Ölüm Oyunu

271 34 295
                                    

"Neden bitmiyor şu lanet oyun!?" Diye bağırdı Felix denizin ortasında gece vakti.

Denizden çıkıp kıyıya yaklaştı. Yere kumların üzerine oturup dizlerini kendine çekti.

"Neden? Neden bunları yaşıyorum? Neden her çocuk gibi çocukluğum olmadı, neden her kes gibi normal hayatım olmadı? Neden sevdiklerim beni yalnız bıraktı hep? " Dedi Felix gözünden bir damla yaş düşerken.

Sırılsıklam kumların üzerine oturmuş ay'ı izliyordu çilli çocuk. Durmadan ağlıyor kalbi daralıyordu.

"Küçük yıldızım?" Diye bir ses geldi arkasından.

"Abi?" Dedim ve ayağa kalktım.
Arkamı döndüğümde Minho bana bakıyordu.

"Evet abicim benim abin." dedi Minho ve bana kollarını açtı.

Gözlerimden durmadan yaş akarken hiç düşünmeden abime koştum hızlıca. Kolları arasına girdiğimde bana sıkıca sarıldı. Sanki bir daha beni bırakmak istemiyormuş gibi sarılıyordu. O an yaşadığım tüm acılarım yok olmuş gibi hiss etdim.

"Seninle hiç bir zaman mutlu olamadık abim. Iki abi olarak hayatımız mahv oldu babamız yüzünden. Abilik yapamadım sana. Yalnız bıraktım seni küçük yıldızım. Özür dilerim beni affedebilecek misin abim?" Dedi Minho bana sarılırken.

"Mutlu olamadık Abi. Hayatımız, çocukluğumuz mahv oldu. Beni yalnız bıraktın. Neden? Beni neden bıraktın Abi? Seni özlüyorum. Seni istiyorum. Belki bir kaç dakika sonra uyanıcam ve bir daha seni göremeyeceğim. Ama şimdi seninleyken çok mutluyum abi. Bırakma beni nolur!" Dedim ağlayarak.

"Ağlama küçük yıldızım. Yalnız değilsin sen. Hyunjin var. Arkadaşların var yıldızım. Beni özlersen Hyunjine sarıl demiştim. Haklısın belki birazdan her şey bitecek ama seni seviyorum abim bunu asla unutma." Dedi Minho ve abisinin saçlarını öptü.

"Ben seni istiyorum abi! Seni özlerken nasıl başkasına sarıla bilirim!? Lütfen bitmesin bu. Sensiz hayata geri dönmek istemiyorum! Yalnızlık, boşluk tüm kalbimi, ruhumu ele geçiriyor sensiz." Dedim ve yüzüne baktım.

Bana gülümseyip saçlarımı okşadı sonra ellerini yüzüme çıkarıp okşadı. Yaklaşıp yanağımdan öptü. Belki hayatım boyu kimsenin öpücüğü beni bu kadar iyi hiss ettirmemişti. Yalnızlık hissi yok olmuştu aniden tüm bedenimden.

"Üzgünüm abim ama başaramadım. Dayanamadım hayata. Her gün senin acı çekişini görmeye dayanamadım. Gözlerimi her kapadığımda aklıma o gün gelip durdu. Seni o gün ipler arasında gördüğümden beri aklımdan atamadım o günü. Senin nefes alamadığın için çırpınman aklımdan çıkmadı.

Iplere dolanmış ellerin, kendine çekilmiş ayakların ve kızarmış yüzün ruhumu mahv etti Felix. Daha o günü unutamadan sonraki gün seni hastahane de bıçaklanarak yerde kanlar içinde can çekiştiğini gördüm.

O gün ilk defa kırmızı renkten nefret etmiştim abi. Sonra sevgilim karşıma kanlar içinde çıktı. Hayatımda sizden önemli hiç bir şey yokken, tek ailem sizken ikinizi de öyle görmeye dayanamadım küçük yıldızım üzgünüm. Pes ettim. Özür dilerim..." dedi Minho ve işte o an gözünden bir damla yaş aktı.

"Pes mi ettin?" Diyip alayla güldü çilli çocuk.

"Peki ya ben abi? Sence benim hayatım daha mı kolay sence?
Yaşamak benim için kolay mı?

Her gün aynadan kendime bakınca gözlerim kararıyor! Çillerimi her gördüğüm de onlara lanet ediyorum!

Defalarca onlar yüzünden canım yandı. İlk çocuklar cehennemi evinde tanımadığım bir yığın orospu yüzümü kesti jiletle sonra yaktı yaralarımı şu lanet sizin yıldız dediğiniz lekeleri yok etmek için!

Silent home~Hyunlix Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang