12. Bölüm: "Madalyonun Diğer Yüzü"

7.7K 620 161
                                    


İyi okumalar!



Şarkı önerileri:


Greeting From Califournia-The Neighbourhood

Family  Line- Conan Gray


12-" MADALYONUN DİĞER YÜZÜ"



GÖKAY

Psikoloğum sakinleşmek için saymamı söylemişti bir keresinde.

Beynin eline bir uğraş vermekmiş saymak.

Saçmalık.

İsmim beş harftan, tam adım ise on harften oluşuyor. Odamın zemindeki ahşaplarda toplam iki bin sekiz yüz dokan bir tane çizgi var. Evdeki kitaplıkta bin seksen üç, okuldaki kütüphanenin ilk kitaplığında dokuz yüz dört tane kitap var. Kolumda beş tane ben, diğer kolumda iki yara izi var. Evin ilk katında toplam yirmi tne tablo, ikinci katında ise on tane tablo var. Basketbol salonunun soyunma odasının tavanında seksen tane karo, sınıflarda ise toplam yüz tane var.

Saymak rahatlatıyor mu emin değilim, ama hayatım saymakla geçti.

Şu an yerde ise on iki tane patlamış mısır var.

Annemin kıymetli beyaz halısının üzerinde.

"Gökay, sana diyorum."

Selin'in sesiyle kendime geldiğimde, "Pardon." diye geveledim ağzımda. Sohbetleri umurumda değildi.

Selin kaşlarını eğmiş sorun ne diye bana bakıyordu. Gülümsedim ve kucağımdaki bacağını sıktım hafifçe sorun yok dercesine.

Çok sorun vardı.

Kimseye anlatamayacağım ve kimsenin de anlamayacağı kadar.

Demir ve Mete sarhoşluk ve çakırkeyiflik arasında gidip geliyorlardı ve birbirlerinin ağzına çerez atmaya çalışıyorlardı. "Dik dursana amına koyayım."

"Geberip gideyim değil mi? Yok almayayım."

Gözlerim ise halının üzerine dökülmüş çerezlerdeydi. Annemin mutfak dışında yiyemezsiniz kuralı sanırım burada çürüyordu. Umurumda değildi. Hem de hiç.

Selin, ve Mete'nin kız arkadaşı Hale asla dinlemediğim bir sohbet içerisindelerdi ve kulaklarımı kesmeyi düşünürken kapının açılıp sessizce kapandığı duydum.

Annemler yarın akşam dönüyordu. Çalışanlar izindeydi. Geriye tek seçenek kalıyordu.

Başımı arkama çevirerek, kapıyla merdivenlerin arasındaki büyük girişe çevirdim bakışlarımı. Birkaç saniye sonra elinde topuklu ayakkabılarıyla Nefes geçti. Kimlerin olduğunu kontrol etmek için içeriye kısa bir bakış atmış ve sessiz adımlarla yukarıya çıkmıştı. Normalde selam vermek için gözükürdü ama bu sefer kimseye yakalanmak istemiyormuş gibi sessizdi. Garipsemedim. Onun tavırlarını ve hareketlerini çözmeyi bırakalı yaklaşık bir on sene kadar geçmiş olmalıydı.

Geri önüme döndüm ve ikinci biramı açtım ve sadece yerdeki halının mahvolmasını izledim.

***

Herkes gideli bir saat olmuştu. 

Etraftaki tüm tabak ve bardakları mutfağa götürdükten sonra yukarıya odama çıktım. Pencereyi açtım ve çekmeceme sakladığım sigarayı çıkardım.

Eksik ParçalarımızOnde histórias criam vida. Descubra agora