22. Bölüm: "Aydınlık"

10.3K 617 196
                                    


İyi okumalar!



Şarkı önerileri:


Sweet Home- SYLM

Can't Catch Me Now- Olivia Rodrigo





22-"AYDINLIK"

"Binlerce kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa."

-William Shakespeare






TOPRAK

Nefes'in kesmeye çalıştığı salatalıklara yandan bir bakış attım. Ona nasıl kesmesi gerektiğini göstermiştim ama kendini kesip durmuştu ve eciş bücüş ettiği salatalıklara biraz daha öyle nefretle bakarsa yiyecek bir salatamız olmayacaktı.

Geçenlerde kahvaltı için yumurta kırmasını istediğimde sergilediği performanstan sonra küçük görevler ve masayı kurma işini vermiştim. Nasıl yaptı hiçbir fikrim yok ama tavada yumurtadan daha çok kabuk vardı.

"Nefes, görevleri mi değişsek?" diye sorduğumda sinirle bana döndü.

Elindeki bıçağı savurarak "Karışma, sen kendi işine bak." diye çemkirdiğinde gülmemek için dudaklarımı ısırdım ve önüme döndüm. "İyi, karışmıyorum."

Pekala, yardımımı istemiyorsa kendi yapabilirdi.

Ben sosu karıştırırken gözlerini üzerimde hissettim. Bir şeyde ondan daha iyi olmam canını sıkmıştı.

Çekmeceden birkaç çeşit daha baharat çıkarıp birkaç tutam aldım ve sosun içine koyup tekrardan karıştırdım. Başka bir kaşıkla tadına baktıktan sonra kaşığa tekrar biraz sos koyup Nefes'e uzattım. Kaşlarımla kaşığı işaret ettiğimde dudaklarını araladı ve sosun tadına baktı. Gözlerim istemsizce dudaklarına kaydı. Sinirden kemirdiğinden ötürü kızarmışlardı. Dudaklarına bulaşan sosu diliyle temizlerken gözleri bendeydi.

Gözleri hafifçe kısarak boynunu hafifçe omuzuna yatırdı. "Güzel."

Onu öpme arzumu bastırarak kaşlarımı kaldırdım. Siktir, tek istediğim şey onu nefessiz bıraka dek öpmekti ama olabildiğinde ağırdan alıyordum. Ayrıca ikimizin de üstü başı kirlenmişti. Asıl yemeği yapan ben olmama rağmen nasıl becerdi hiçbir fikrim yoktu ama üstü benden daha çok kirlenmişti.

Mavi, büyüleyici gözlerini devirdi. "İyi, çok iyi. Oldu mu?" Geri önüne döndüğünde gülerek ben de kendi işimin başına dönmüştüm. Ta ki bıçağı kesme tahtasının üzerine sertçe bırakıp, "Yeter ya!" diye bağırana dek.

Ona döndüğümde parmağından akan kanı görmemle beraber hızla işimi bırakmış bileğinden tutmuştum. Pekala. Artık sadece sofra kurma işindeydi.

"Siktir Nefes," diye mırıldandım parmağına bakarken. "Derinden kesmişsin."

Beceriksizin tekiydi.

"Öf! Yapamıyorum işte! İsteme benden bir daha bir şey!"

"İstemem istemem."

Bileğinden tutarak elini suyun altına soktum. Diğer parmaklarını da kesmişti ve yer yer kanıyorlardı. "Ulan Nefes, salatalık marul dışında her şeyi kesmişsin..."

Nefesini verirken yerinde kıpırdandı. Suyu kapatıp kâğıt peçeteyle elini kuruladım ve çekmeceden yara bandı paketi çıkarıp bir tanesini yapıştırdım. Başımı kaldırdığımda surat astığını görmemle sırıttım ve belinden tutarak onu daha yakınıma çektim.

Eksik ParçalarımızWhere stories live. Discover now