Bölüm Yirmi Dört-Hayalet

4.2K 261 244
                                    

Merhabalar aşkolarım şunu açıklamak istiyorum ki bu kitabı 40'larda ya da 50'lerde falan bitireceğim. Ama yazdan sonra ikinci kitap olarak devam edeceğim.

Dün soranlar olmuştu açıklayayım dedimm.

Kolay gelsin size iyi okumalar bebeklerim <3

•••

Yalan, sözlüğe göre; "Doğru olmayan, gerçeğe uymayan söz, kıtır" ya da her neyse artık o anlamda gelmektedir.

Bir şeyin yalan olup olmadığına kim karar verir?

Yalan, bazen kişinin kendini durumdan kurtarma, kandırma ya da kaynağa fayda sağlamayı
amaçlayan uydurma bir iletişimdir.

Yalan; bir kişiyi aldatmanın doğru olmadığını değerlendirdiği bir inanç ya da anlayışla beslemek, şeklinde
de tanımlanmıştır. Bu tanıma göre, kişinin yalan söylediğini bilmesi gerekir. Yanlış hatırlama sonucu bir bilgiyi hatalı vermek ya da ortaya çıkmayacağını düşünerek yalanı devam ettirmemek gerekirdi.

Örneğin Korkut'un benim bu yalanı hiç öğrenmeyeceğimi sanıp devam ettirmesiydi.

Peki ya kimler yalan söylerdi?

Herkes. Herkes yalan söylerdi.

Farklı sebepler olabilir ama her yalan aynıdır.

Korkut'un yalan söyleme gerekçesi neydi peki?

Belki de bugüne kadar söylediği her şey yalandı. Belki de ben hafızamı kaybetmemiştim. Belki de asıl kötü Korkut'tu.

Bu durumu sorguladığım iki durum olmuştu.

İlk olarak Korkut'un oyun meselesinde sorgulamıştım.

İkincisinde ise şuan bu durumda. Bana yalan söylemesinde sorguladım.

Üçüncü durum olacağını sanmıyorum çünkü Korkut'u görmek istemiyordum. Ama görecektim.

Görecek ve hesap soracaktım.

Bunların nedenini soracaktım ona. Neden bana yalan söylediğini, neden benden gizlediğini, NEDEN BANA AŞIKMIŞ GİBİ DAVRANDIĞINI.

Belki de hiç öyle davranmadı.

Belki de ben şefkate ihtiyaç duyan zavallı bir kız olduğum için onun iyiliklerini aşk sandım.

Ne baba sevgisi gördüm ne anne? Ben gerçek sevgiyi nerede bilecektim ki? Sevgiyi diğer duygulardan nasıl ayırt edecektim?

Ne kadar da salağım. Ne diye güvenmiştim ki ona? Ne diye ona aşık olmuştum ki? Salaktım ben. Düpedüz salak.

"Duymadım hiç." dedi Kont. "Ama araştırırım."

Yutkunarak ona baktım. "Bana Korkut'u anlatır mısın?" dedim Kont'a. "Gerçekte kim o?"

Kont, yerde olan bakışlarını kafasını kaldırıp bana dikti.

"Korkut Ali Altay." dedi. "Babası Kahraman Altay. Yeraltı camiasının tanınan ve bilinen mafyasıy- dı." diye ekledi. "Eşiyle ayrılınca Yavuz babasında, Korkut ise annesinde kalmıştı. Aile parçalıydı tabi ama devamlı bir araya geliyorlardı çocuklar için. Bir gün Altay ailesi havaalanına gitmişti. Özel uçaklarıyla ülkeyi terk edeceklerdi. Aslında sadece Korkut gidecekti ama o sıra bir canlı bomba ihbarını duyunca uçağa atladılar. Zaten peşlerinde bir ton adam vardı." sonra durdu ve nefes aldı.

Lades Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin