir şeyle karşılaşmak istemediğim için ben onların yanına gelmiştim. Dış kapıda duran 2 görevli ve merdivenin aşağısında duran 2 görevli vardı. Bahçede olanlardan bahsetmiyorum bile..

Merdivenin ortasına oturdum ve onları dinliyordum. "... Sonra bir ara bizim yatı patlattılar, ağabey de bize denizi temizlettirdi. Vallahi de yaptı."

Lades Where stories live. Discover now