4.Kurşun

134 7 0
                                    

"Anlamıyorsunuz, ben o savaştan sağ kurtuldum ama ruhum delik, deşik. Bazı ölümler içeride olur."

Bölüm şarkısı: Emir Can İğrek-Kor




Bana diktiği gözlerine baktım, ne zaman bu kapkara gözler yeşil gözlerimi göz hapsine alsa kalbim vücudumdan çıkmak ister gibi atıyordu; tıpkı şu an olduğu gibi, yıllar geçse dahi değişmeyen bu duruma lanetlerimi yağdırdım.. bu adama koşul ne olursa olsun hala bu denli atan kalbime de çok kırgındım.

Babası olduğundan habersiz karşısındaki adama bir şeyler anlatmaya çalışan oğluma diktim gözlerimi, vicdanım içimin en ücra köşesinden bir güneş gibi çıktı günyüzüne: Sen bu çocuklardan ne çaldığının farkında mısın Şehrazat? Düşüncelerimi bir kenara bırakıp o adamın kollarındaki oğlumu kucakladım hızla, kontrol ettim her bir zerresini "Anne bu amca beni kötü adamlardan korudu biliyor musun? Benim kahramanım artık o!" diye neşeyle şakıyan oğluma baktım.. Normali bu değil miydi zaten çocuklarının kahramanı olan babalar.. Oğlumun bundan bir haber olması bir ateşe atılmış hissettirdi.. "Siz şimdi teyzenizle gidip bir temizlenin annecim tamam mı? Ben de birazdan geleceğim." " Anne bu amcada bizimle gelebilir mi? Lütfen!" diye cümlemi bölen oğluma baktım bu adamın daha babası olduğunu bilmeden onu bu kadar sevmesi ağrıma gitmişti nefeslenmeye çalıştım, bana hevesle bakan oğlumu "Anneciğim bunu geldiğimde konuşalım, hadi içeri geçin." net şekilde cevapladığımı sandım "Of anne gerçekten bazen sana çok küsüyorum çok!" diye bağırıp arkasına dönen oğluma dek.. Buraya geldiğimizden beri iletişimimiz sert bir hal almıştı,; babamla kamer ilişkisinin onları etkilediğinin farkındaydım, benim çocuklarım bir babaya deli gibi hasretti..

Buz gibi sesiyle "Bu çocuklara böyle mi bakıyorsun!?" diye bağıran adama çevirdim kafamı, her an patlamaya hazır bir bomba gibiydi, durmadı devam etti "Sen Şah güzeli benim çocuklarıma böyle mi göz kulak oluyorsun!?" diye haykırdı yüzüme doğru "Bağırma! çocuklar duyacak onlara yeni bir trajedi yaşatmak istemiyorum!"  "Trajedi? Trajedi öyle mi? Babalarını onlardan saklaman kadar büyük bir trajedi yaşayacaklarını düşünmüyorum!" cümlesi içime bir ateş gibi düşmüştü, bu adam yine beni yakmak için elinden geleni yapıyordu ama ben o 21 yaşındaki toy Şehrazat değildim!  Kollarımı göğsümün altında  birleştirip alayla baktım karşımdaki adama ve onun damarına basacağım o cümleyi kurdum "Senin çocukların? Alparslan Karakurt.. belki de senden gizli seviştiğim bir gecenin tohumudur çocuklarım?" Alnındaki damarları cümlem sonrası can bulmuştu, gözleri kızardı, sert bir soluk çekti ve hızla bir mengene gibi sardı kolumu "Sen napıyorsun ya?! Bırak kolumu derhal sürükleyip nereye götüreceksin beni hı ? Bağırırım Alparslan, babamla karşı karşıya gelirsin bırak beni!" "İnan sikimde bile değil, Şehrazat Mihra Karakurt sen az önce küstahça kurduğun cümlenin bedelini ödeyeceksin!"  cümlesi sonrası bir çöp çuvalı gibi ön koltuğa fırlattı beni, sürücü koltuğuna geçtiğinde bana dalga geçer gibi "Kemerini bağla!" uyarısını yaptı bir de.. gerçekten çıldırmak üzereydim  "Ya sen dalga mı geçiyorsun? Aç şu kapıyı iyice saçmalamaya başladın!" "Kemerini bağla dedim!" diye yanıtladı cümlemi Allah aşkına duvara mı konuşuyordum ben? "Aç şu kapıyı gerizekalı!" Hızla yüklendiği gazla birlikte cümlem yarıda kaldı, oturduğum koltukla bir bütün haline geldim. Kendimi sakin olmaya zorlayarak "Bak şu an doğru düşünemiyoruz ikimizde aç kapıyı ben çocuklarımın yanına dönmek istiyorum hem yeni bir olay atlattılar bu onları korkutmuştur bana ihtiyaçları var." Diye konuştum kime konuştuğumu bilmiyordum fakat şu an parmakları dudaklarında, sağ eliyle direksiyonu kavrayıp süratle arabayı süren adama konuşmadığım kesindi..

ŞEHRAZATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin